12 Eylül 1980 ihtilali ve sonrasında yaşanılanların anlatıldığı, kadrosunda Demet Akbağ, Özgü Namal, Altan Erkekli, ipek Tuzcuoğlu gibi oyucuları barındıran bir Murat Saraçoğlu filmi. Mayıs ayında gösterime girmesi beklenen filmin senaryosu ise Beynelmilel'in senaristi Sırrı Süreyya Önder tarafından yazılmış.
bildigim kadarıyla ozgu namal,demet akbag,ipek tuzcuoglu ve altan erkekli'nin oynadigi,hallerine cok uzuldugum insanlari anlatan daha gosterime girmemis bir film..ipek tuzcuoglu filme iyi adapte olabilmek için geneleve gittigini söylemistir..
filmin oykusu ise : 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra siyasi suçlu olarak aranan bir karı koca, yurtdışına kaçmadan önce çocuklarını Mehtap Anne'nin yuvasına bırakır.
Onların çocukları bıraktığı yer aslında eski bir hayat kadını olan Mehtap'ın işi bıraktıktan sonra halen hayat kadınlığını sürdürenlerin çocuklarının bıraktığı "Emanetçi Anne"dir.
Karı koca bir müdet sonra çocuklarını alması için bir italyan kızı Türkiyeye göndedir. italyan kızı birbirinden ilginç maceralar beklememkte imis.
gişe hasılatının düşük olacağı aşikar film. ulan kim gidip sinema gişesinde "orospu çocuklarına 2 bilet" diyebilecek?
vicdani edit: burada sanki filmi aşağıyormuş ya da eleştiriyormuş gibi bir hava oluşturduğumu farkettim. yok böyle birşey sadece espri yaptım ki benzer bir espriyi yiğit özgür de yaptı. filmi izlemedim ama kadrosu ve konusuna bakılınca kaliteli bir iş çıktığı kesindir.
yine boş beleş bir 12 eylül bir filmi daha. ne zaman sıkılacaklar bunu yapmaktan bilmiyorum. neden diye sorduğunuz zamanda ; " efendim şimdiki nesil bu olayları hiç bilmiyor, öğrenmesi lazım, 12 eylülden sonra apolitikleştirilen gençlik..." diye yanıtlıyorlar sizi. insanın da şunu diyesi geliyor hemen; "e kardeşim 12 eylül'ü sinema ve dizi yapa yapa mideniz şişti be amerikan dolarından, yaşamadığınız yaşantıyı bu filmlerin gişelerinden yahut bu dizilerin reytinglerinden aldığınız paralarla yaşadınız. valla 12 eylül en çok size yaradı yahu".
gösterime girdikten sonra sinema eleştirmenlerni zor durumda bırakacak filmdir. zira filmi övmek ayrı bi dert, yermek ayrı bi dert.. misal;
"sanatsal olarak bir anlam taşımasa da oyuncu kadrosunun kalitesiyle takdire değer bir film. ki oyuncuların kalitesi filmde de kendini gösteriyor. hepsi de gerçek birer orospu çocuğu gibiydi. yani küfür olarak değil elbette, oyun standartı olarak. yanlış anlaşılmasın lütfen ama burdan "bravo size orospu çocukları!" diye seslenmek istiyorum kendilerine. gidin, görün, tadını çıkarın."
hıncal uluç
sabah- haftasonu eki
05- 06- 2008
"vakit kaybetmeye dahi değecek bir film değil, bırakın bu orospu çocuklarını."
ömür gedik
hürriyet- kültür/ sanat eki
07- 06- 2008
"hayatımda izlediğim en özel filmlerden biriydi. hikayenin içinde hissediyorsunuz kendinizi. yani söylemek istediğim şey "aynen bir orospu çocuğu gibi hissediyorsunuz" değil. daha sanatsal bi yaklaşım bu, daha neo- klasik bi yorum. öyle olmasını diliyorum en azından. neyse filme dair söylenecek çok şey yok; gidin ve orospu çocuklarını görün!"
atilla dorsay
cumhuriyet kültür- sanat
13- 06- 2008
...
bu tür yorumlar yapıldı diyelim, hoş olur mu? olmaz. demek ki neymiş? populizm uğruna böyle garip isimlerle film yapmamak gerekiyomuş. di mi tarantino abi?
