kameralar önünde görülenin ardındaki gerçekleri farkeden vatandaşın sorusu.
kameralar önünde "van minüt" şovu yapılır.
akp gezi parkında sıkıştığında israil'den gezi parkı olayları israil'in çıkarınaymış gibi açıklama gelir.
böylece rte'nin "dış mihraklar" söylemi güçlendirilir.
ama kapalı kapılar ardında pazarlıklar tam gaz devam eder.
- israil i korumak için füze kalkanı ve patriotlar ülkemizde konuşlanır.
- akp israil'in Akdeniz diyaloğu çerçevesinde NATO çalışmalarına katılmasına onay verir!
yıllardır devam eden vetoyu kaldırır! Kısa bir süre sonra israil'in NATO üyeliği gündeme gelecektir.
- mavi marmara baskını sonrası israil'e yaptırım uygulanması diğer bir yalandır!
---- alıntı ----
Mavi Marmara baskı
nından bir yıl sonra açıkladığı (Eylül 2011) israil'e yaptırım paketine bir göz atalım.
1- Türkiye israil arasındaki diplomatik ilişkiler ikinci kâtip düzeyine indirilecek.
2- Türkiye israil arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınacak.
3- Türkiye Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi (gidiş geliş güvenliği) için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacak.
4- israil'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesi için Türkiye girişim başlatacak.
5- israil saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine Türkiye her türlü desteği verecek.
Evet...Yaptırım paketi böyleydi.
Şimdi bir maddelere bakın bir de uygulamalara!
Yazımızı başbakan Erdoğan'ın 21 Kasım 2012 tarihli konuşmasıyla noktalayalım.
Bakın israil'e yönelik efelenmeler ne kadar sahteymiş, bir kez daha görün.
Şöyle diyor Sayın Erdoğan;
"Biz siyasi olarak israil tarafıyla bir görüşme yapmadık, bir görüşme de fevkalede bir durum olmadıkta kolay kolay yapmayız.
Fakat bir çok mekanizmalar çalışır.
Nedir o?
Bunların bir tanesi istihbarat teşkilatıdır.
istihbarat teşkilatlarının bu süreci sıfırlaması mümkün değil.
Ikincisi biz büyükelçilerimizi çektik karşılıklı olarak ama şuanda başkonsolosluk olarak bizim orada başkonsolosumuz var, onların da bizde başkonsolosu (istanbul olarak) var.
Yani tamamıyla her şey kesilip atılmış değil, bazı bağlar var.
Bu bağların dışında da çok çeşitli aracılar vasıtasıyla irtibatlar kurulmak isteniyor.
Biz bu irtibatları da dışlamıyoruz."
kameraların önü ile arkasını bir zanneden saf vatandaşın sorusu.
ama gelin görün ki haberler öyle demiyor.
----- alıntı -----
Russia Today televizyon kanalı israil'in 5 Temmuz'da Suriye'nin Lazkiye limanında bulunan askeri bir tesise Türkiye'den kalkan savaş uçakları ile saldırdığını güvenilir bir kaynağa atıf yaparak verdi.
bu ilk de değil
6 Eylül 2007'de 8 F-16 savaş uçağı israil'den kalkar Akdeniz üzerinden kuzeye uçar, iskenderun hava radarımız kontrolünde Türk hava sahasına girer ve doğuya döner. Yaklaşık Viranşehir üzerinde israil uçakları güneye dönerek Suriye hava sahasına girerler ve çok kısa bir süre sonra Deyrizor kenti kuzeyinde bulunan El Kibar nükleer santralini bombalarlar.
israil savaş uçakları saldırıdan sonra aynı rotaları kullanarak geri dönerken suç ortaklarının Türkiye olduğunun kanıtını dünya kamuoyuna duyurmak için yedek yakıt tanklarını Hatay üzerinde Türk topraklarına atarlar.
Bu saldırı Erdoğan ve AKP iktidarının bilgisi dahilinde yapılmıştır. Saldırıdan sonra zamanın israil Başbakanı Ehud Olmert, Erdoğan'ı arar ve "Başka bir nükleer santrale izin vermeyeceklerini ancak yeni bir saldırı planlamadıklarını, sessiz kalırlarsa israil'in de sessiz kalacağını" Esad'a söylemesini ister. Yani Olmert suç ortağını ulak olarak kullanır!