Takıntılıktır. Her insanda arada bir şeye takıntılık hâli oluşmuştur. Fakat obsesif hastalar bu durumu düzenli olarak yaşayıp takıntısından kurtulamayanlardır.
Düşüncelerden kurtulamadığınızda psikoloğa gidip içinde bulunduğunuz durumun karşılığı olan hastalıktır. Psikoloklarında yaptığı tek şey ilaç yazmaktır.
evden güç bela çıkılır. "ütü fişe takılı mı kaldı acaba" sorunsalı başlar. en az 3 kere geri dönülüp kontrol edilir. dördüncüde yüksek sesle "ütüyü fişten çekmişim" denilir. beşincide ütü komple çantaya atılır ve evden huzurla çıkılır.
çeşit çeşit türevleri olan takıntılarla kendini belli eden psikolojik rahatsızlık. bir sene boyunca bu rahatsızlıktan müzdarip bir arkadaşla aynı odada kalan biri olarak diyebilirim ki Allah kimseyi böyle bir rahatsızlıkla sınamasın. bahsettiğim arkadaş 2, 3 saat boyunca banyodan çıkamayan, ellerini yıkamaktan egzamalı gibi görünen, bir damla çay lekesine bile tahammülü olmayan bir insandı. nasıl ve ne zaman başladığını kendisi bile anlamamış.
8 senedir baş ediyorum bu illetle ya da baş etmeye çalışıyorum diyeyim. geçmez. geçer diyene inanmayın. en büyük avuntum ise hastalığımın farkındayım diyebilmek benim için.
zordur efendim. allah yardımcıları olsundur.
Geçiyor, ilaç özellikle görüşmelerin etkisi oluyor. en yakınınızdaki uzmanlara başvurun. etrafınızda bununla mücadele eden insanlar varsa onların da gitmesini sağlayın. mesela kaldırımda yürürken ritmik yürür hep beyaz veya diğer renge basmaya çalışırsınız, yaptığınız işleri sayı üzerinden yapmaya başlarsınız, mesela masaya on defa ritmik vurma, çay veya kahveyi sayarak karıştırma, düzen takıntısı, eşyaların hep aynı yönde olması, simetri takıntısı, temizlik takıntısı bazıları. evden çıkarken hep bir tedirginlik, kapıyı, ocağı, ütüyü. devamlı kontrol etme gereksinimi. geçiyor, tabi herkeste boyutu farklı olabiliyor ama bu konuda dediğim gibi uzmanlardan destek almakta fayda var. takıntılarınızı attığınızda mutlu bir hayat sizi bekliyor. fazla geç kalmayın, mutlu günler sizinle olsun.
eskiden yoktu böyle şeyler. insanlar meşgalesiz. o yüzdendir bu kadar ruhsal bozukluk, hapishanelerde değiliz belki ama şehirlerde yaşıyoruz. kodese tıkmadılar belki ama özgürlük içinde tutsaklık yaşıyoruz, dört duvar-dört duvar, pek fark yok aslında. sadece bizim kelepçelerimiz akıllı telefonlar. evet bunları yazdıktan sonra yine gidip akıllı telefonumu kurcalayacağım.
işe geç kalma pahasına prizleri, kilitleri dönüp dönüp kontrol etmektir. Rekorum ise 12 km yoldan geri dönmek. Çekmeceleri Fırsat varsa hergün, yoksa gün aşırı baştan yerlestirmektir. Temizleme evi yok olmadı bu diyip komple baştan temizlemek, sonra da oturup koklamaktir. Ama hadi yine iyiyiz, arabasının lastiklerini Zincirleyip kilitleyenler varmış.