ortaokul 1. sınıftayken türkçe derslerinde haftalık 1'er saat türkçe öğretmenimizin bütün sınıfa okumasıyla ilk olarak haberdar olduğum çok şeker bir kitaptır.
hikaye kitaplarından kopup romana adım attığım ilk kitaptır. küçük zeze'nin yaşamını gözyaşları içinde okuyup uzun süre etkisinden kurtulamamışımdır. çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için birebirdir.
devamı niteliğindeki 'güneşi uyandıralım' ve 'delifişek' kitapları da tavsiye edilir. ama şeker portakalı'nın yeri ayrıdır.
"daha çok anlat" dedim.
"hoşuna gidiyor mu?"
"çok. elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."
"bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"
"gider gibi yaparız."
güneşi uyandıralım ve delifişek romanlarından da oluşan serinin ilk kitabıdır.vasconselos'un hayatıyla ilişiği var sanıyorum.hatta bizzat kendi hayatıdır bana kalırsa.
birinin büyümesine tanıklık edersiniz.çok ama çok hoştur bu.
jose mauro de vasconcelos tarafından yazılmış Küçük Zeze 'nin çocukluğunu anlatan kitaptır. Devamı güneşi uyandıralım ve delifişek olarak yayınlanmıştır, en sevdiğim romandır hala okududuğumda aynı hisleri paylaşıyorum.
bir çocuğa yapılacak en iyi ve en kötü şey, ona şeker portakalı okumasını salık vermektir. iyisi, ömrü boyunca bir yol arkadaşı olacak ve kitaplar hep bir adım ötesinde duracatır; kötüsü ise daima insanları anlamak ve dünyada olan her şeyi algılamak üzerine bir yaşamı olacaktır.
Okuduktan sonra uzunca bir sure hayali arkadas edinmek icin yapmadiginiz seyin kalmamasina sebep olan kitaptir. Belli araliklarla 3 kez falan okunmalidir.
ilkokul 7. sınıfta türkçe öğretmeni tarafından zorla okutulmaya çalışıp ama benim yıllar sonra, tozlu dolabın karanlık bir köşesinden çıkarıp okuduğum güzide bir çocuk romanıdır.