Nevrotik kısımdan, psikotiğe geçtiyseniz ve sadece obsesyonlara sahipseniz 4-5 katı yanmışsınız demektir. içgörü gitti mi bittin. Sıkıntıda mısın, değil misin, korkuyor musun, korkmuyor musun, eyleme mi dönüştürmek istiyorsun, istemiyor musun hiçbir şeyi anlayamıyorsun. Zihin iyice bulanıklaşıyor. Ara sıra karnımın aç olup olmadığından bile emin olamıyorum hatta ve hatta ailemi sevip sevmediğimi dahi anlayamıyorum, öyle lanet bir şey içgörüsüzlük.
paket olarak anksiyete ile birlikte gelmesi olasıdır. birbiriyle benzerlikleri vardır. içinde bulunduğunuz zaman size meşgale bulursanız eğer bunları kafaya takmazsınız diye tavsiye verenler olacaktır.
18 yaşından beri zaman zaman ilaçlar kullanarak bu hastalıkla baş etmeye çalışan biri olarak şunu diyorum ki insan bu hastalığı kendi çabalarıyla telkinleriyle yenebilir. herkeste vardır sizde de vardır ama hayat kalitenizi etkilediği süre boyunca bu bir hastalıktır.
naçizane şöyle bir tavsiyem olabilir bu hastalıkla ilgili olarak ; bu hastalığı yenmeye çalışmayın bu hastalığı kullanın. mesela derslerinizde mesela hobilerinizde ya da başarılı olmak istediğiniz işlerde. o zaman hem hastalıkla başa çıkmış olursunuz hem de istediğiniz şey ne ise onda başarılı olursunuz.
alaya alındığını görünce hayli üzüldüm yine bilgi sahibi olunmadan birçok şey eleştirilmiş. takıntı ve zorlantılar mevcuttur. bana kalırsa ergenlik ya da yaşlılık gibi kişinin ilgiye aç olduğu dönemler dışında hiçbir şekilde bir bireyin bunu gösteriş için yaşantıladığı düşünülmemelidir.
psikolojik ya da değil herhangi bir hastalığa veyahut farklılığa bu şekilde tepki verilmesi beni şaşırtıyor.
Zor hastalık hiç kimse sizi anlamıyor neden temizliğe takıyorsun diyor çoğunlukla lavabodan yarım saat çıkamıyorsun, sinir bozuyor fakat size tavsiyem yaşayan ve etkileri baya azalmış biri olarak unutmayın ki o temizliğe takıntınız yüzünden sevdiğinize sarılamıyorsunuz ya onu kayberseniz çok pişman olursunuz yavaş yavaş bazı şeylerden vazgeçin az az azaltın en önemli olan zamandır. Bazı şeylerden vazgeçince ben ne yapıyorum diyip yavaş yavaş vazgeçiyorsunuz.
ellerimi yıkamalarım, duş almalarım ve günde üç defa duş alsam bile geceleri pis hissederek yeniden duş almalarımla başladı.
odamdan mutfağa 12 adımda gitmem gerek diye kendimi şartlandırıp, 12 adımı geçince veya 12 adımı yakalayamayınca tekrar odaya gidip yeniden denemeye çalışmalarımla devam etti.
halı saçaklarını elime cetvel ve makas alıp aynı boyuta getirmeye çalışmak gibi özelliklerim geçen seneye kadar vardı.
ve hatta sırf mutfağa 12 adımda gidemedim diye bir saat uğraşıp, sınava geç kaldığımı bilirim.
herkeste bulunan obsesyonların -takıntıların- hayat kalitemizin standartlarını düşürmeye başladığında hastalığa dönüşmesi durumudur. sorumluluklarının bilincinde olup bunları yerine getirmeyi obsesyon haline getirirseniz bu sizin lehinize olur ancak ellerinizi günde 50 kez yıkayıp gündelik işlerinizi dahi aksatırsanız bu hastalık olur.
halının altına süpürmek yerine detaylı ve profesyonel bir tedavi sürecine girmeniz gerekmektedir.
Bir hastalık, öyle bir hastalık ki iyileşmenin tek yolu ehemmiyet vermemeyi başarmak. Bunu başarmak için yüzleşilmeli. Ama yanlış telkinlerle yüzleşilirse vâka ağırlaşır. Ben 4 farklı türde takıntılar yaşadım. Şuan büyük ölçüde işleri kolayladım. Allah düşmanımın başına vermesin dediğim dünyadaki tek hastalık... çok çaresiz hissedenler özel mesaj atabilirler. dertleşirim. Acizane tavsiyelerde bulunabilirim. Belli mi olur birbirimizin şifasına vesile oluruz.
Edit: psikolojik danışmanım. Teorik olarak bilgi sahibiyim.
Zor hastalık hiç kimse sizi anlamıyor neden temizliğe takıyorsun diyor çoğunlukla lavabodan yarım saat çıkamıyorsun sinir bozuyor fakat size tavsiyem yaşayan ve etkileri baya azalmış biri olarak unutmayın ki o temizliğe takıntınız yüzünden sevdiğinize sarılamırsunız ya onu kayberseniz çok pişman olursunuz yavaş yavaş bazı şeylerden vazgeçin az az azaltın en önemli olan zamandır. Bir anda bazı şeylerden vazgeçip biraz vazgeçip yaşadığınızda ben ne yapıyorum diyip yavaş yavaş vazgeçiyorsunuz.
