gelenek değişmemiştir. tersini bekleyen olduysa hayal kırıklığına uğradığını düşünüyorum. obama gayet güzel gidiyor neden bozsunlar tılsımı? he güzel kardeşim...
ben bunu bir yerden hatırlıyorum efendim.
zira bizim başımızda da böyle bir şey var...
acaba diyorum bunlar sürekli başa geçiyor ya ortak tanıdıkları falan mı var.
ilk döneminde ekonomi ve krizlerle boğuşmuştur, 2. dönemi bu kadar sessiz olmyacaktır, biraz daha agresif hareketler ve kararlar vereceğini düşündüğüm abd'nin 45. başkanı.
abd'nin dış politikasında değişiklik olmayacaktır.
obama'nın tekrar seçilmesine sevinen yurdum insanının haliyse tam bir dramdır. neden sevindiğini sorsan savaştan kandan bahseder de "be geri zekalı abd yalakası ! aynı obama değil miydi 4 yıldır abd başkanı ve sen feryat figan etmiyor muydun suriye'ye girmeyelim abd oyunu bunlar diye. libya'ya saldırıldığında başkan aynı obama değil miydi ? afganistan'da abd askerlerinin her türlü zorbalığına karşı yine o askerleri savunan insnasız hava araçlarıyla sayısız suçsuz çoluk çocuğu katleden aynı obama değil miydi ? az kanlı olacakmış dünya vay anasına yaa obama gelecek kan duracak değil mi ! ve aynı obama değil miydi senin bakanını başbakanını aşağılayan hareketlerde bulunan ne çabuk unutuyorsunuz böyle akıl fukaraları abd yalakları sizi..."
abd hayranı ezik zavallılarla aynı ülkede yaşıyor olmaktan utanç duyuyorum.
edit. abd yalakaları rahatsız olmuşlar, rahatsızlık vermeye devam edeceğiz...
sevindiricidir. gözlerim yansa da sabaha kadar cnn türkü takip ettim. mitt romney'den daha hayırlı olacağı kesindir amerika'ya obama'nın başkan seçilmesi. amerika'yı bir yüzyıl geriye götürecek düşünce yapısı vardı zira romney'nin.
america uzun yıllar boyunca beyaz amerika olmuştur. en azından, obama ile gerek siyahiler gerek göçmenler güvende hissetmektedir. verdikleri oylarla da bunu kanıtlamışlardır.
"beyaz saraya beyaz bir adam yerleştirelim" telaşına, stresine ve ırkçılığına giren insanlara da kapak olmuştur.
obamayı bir kez daha oy çokluğu değil eyaletler arası dengeler kurtarmıştır. abd seçim sisteminin en can alıcı yönü de budur. oy çokluğu işlemez abd seçimlerinde. örneğin california 100 parlementer çıkarıyor diye düşünelim ve seçim sonuçları demokratlar %51 cumhuriyetçiler %49 olsun. çoğu ülkede işleyen sisteme bakarak demokratların 51, cumhuriyetçilerin 49 sandalyeye sahip olduğunu düşünebilirsiniz ama yanlıştır. birinci çıkan parti o eyaletteki 100 sandalyenin 100'üne de sahip olur ve rakibinin bütün oylarını da ekarte eder. yani böyle bir durumda cumhuriyetçilere verilmiş oyların tamamı çöpe gitmiş demektir. işte anlayın abd'nin nasıl bir demokratik(!) seçim sistemine sahip olduğunu.. ve bir an için düşünün acaba niye bizdekiler de bu kadar çok istiyor başkanlık ve eyalet sistemini diye. %0.000001 farkla bile olsa o ilde birinci çıkanın bütün vekillikleri alacağı düşünülürse bu sistem sayesinde birilerinin mest olacağı açık.
(bkz: ısrarla baraklara gelmek) değişim, değişim, değişim diyen obamanın pek de bir değişim getirmediği gerçeğini göz önünde bulundurursak; amerika yine amerika.
amerika dış politakasın devlet politikası olduğu ve kim başkan olursa olsun bu politikanın değişmeyeceği gerçeğinden bihaber ergenleri görmemi neden olmuş ibret verici gelişme.