ince memed okurken karşımıza çıkan "o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler" cümlesinin, modernize edilmiş ve bazı kadınlara ithaf edilmiş halidir.
o güzel bacılar o zengin oğlanların kucaklarına binip kaçtılar...
--spoiler--
evdeki sessizliğe uyandım... tuhaf bi koku, pencere yarım açık, üşümüşüm... normalde top patlasa uyanmam ama bir şeyler olduğunu hissetmişim demek ki. yorganı üzerimden sıyırıp kalktım gözümü ovuşturarak. hafif bir ışık koridora yansıyor, belli belirsiz. yavaş yavaş yürüdüm, kız kardeşimin odasına doğru, kapı kapalı, kapının altından ışık geliyor, odada birileri var...
kapıyı tıklattım, sessizlik daha da derinleşti. tekrar tıklattım, tekrar, ses yok. kalbim çarpa çarpa kapıyı açtım, hemen açmadım ama önce biraz.
derin bir nefes alıp daldım odaya, ışık açtıktı, yatak dağınık savaş alanı gibi, yerler ıslak, pencere de açık ama odanın içi ılık, benimki soğuktu oysa. garip bi koku, dağınıklık arasında sağı solu incelerken bir not ilişti gözüme. odanın ortasında duran sandalyenin üzerinde...
"ben gidiyorum, giderken tüm korkularımı da bu odada bırakıyorum. insanların senin esirin olmadığını, dünyanın senin etrafında dönmediğini anlayana kadar da bindiğim kucaktan inmeyeceğim."