Yolda yürürken apartmanların kaç katlı olduğunu sayıyorsun. Bazı çok yüksek binaları sayamadıgında bunun için durup saydıktan sonra yoluna devam ediyorsun.
Lavabodan çıktıktan sonra ellerini 4 defa yıkıyorsun eğer kaçta kaldıgını unutursan, en baştan başlıyorsun.
Ders anlatan hocanın gömleğinde kaç düğme olduğunu sayıyorsun, lavabodaki fayansları sayıyorsun, bir mekana girdiginde kaç masa olduğunu sayıyorsun...
Bir tedavi görmedim ama allaha şükür artık bunları yapmıyorum (sayma az da olda kaldı ama öyle bina fayans falan değil ve sayamadıgımda geciyorum bu beni rahatsız etmiyor artık)
Okb beyni yiyen bir kurt. isterseniz en zengin, en zeki, en başarılı olun obsesifseniz en mutlu asla olamıyorsunuz. En kaliteli evlerde oturun, en kaliteli arabalara binin, en güzel yerlerde tatil yapın isterseniz, buna sahipseniz hayat standartlarınız eksi seviyededir. Çünkü kafanız takıntılarla o kadar meşguldur ki tüm o güzel şeylerin tadını çıkaracak vaktiniz yoktur. Kimse sizi anlamaz. En çok duyduğunuz şey "boşver"dir. Zaten hastalık olan kısmı da budur ya. Her insanda takıntı vardır, bu doğal bir psikolojik tepkidir zaten. Ama normal insanlar bu takıntılarını çok kısa süreli yaşarlar ve hiç yaşamamış gibi unuturlar. Ama obsesifseniz bir defa karşılaştığınız bir takıntı artık parçanız olur. Kurtulamazsınız ama kontrol edebilirsiniz. Emdr terapisi etkili olabilir, deneyiniz.
Gırtlağıma kadar bulandığım iğrenç ötesi hastalık. Krizlerinden bıktım usandım artık. Öyle ağır kriz donemlerim oluyor ki 7/24 düşünüyorum. Sırf düşünmekten bütün bedenim o kadar yorgun ki anlatamam... Bu halde uyumaktan da nefret ediyorum. Güzel bir rüya görüp sabah yine aynı takıntılara uyanarak gerçek dünyanın tekrardan farkına varmaktan nefret ediyorum nefret..
Günden güne daha çok içine çekildiğimi hissettiğim bir tür psikolojik rahatsızlık. Birilerine anlatmaya ihtiyacım vardı. Ve işte burdayım..
Temizlige takıntılı olma seklinde gösterdi bende kendini. Tam olarak ne zaman ve nasıl başladığını bilemiyorum. Ama git gide dozunu arttirarak ilerlemesine engel olamiyorum. Her geçen gün bir şeyler için daha önlem alma ihtiyacım daha da artiyor. Ve hal boyle olunca hayat git gide zorlasiyor. Ilk başlarda önceden nasıl göremiyormusum diyordum, her insan dikkat etmeli böyle şeylere vs vs. Şimdi oyle bir noktadayim ki keşke boyle seyleri umursamadigim gunlere dönsem diyorum. imkansız degil biliyorum ama o kadar zor ki bir kere görmeye basladiktan sonra aslinda görmüyormus gibi yapmak.. önceden derdim ki bence ben hasta degilim. Keske butun insanlar böyle olsa. Simdi ise tek istedigim böyle olmayan insanlar gibi olmak. Yasamayanin kesinlikle anlamayacagi bir durum. Annenize bile sirf temiz olmadigini düşündüğünüz icin sarilamamak. Biri size dokundu diye oturup saatlerce ağlamak. Oturduğun yere daha once kimlerin oturdugunu düşünmek. Omzuna carpan sineğin nerelere konduğunu hesap etmek. Saçını savuran rüzgarın tozlarla dolu olduğunu düşünmek. Sevdiginin elini bile huzurla tutamamak.. Bunlari elinde olmadan yapmak ve bir türlü engel olamamak.. aklımi oynatmak uzereyim. Ya da zaten coktan oynatmisim.
Nasil bitecegini merak ediyorum. Ya da bitecek mi? Bilmiyorum.. çaresizim.
insanın sosyal hayatını hatta ev hayatını karşılıklı dayanılmaz kılabilen bir hastalık. Karşıdaki insanı takıntılarıyla deli edip sonunda kendilerinden uzaklaştırırlar. Özellikle evlilik veyahut ev arkadaşlığında çekilmez olabilen bir şeydir. Her şeyin simetrik olmasını isteyen bir kesim vardır. Kendi evinde herhangi bir eşyanın yerini değiştirmen bile kavga sebebidir. Diğer versiyon ise sürekli kaygı duyan kesimdir. Her şeye kaygılanıp etrafındaki kişilerin de sinirlerini bozarlar. Sosyal hayatta yer edinmeleri oldukça zordur. Allah acil şifalar versin.