bir televizyon kanalında izledim. sık sık reklama girildiği ve ilk reklam olarak karşımıza cüneyt arkın çıktığı, bunun da üstüne, titremeye çalışarak "bırrrrrrr" dediği için olsa gerek, filmden hiçbir şey anlamadım.
ocean kimdi onu da anlamadım. * onun 12 adamına julia roberts da dahil miydi onu da anlamadım. ama cüneyt arkın dahildi galiba...
oceans eleven kadar heyecanlı ve güzel olmasa da,sadece vincent cassel'ın lazerler arasından geçtiği sırada çalan müzik için izlenebilecek film.çalan şarkı için ayrıca; (bkz: the a la menthe)
vincent cassel'in hareket eden lazer sistemini geçtiği sahne mükemmeldir. ne bileyim, çaldığı tablo benim olsa ve güvenlik kamerasının görüntülerinden orayı geçişini görsem, adamdan şikayetçi olmam. hak etmiş herif derim.
cok fazla unlu oyuncunun kaliteyi daralttigi filmlerden biri. ilkine gore IQ'su daha yuksek bir film yapmaya calismislarsa da eleven kadar basarili olamamislar.
Neden bu kadar eleştiriliyor bilmiyorum,ama çok abartıyorlar eleştirmekte.yani böyle bir kadroyla daha iyi bir film beklentisi içinde olabilirler ama film her sahnesiyle bana göre gerçekten de göz doldurdu.espri daha bol ilk filme göre,karakterlerin sevimliliği daha çok ortaya çıkmış ve julia roberts'ın bruce'u gördüğündeki tepkisi yeter de artar bile.
bir de :just try to cover your fake baby ! matt damon da çok iyiydi.zaten george clooney faktörüne değinmiyorum yoksa bu entry çook uzayabilir.benim en sevdiğim bu ikinci film oldu kim ne derse desin.