Çağımızın ve benim hastalığım olan ''OCD'' olarak kısaltılan, çeşitli anksiyete bozukluklarıyla boy gösteren, tedavisi için çeşitli hipnoz yöntemlerine de başvurulan sürekli tekrarlanan düşünceler ve hareketlerdir. Kurtulmak için 'LUSTRAL'a başvurulabilir. (Tabi doktor tavsiyesi ile)
bilinçaltında yatan belki de önemsiz bir şeyden dolayı ortaya çıkabilen hastalık(sahte kişilik).sanırım tedavilerde bilinçaltındaki düşünceyi ortaya çıkartıyorlar.
aşk da bu hastalığın tek bir karşı cinse olan iz düşümüdür zaten mutlu aşkın olmadığı görüşü de burdan gelmektedir zira bir hastalığın bünyede daimi bir mutluluk yaratacağını düşünmek saçmadır.
toplumda birçok insanda bulunan ama çoğunun bunun rahatsızlık bile olduğunu bilmediği, çeşitleri olan: cinsel obsesyon, eşya obsesyonu vb. kişilik bozukluklarıdır.
1500lere dek uzanan yazılı metinlerde bahsi geçen ve 19. yüzyılda yayımlanan ilk olgu serileri ile tıp literatürüne giren obsesif kompülsif bozukluk; obsesyonlar ve kompülsiyonların birlikteliğinden / içiçeliğinden oluşmuş bir hastalıktır.
obsesyon dediğimizde gündelik yaşamsal endişelerin ötesinde, uygunsuz zamanlarda ortaya çıkarak zihni meşgul eden, sıkıntıya ve işlevsellikte bozulmaya neden olan tekrarlayıcı düşünceler, imajlar ve dürtüler anlaşılır.
kompülsiyon ise obsesyonun yarattığı sıkıntıyı yatıştırmak adına, obsesyonla ilişkili ya da ondan bağımsız olarak görülebilen, bazı ritüellere ve katı kurallara dayalı yineleyici davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir.
klinik tablo çok fazla değişkenlik gösterebilir. tipik örüntüsünde obsesyonlar ve kompülsiyonlar birlikte ve peşi sıradır. obsesyonların ağırlıklı olduğu olgular da çok sıktır, obsesyonların olmadığı ya da silik olduğu, baskın kompülsiyonlarla tipik olgular da vardır.
bu durumu yaşayan bireylerde işlevsellikte azalma vardır yani obsesyonlar ve kompülsiyonlar günlük yaşamda aksamalar yaratır. zorlayıcı özelliği kendisini ve çevresini huzursuz eder. her ne kadar küçük çocuklara sorulmasa da hasta kişi obsesyon ve kompülsiyonların mantığa aykırı olduğunun farkındadır ve bu durum belirtilerin saklanması nedeniyle tedavi başvurusunun gecikmesine neden olur.
çok fazla sayıda obsesyon ve kompülsiyon vardır ama belli başlıları klinik pratiğinde daha sık gözlenir.
en fazla rastlanan kontaminasyon (bulaşma) ve temizlik ile ilgili olanlardır. hastanın zihni sürekli olarak bedeninin bir bölgesinin kirli olduğu veya yeterince temiz olmadığı düşüncesi ile meşguldür. bu obsesyonun verdiği gerilimden kurtulmak adına sık sık ya da belli bir sayıda yıkanma, kirli olduğu düşünülen yerlere dokunmama ve uzak durma gibi kompülsiyonlar sergilenebilir. çocuklarda en sık görülen ikinci grup zarar görme / zarar verme üzerine kurulu olanlardır. çocuk; aile bireyleri başta olmak üzere başkasına kötü bir şey yapacağı ya da kendisinin başına kötü bir şeyler gelebileceği temelinde obsesyonlar ve kompülsiyonlara kendisini kaptırır. ölüm, yaralama, kaybolma vb içerikli zarar görme obsesyonları gözlenebilir ve çocuk bunun verdiği gerilimden kurtulmak için annesine ve başkalarına bir şey olur mu? benzeri güven arayıcı sorular sorabilir ya da kendisi bazı eylemler sergileyebilir, yakınlarının sık sık kontrol edebilir, bedeniyle ilgili endişeli sorular sorabilir vs.
bunlardan başka zihinden sayma veya sıralama kompülsiyonları, aynı eylemi belirli sayıda tekrarlama, tekrar tekrar kontrol etme kompülsiyonları, kutsiyeti olan kavramlar hakkında zihinde kötü düşünceler ve imajlar canlanması, eylemlerde simetrik davranma ya da sıralama vb davranışlar da sıktır. obsesif kompülsif bozuklukta saklama, biriktirme ya da istifleme ile tipik bir alt tip de vardır.
depresyona eğilimli kişilerde daha yaygındır ve depresyona paralel bir şekilde obsesyonlar artar. altta yatan derin kaygılar ve korkuların sonucunda kişide obsesyonlar baş gösterir (zihne istenmeyen düşüncelerin gelmesi) ve akabinde o kaygıların gerçekleşmemesi için de kompülsyonlar başlar.
en net çözümü kişinin öncelikle depresyon nednelerini ortadan kaldırmasıdır böylece obsesyonlar da hafifler ve sonrasında kişi mümkün olduğunca dinlenmeli sosyalleşmeli kendisini stesten kaygılardan negatif düşünce ve duygulardan olabildiğince korumalıdır.
