beni yakınlarımdan, sevdiklerimden ay ismini verdiğimiz diğer günler silsilesinden daha fazla ayırması sebebi ile kendisinden nefret ettiğim, geldiğinde nasıl geçeceğini kara kara düşünürken kara bir ocak olmaması temennilerimin düşüncelerimde dolaştığı bir garip hayatın kışı.
ocak ayı ayrıca tanınmış kişilerin, gazetecilerin de öldürüldüğü bir aydır geçmişimizde.
hrant dink, mustafa suphi, uğur mumcu gibi...
bu ocak ayı, harbiden de ayı.
birçok ocağın karalara bağlanmasına sebep olur.
ona ''ocak'' adını veren biziz.
o ayda ölecek olanlar da.
dışarısının soğuk olduğunu bildiğin, sıcacık yorganın altında kedi gibi kıvrılıp uyuduğun, geceleri uzun, yalnız uyunamayan aydır. gecenin bir vakti uyandığında yalnızlık koyar adama. o yüzden uyumadan önce iki tek atıp uykuya dalmak en iyisidir.
pazartesi sendromu gibi bir hissi vardır. yeni bir yıl başlıyordur. yaşanmayı bekleyen 360 gün aynı isimdeki bir yıl içinde uzanırlar insanın önünde. durgundur, soğuktur. kışın en sadık ayıdır. daha buzların yerde duracağını, soğukların yüzümüzü yakacağını söyler. uyu diye fısıldayan aydır.
Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak parçası (yığını). karpuz, kavun gibi bitkilerde çok uygulanır.
'Ocak' (ateş yakılan yer, ev yuva) sözcüğüyle doğrudan bağlantısı olsa gerek; yani 'ocakların yakıldığı, veya günlerin dışarıda çalışarak-avlanarak değil ocaklarda (evlerde) geçirildiği soğuk ay'...