Allah'da yaşar hareket eder ve var oluruz. Öyle ki aslında kendimiz ilahiyiz. Benimle senin tanrılığın arasında ki ilişki ne. ilişki yok çünkü tek bir tanrılık var ve o ikimizin içinde de var.
bütün insanlar ilahidir. buna herkesin şeytanın sesi yada sapkınlık diyebilecek olması ironik değil mi? Eğer bu sapkınlıksa herkese vaad edilen tanrıyla ayrılmaz bir bütünlük teşkil eder. Bilgi beynin ağlarını örmesini sağlar ,böylece hep var olanı görmeye başlayacağız.
Ama bu otomatik proglarım içinde göremiyoruz bu rutin içerisinde beynimiz hep tanıdık kavramlarla işleniyor. bilgiyi öğrenmek demek yeni şeyler öğrenmek demektir. yeni şeyler öğrenmekse yeni veriler toplamak bunlarla yeni bir devre kurup duyarlılık geliştirmek ve neyin ne olduğunu ilk kez görmek demektir.
bağlı olduğumuz davranış ve karakter kalıpplarımızı değiştimek için muazzam bir potansiyelimiz var. bu yazıyı okuyup anladıysanız artık fizyolojiniz öncekinden farklıdır. Temelde hafızanız kodlanmıştır ve genetik yapınız değişmiştir. daha önce sinir sisteminden katı ve kolay değişemez birşey olarak bahsederken artık bunun pek doğru olmadığını biliyoruz. aslında sinir sistemi son derece yorulabilir ki bu o derece de kolay değişebilir demektir.
insan beyninin yapısını incelerseniz hassas bir elden çıkan özel tasarımını görebilirsiniz. amacı birleşik alanı ve yaşamın birliğini deneyimletmektir. Birbirimize bağlıyız bence en temel şey bir enerji alanıyla bağlı oluşumuz. Bir ışık denizinde yüzüyoruz ki buda ''0'' noktası alanıdır.
Bu dolanık evren kavramını alıp insana deneyimine uygularsanız ki insan evrenin bir parçasıdır. Varsayalım yaşam dolanık peki bu kendini nasıl gösterir.Kendini gösterebileceği yoldan başlayalım.
Eğer başka bir zihinle bağlantı varsa buna telepati diyoruz. Başka yerde bir nesneyle bağlantı varsa buna durugörü diyoruz. Zamanı aşan bir bağlantı varsa kehanet diyoruz. Böyle sayabileceğimiz neredeyse 12 pisişik terapi türü telepati gibi etiketlendi. Ve bu sadece buz dağının görünen ucu.
