hayatımı mahveden şu anda gözyaşlarımın sel olmasına neden olan hastalık .
intihar derecesine geldim ilaçlar fayda etmiyor artık nefesimi bilinçli alıyormuş gibi hissediyorum kafayı sıyırmak üzereyim.
yardımm dileniyorum konuyla ilgili yazarlardan ...
insana kendini özel hissettiren, -herkeste oluyor mu bilmem ama- bazen kayışı koparttığınızı zannettiren, onu bırakmaya çalışıp başınızdan atmaya başlayınca insana huzur getiren bir yanı da olan hastalık. bi nevi oyun gibi bişey eğer ona ortam hazırlarsanız ve onun istediklerini yaparak anlık kurtuluşu yakalamaya çalısırsanız iyice dibe batarsınız. benim tavsiyem kafaya takmamak onun bu kötü senaryolu düşüncelerini. tabi ki bu kafaya takmamak zor bi süreçtir ama denenmesi gerekir bence. ya da hiç denemeyin ölene kadar takın kafaya tercih sizin.tabi ki doktora görünmekte fayda var her insanın psikolojisi aynı değildir, kendimden yola çıktım ama nacizane, belki başkalarında ters teper bilemiyiciğim.
şahsıma doktor tarafından teşhisi konulan rahatsızlık. tedavi edilmediği taktirde şizofreniye kadar ilerleyebileceği söylenen, hayatı insana zehir eden olmaz olasıca şey.
öyle temizlik takıntısıyla ya da "yeaa phende far mı açapaaa xddd" ile açıklanamayacak gelmiş geçmiş en sinir bozucu hastalık. sittir edin olm bunu havalı bir şey değil. özenmeyin. sitmeyin hayatınızı.
öncelikle kişilik bozukluğu değil farklı kişiliktir.*toplumun ve tıp dünyasının bu duruma kişilik bozukluğu demesi onun umrunda da değildir.
ona göre de diğer davranış türleri kişilik bozukluğudur.
-odasında yalnız kalmak,kapı kitlemek,dış sesleri dinlemek,içsesle yüzleştirmek kimseye zarar vermez,
-inanın kendisi bu durumdan rahatsız olsa bile aslında hoşuna giden davranışlardır.
+tekrar ediyorum kişilikl bozukluğu değildir.her ne kadar klavyede yazılış şeklini* beğense de değildir.*
olan kişilerle yaşanması zor durumdur.
takıntısı kıskançlık yönünde seyrediyor ise durum vahimdir sürekli senaryolar yazılıp baş rolünde de her şeyden bihaber siz oynuyor olabilirsiniz. dahası akşam geldiğinde gün içinde hiç evden çıkmamış dahi olsanız onun kafasında dubai bile yapmışsınızdır. gel de hesap kes sonra. tedavi mi evet eline geçen boşanma davası bildirisiyle paşa paşa dr.a gönderilir tedavi olur geçtiği söylenir ancak vahim olan odur ki; artık siz okkb olmuşsunuzdur. örn: acaba yeniden ne zaman saplantılı sorularına cvp bulacaksınızdır, acaba kıskandı da korkudan belli edemiyor ve ne zaman patlayacak vs.
obsesyon takıntı,kompulsiyon ise bu takıntıyı akıldan uzaklaştırmak için kullanılan yöntem demektir.En sık görülen obsesif kompulsif bozukluk el yıkamadır.hasta sürekli ellerine birşeyler bulaştığını düşünür ve bunları temizlemek için sürekli ellerini yıkar.
eksi alınması üzerine gelen edit: neye göre eksi verdin arkadaşım?ben bu konunun mektebinde okuyorum.Neyini beğenmedin?DSM 4 kitabı desem ağzın açık bakarsın ama...
okb ile okkb birbirinden farklıdır. bu başlık mükemmelliyetçiler ile ilgili olmalıydı. okb kişideki kaygı bozukluklarından birisidir. bu kişilik bozukluğunun en belirgin inancı, hata yapmamalıyım, en belirgin davranışı da mükemmelliyetçiliktir.
dsm tr ye göre temel belirtileri:
1) yapılan etkinliğin asıl amacını unutturacak derecede ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp dururlar
2) işin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmelcilik gösterirler (örn, kendine özgü katı kuralallarından ötürü iş tamamlanamaz)
3) boş zamanlarını değerlendirme etkinliklerinden ve arkadaşlıklarından yoksun kalacak derecede kendisini işe ya da üretkenliğe adar (ekonomik gereksinim ile açıklanamaz)
4) ahlak doğruluk, ya da değerler gibi konularda vicdanının sesini aşırı dinler ve esneklik göstermez
5) Özel bir değeri olmasa bile eskimiş ya da değersiz şeyleri atmaz
6) başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe görev dağılımı yapmak ya da başkalarıyla çalışmak istemez
7) para harcama konusunda kendine ve başkalarına cimri davranır (ilerde ortaya çıkacak felaketler için biriktirilir)
8) katı ve inatçıdır
Dünya yuvarlağında yaşayıpda kendisiyle tanışmayan yoktur. inkar etmesin alnını karışlarım. Belki dereceleri falan vardır bu konunun experi değilim ancak şunu da belirtiyim bir işe besmeleyle başlamak yok efendim evden sağ ayakla çıkmak,allah korusun manasında eli kulağa götürüp tahtaya vurmak obsesif kompulsif bozukluk örneğidir. ismi insanlara ciddi birşeymiş gibi geldiğinden korkutucudur. oysaki insan olmak obsesyonları beraberinde sürükler en basitinden aşk da bir nevi obsesyondur.
not: bu yazıyı yazdım ama hariçten gazel de okumadım. simetri hastası bir insanım ve hayatımı obsesyonlarım yönetiyor.
Mükemmeliyetçilik ve güvensizlikten kaynaklanan psikolojik hastalıktır.
Bu işi en iyi ben yapmalıyım eğer başkasına yaptırırsam eksik ve yanlış olabilir düşüncesi taşırlar. hata yapmaktan ve ceza almaktan korkarlar .
Yanlışların insanı mükemmellikten uzaklaştırdığını düşünürler ve yapılan her yanlışta biraz daha kötüye yaklaşırlar. Yapılan kötülükleri ve yanlışları affetmezler. Çünkü affedilirse doğrudan uzaklaşılacağını düşünürler .her yanlış yeni bir yanlış doğurur ve hayatta başarısız olunur. Bu hastaların en büyük korkularındandır.
Terapilerle tedavisi olduğu bilinse de tekrar nüksetme olasılığı yüksektir.
ilerlemiş halinde de paranoıd kişilik bozukluğu da oluşur. Sürekli kaygı , güven eksikliği ,saplantı ,bağımlılık gözlenir .
elini defalarca yıkamak çok alt seviyelerindeki belirtileridir bence.bu adamlar hayata başka pencereden bakarlar.saplantıları hayat felsefelerini etkilemiştir.kendilerini bazen hep bir kaybeden olarak gören tipleri intihara meyillidir.ama intihar mektubunda bir tek imla hatası göremezsiniz.