- kill bill!
göremediğiniz gibi onaylamadı kendisi bizi. çünkü halihazırda kill bill filminin etkisinden çıkabilmiş değil. nasılsın diyosun, kill bill diyor. sıkıntılı biraz bu aralar. rahat bırakalım o yüzden.
sinemada bilet alırken "orospu çocuklarına iki bilet lütfen" dedirtebilecek, içinde özgü namal'ın olduğu herşey gibi bana güzel geleceğini düşündüğüm sinema filmi.
konu güzel, oyuncular iyi ama havada kalmış film. özellikle sonu hiç olmamış sırf bitsin diye yapılmış gibi sanki. daha karmaşık, izleyeni düşündürecek bir son olmalıydı. bir de ipek tuzcuoğlu doğudan gelen töre kurbanı kadın rolünde çok eğreti duruyor, oyunculuğu abartılı ve yapmacık. demet akbağ ve altan erkekli döktürmüş herzamanki gibi. özgü namal da iyi fakat artık her filmde onu gördüğümüz için inandırıcılığını yitiriyor sanırım. sarp apak işi kotarmış tanrıverdi'den sıyırmış kendini birazda olsa. filmdeki sevimli havada çocuk oyuncuların etkisini es geçmemek lazım. hem çocukların isimlerinin ardındaki hikayeler* güzeldi hem de çocuklar çok doğaldı.sözün özü beynelmilel kadar olmasa da hoş sıcak bir film, izlemek gerek.
altan erkekli, demet akbag, ozgu namal, sarp apak, ipek tuzcuoglu, sezin akbasogullari, gokhan atalay'ın aynı anneden doğması sonucu oluşmuş bir film yapılmak istendiğini gösteren ad .
bazılarının beğenmediği film ismi. gerçektende ülkemizde insanlar hiç küfür etmez, sokaklarda çocuklar birbirlerinin anasını sikmez, kankalar birbirine 'göt oğlanı' demez. gerçekten çok utandım amına koyiyim.
not: ulan birbirlerine 'anneni sikiyim' diyen kardeşler tanıyorum, açıklarsam yer yerinden oynar.
sırf dikkat çekmek için ismi orospu çocukları konulmuş filmdir. filminin ismini tamamen yazamadıktan sonra ne işe yarar ki o film. hadi sansür olmasaydı tamam bir şey demeyeceğim. fakat sansürleneceğini bile bile bu isim seçilmiştir, sansüre olan ilginin kaçınılmaz olduğu aşikar nasıl olsa yurdumuzda.
herşey iyi güzel de aile içinde girilen komik dialoglara tam da örnek teşkil edecek bir film oldu, ayşe sendeyiz;
ayşe: anneee! ben dışarı çıkıyorum.
anne: nereye gidiyorsun ayşe?
ayşe: ya anne, şimdi yanlış anlıcaksın ama..
anne: neyini yanlış anlıyacakmışım? kimle gidiyorsun bakiyim sen?
ayşe: ya fatmalarla işte de,
anne: ee? niye söylemiyorsun?
ayşe sessizce: ya sanki şimdi orospu çocuklarına desem izin vericek.
anne: ne dedin seeenn!!
ayşe: ya anne valla film ismi!
anne: tüüü sana rezil! elalemin oğlanlarına bir de isim takmış, iyi mi oluyor öyle diyince he? söyle çabuk, kız sen benim ocağımı mı batıracaksııııın? baban ne der, abin ne yapmaz sana.
ayşe: ama film ya.
demet akbağ'ın muhteşem oynadığı, diğerlerinin ise vasatı aşamadıkları film. ya diğerleri kötü diye demet akbağ muhteşem gözüküyor ya da bu kadın kendini fersah fersah aşmış.
filmde teknik olarak gözüken en büyük sorun devamlı karartma ile sahne geçişi yapılması. bu da işi parodilerden oluşan bir kolaj bavasına sokuyor. bir de filmlerde hiç hazzetmediğim sözlü müzik olayına girilmiş. zaten bunu ezelden beri anlamadım. bir filmde çok özel bir anlamı yoksa neden sözlü müzik kullanılır? neyse.
film bir kişiyi daha öne çıkarıyor o da sırrı süreyya önder. türkiye geç de olsa muhteşem bir kaleme kavuştu. bu gün gibi açık. nefis diyaloglar yazmış yine. aynı beynelmilel filminde olduğu gibi. sadece onları duymak için bile gidilir filme.
bir de genç sinemacılar gibi bir tarafı var bu adamların. yani her filmlerinde başka bir yönetmen çıkarıyorlar ortaya. bu da güzel sinema için.
kısacası gidin görün. bakalım orospu çocukluğu maddi bir kavram mı yoksa manevi mi? yani her orospudan doğan çocuk mudur orospu çocuğu, ya da bir ruh bozukluğu mu?