"o, öyle biri değil" diye diye bazı insanları zorla sevmişim. gerçeklerden kaçıp hayale sığınmışım. ama artık anladım ki karşımızdakiler bizi değil, biz kendi kendimizi kandırıyoruz; "öyle değil" diyerek. yani hepsi tam da "öyle" aslında.
"O öyle biri değil" diye korumayın kimseyi..
Mutlaka öyle biridir, belki de daha beterdir dikkat edin..
Ben kimin için öyle biri değil dediysem,
Öyle biri olduğunu zamanla gördüm, dediğime utandım..
"O öyle biri değil" diye korumayın kimseyi..
Mutlaka öyle biridir, belki de daha beterdir dikkat edin..
Ben kimin için öyle biri değil dediysem,
Öyle biri olduğunu zamanla gördüm, dediğime utandım.
Asla bu cümleyle savunmaya geçmeyin birini. Neden biliyor musunuz? O öyle biri değil dediğiniz o biri, tam da öyle biri.
Sadece siz fark edememişsiniz. Sonrasında o birine duyduğunuz güvenle, inançla kalakalıyorsunuz.
Bazen çok yakınında olduğunuz, güvendiğiniz, inandığınız ya da inanmak istediğiniz biri,
aranızdaki ilişkiyi dışarıdan ve farklı bir pencereden inceleyen farklı biri tarafından daha net gözlemlenebilir.
Dolayısıyla ne hislerinizi başkalarının düşüncelerine yem etmek, ne de birine yalnızca kendi hisleriniz ve istekleriniz doğrultusunda inanıp güvenmek tam anlamıyla doğru olacaktır.
Sonuç olarak fikirlerinize ve hislerinize güvenin, ancak fikrine güvendiğiniz, iyiliğinizi istediğine emin olduğunuz dostlarınıza da kulak vermeyi ihmal etmeyin.
Bu biraz da, insanın yanılmayı gururuna yedirememesinden kaynaklanıyor. "Ben değer veriyorsam o insan güvenilirdir." düşüncesi buna sebep.
Genellikle hüsranla sonuçlanıyor.