Diğer adıyla saplantı - zorlantı, %100 çözümü yoktur demek te yanlış olunan bu psikolojik hastalığın temel çözümü insanın kendi elindedir.
Buna örnek olarak kapının kitlenip kitlenmediğini elliden fazla kontrol edip tekrarlamasıdır. Veya biriyle el tokalaştıktan sonra hemen elini kimyasal maddeler (sabun vb) ile yıkaması gösterilebilir. Bu durumlar telkinlerin kendi iradesi çerçevesinde çözüme en yakın oluşumlar olduğunu bilinir. Nitekim ilaçlar ve başka destekler ile plasebo etkisi yaratılsa da çözümün dayatılması çok yanlış noktadadır.
akla gelen kötü düşünceden kurtulma amacıyla yapılan davranışların masumiyetine kapılıp, ardı ardına süre gelen davranışlara kendine kaptırarak başa saran bir kaset misali beyni kepiren fare gibi kendi sistemini çökertme hastalığı.
seratonin hormonunun nöronlar arası aktarımındaki sorunlardan ortaya çıktığı düşünülmekle beraber hemen her psikolojik rahatsızlık gibi bunun da kesin nedenleri bilinmemektedir. akla istenmeyen ve doğruluk payı bulunmayan düşüncelerin dolması, yapılmamış bir şeyden ötürü suçluluk hissetme, basit bir konudan ötürü kalbe sancılar girmesi, her kötü durum için "ya olursa!" denmesi gibi etkileri vardır. en sık görülen biçimi de temizlik hastalığı, kontrol manyaklığı ve paranoyaklıktır.
başkasına saçma gelen davranış ve sözleri sürekli tekrar etmekle kendini gösterir. üstelik bu davranış ve sözlerden kaçınmak için alınan önlemler de - kompülsiyon - insana saçma gelir. kişi, hayatını abartarak ya da ciddiye almayarak yaşar, orta noktayı bulamaz. ilerleyen evrelerde insanlara karşı güvensizlik ve depresyon da görülmektedir.
bendede son derece ilerlemiş olan hastalıktır.evden çıkıp defalarca geri gelip kapyı kontrol etmeler,fiş çekili mi ocak kapalı mı diye eve tekrar gelip bakma,araba plakalarını okuma,musluk ve lamba açıp kapatma daha say say bitmez hepsi var bende takıntılı manyak oldum.*
işin garibi yaptığının saçma olduğunun farkındasındır. ama onu yapmazsan ''kötü bir şeyler olacağı'' düşüncesi it gibi kemirir adamı. amaç akla gelen kötü düşüncelerden kurtulmaktır. özellikle de dinsel ve cinsel açıdan.
görüyorum burada ''karizmatik hastalık'' diyen yazar arkadaşlar var. kızların çoğu da bu hastalığın fetişi olarak dibi düşmüş durumda zaten.*
bu hastalığın birçok örnekleri vardır. kapıyı birden fazla defa kontrol etmek, aklına sürekli birşeyler takmak gibi şeylerdir. sebebi ise psikolojiktir, beyinde ki bir sıvının eksik olmasından kaynaklanır. acilen psikiyatriste gidilmelidir.
ev arkadaşımın hastalığı. gece bütün ışıkları kapatır. ve gidip tek tek açıp odalarda dolaşır, salondaki çekyatın altına bakar ve ışıkları tekrar söndürür öyle yatar. hayır hırsız girse ne alacak bi öğrenci evinden. alsa alsa benim sobottamı alır.
hayatı zehir eden bir kişilik bozukluğudur. kişi mükemmelliyetçiliğinden dolayı, kendi kurguladığı düzenin dışında bir düzen karşısında yıkılır ve depresyona girer. major depresyonla beraber obsesif kompülsif bozukluk, insana hayatı zehir eder. çünkü major depresyonun tedavisi zaman zaman sonuç vermez. saçmalık üretimi, saçmalık üretimini engelleme çabası ve sabit fikirlilik insan hayatını çekilmez kılar.
yani o dizi ve filmlerde gördüğünüz gibi metro istasyonunu ceketiyle temizleme hastalığı değildir sadece bu bozukluk, gerçek hayatla saçma bir hayat arasında bağlantı kurmaya çalışırken beyni yorgunluktan bezdirme hastalığıdır. düzenli ilaç tedavisi ile belirtiler örtülür ancak terapi olmadıkça kesin bir ilerleme sağlanmaz.
amk. neden ben dedirten hastalıktır eğer bende bi gariplik mi var lan diyip psikiyatriye gittiğinizde obsesif kişilik yapısı da ne diye sorar ve araştırdığınızda aslında hiç de normal bi kişilik olmadığınızı anlarsınız. şanssız hissedersiniz kendinizi çünkü tamamen psikolojik olmadığı gibi tamamen fizyolojik te değildir. tam bi tedavisi de yoktur meretin. çeşit çeşit tipi vardır kimi benimki gibi mükemelliyetçidir rezil olcam korkusuyla yaşar. en ufak bi hata dünyanızı başına yıkabilir. kimi temizlik hatası kimi cinsel sapıklık içinde yaşıyormuş beterin beteri var.