''bir zamanlar bu şehirde konuksever, sıcak yürekli, dost canlısı iyi insanlar, ceren gibi, kırmızı mercan gözlü, uzun boyunlu, kalem kulaklı, suna gibi cins atlar vardı.
onlara ne oldu?
yaşlı adamdır ki, azıcık doğruldu, ak sakalı kirli, titredi, yüzü eski bir ışıkla parıldadı, derin bir aaah dedi,
ciğeri söken. aaaah! duvara sırtını iyice verdi.
neden sonra gözlerini açtı:
''o iyi insanlar,'' dedi, ''o güzel atlara bindiler çekip gittiler.'' diye anlatır.
Demirin tuncuna, insanın piçine kalmamız da bu yüzdendir.
Sözlüğü terk etmiş olan bazı güzide yazarlar için söyleyeceğim sözdür.
Eskiden her gün müthiş bir yaratıcılık ile yazarlardı. Bilgisayarın başından kalkmak istemezdim. Çok eğlenirdim. 3 yıl sonra tekrar döndüğümde artık onlar yoktu.
Şimdi de ara sıra güzel yazılar görüyorum. Ama insan hep eskiyi özlüyor. Ne diyelim, yolları açık olsun.