ne seveni ne de gideni
hepsinden vazgeçtim
aşklarım dillere düştü sayenizde
e buymuş aşk bestesi dedikleri
ne dünyayı yakarım ne de kırarım kadehleri
sevgiye inanmaz oldum sayenizde
tükenmiş delikanlı aşk dedikleri
ne gülerim ne de kızarım ne de arkasından ağlarım
yüreğim aşklara küstü sayenizde
e bıktım artık fahişe gönüllerden
ne okyanuslar kadar derin ne de gökyüzü kadar sakin
fikirler altüst oldu sayenizde
korktum artık çarkların dönüşünden
offf allahım offf
nedendir hep zorda sana gelişim
offf allahım offf
ofları tekerledim sayenizde
şu yer yüzünde kıramadığım, kıramıyacağım insan. ankaraya her gelişi ayrı bir olay olan ve ankara da bulunduğu süre içinde sinemada ne kadar film varsa izlediğimiz biriciğim.
(bkz: kültür patlaması)
aynı başlık sayesinde çaylaklıkla ödüllendirildigimiz uuser.
karşılıklı paslaşarak verilen ayarları keşke printscreen yapsaydık da hatıra olurdu demeden de edemeyecegim uuser.
adım o h a...
beni çok iyi dinleyin. çünkü kelimelerimi özenle seçer ve asla tekrarlamam. size adımı söyledim. bu "kim" sorusunun cevabıydı.
"neresi"; pekala bir çaylaklık modu sayılabilir ama çaylak olmakla çaylak yapılmak arasında dağlar kadar fark var.
"ne"nin yanıtı kolay. bu sabah bir yazara toplu halde ayar verdik ve çaylaklığa düşürüldük. bu aynı zamanda "ne zaman" sorusunun da yanıtıydı.
"neden"e gelince bilindik format eğitiminin ötesinde çok basit; çünkü bunu yapabiliyorum.
"nasıl" sorusu ise; modların da dediği gibi bu son nokta...