kameraların önü ile arkasını bir zanneden saf vatandaşın sorusu.
ama gelin görün ki haberler öyle demiyor.
----- alıntı -----
Russia Today televizyon kanalı israil'in 5 Temmuz'da Suriye'nin Lazkiye limanında bulunan askeri bir tesise Türkiye'den kalkan savaş uçakları ile saldırdığını güvenilir bir kaynağa atıf yaparak verdi.
bu ilk de değil
6 Eylül 2007'de 8 F-16 savaş uçağı israil'den kalkar Akdeniz üzerinden kuzeye uçar, iskenderun hava radarımız kontrolünde Türk hava sahasına girer ve doğuya döner. Yaklaşık Viranşehir üzerinde israil uçakları güneye dönerek Suriye hava sahasına girerler ve çok kısa bir süre sonra Deyrizor kenti kuzeyinde bulunan El Kibar nükleer santralini bombalarlar.
israil savaş uçakları saldırıdan sonra aynı rotaları kullanarak geri dönerken suç ortaklarının Türkiye olduğunun kanıtını dünya kamuoyuna duyurmak için yedek yakıt tanklarını Hatay üzerinde Türk topraklarına atarlar.
Bu saldırı Erdoğan ve AKP iktidarının bilgisi dahilinde yapılmıştır. Saldırıdan sonra zamanın israil Başbakanı Ehud Olmert, Erdoğan'ı arar ve "Başka bir nükleer santrale izin vermeyeceklerini ancak yeni bir saldırı planlamadıklarını, sessiz kalırlarsa israil'in de sessiz kalacağını" Esad'a söylemesini ister. Yani Olmert suç ortağını ulak olarak kullanır!
kameralar önünde görülenin ardındaki gerçekleri farkeden vatandaşın sorusu.
kameralar önünde "van minüt" şovu yapılır.
akp gezi parkında sıkıştığında israil'den gezi parkı olayları israil'in çıkarınaymış gibi açıklama gelir.
böylece rte'nin "dış mihraklar" söylemi güçlendirilir.
ama kapalı kapılar ardında pazarlıklar tam gaz devam eder.
- israil i korumak için füze kalkanı ve patriotlar ülkemizde konuşlanır.
- akp israil'in Akdeniz diyaloğu çerçevesinde NATO çalışmalarına katılmasına onay verir!
yıllardır devam eden vetoyu kaldırır! Kısa bir süre sonra israil'in NATO üyeliği gündeme gelecektir.
- mavi marmara baskını sonrası israil'e yaptırım uygulanması diğer bir yalandır!
---- alıntı ----
Mavi Marmara baskı
nından bir yıl sonra açıkladığı (Eylül 2011) israil'e yaptırım paketine bir göz atalım.
1- Türkiye israil arasındaki diplomatik ilişkiler ikinci kâtip düzeyine indirilecek.
2- Türkiye israil arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınacak.
3- Türkiye Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi (gidiş geliş güvenliği) için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacak.
4- israil'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesi için Türkiye girişim başlatacak.
5- israil saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine Türkiye her türlü desteği verecek.
Evet...Yaptırım paketi böyleydi.
Şimdi bir maddelere bakın bir de uygulamalara!
Yazımızı başbakan Erdoğan'ın 21 Kasım 2012 tarihli konuşmasıyla noktalayalım.
Bakın israil'e yönelik efelenmeler ne kadar sahteymiş, bir kez daha görün.
Şöyle diyor Sayın Erdoğan;
"Biz siyasi olarak israil tarafıyla bir görüşme yapmadık, bir görüşme de fevkalede bir durum olmadıkta kolay kolay yapmayız.
Fakat bir çok mekanizmalar çalışır.
Nedir o?
Bunların bir tanesi istihbarat teşkilatıdır.
istihbarat teşkilatlarının bu süreci sıfırlaması mümkün değil.
Ikincisi biz büyükelçilerimizi çektik karşılıklı olarak ama şuanda başkonsolosluk olarak bizim orada başkonsolosumuz var, onların da bizde başkonsolosu (istanbul olarak) var.
Yani tamamıyla her şey kesilip atılmış değil, bazı bağlar var.
Bu bağların dışında da çok çeşitli aracılar vasıtasıyla irtibatlar kurulmak isteniyor.
Biz bu irtibatları da dışlamıyoruz."
söz konusu savunma sanayi olduğunda "atarların" rafa kaldırıldığından habersiz saf vatandaşın şaşırma sorusu.
israil Savunma Bakanlığı'nın savunma ihracat kontrol bölümü SIBAT'ın Genel Müdürü Tuğgeneral Shamaya Avieli, "Türkiye'ye ihracat hiçbir zaman durmadı ve makul düzeyde olmayı sürdürüyor". http://www.odatv.com/n.ph...akami-soylemis-2407131200
arslan bulut un bugünkü köşe yazısı ile kafası karışan vatandaşın sorusu.
--- alıntı ----
Stratfor yazışmalarında, Tayyip Erdoğan'ın, Kissinger'e "Bir noktada israil'le köprüleri atıp, islam dünyasına yaklaşacağını" söylediği belirtiliyor ve Kissinger'ın "Erdoğan, islam dünyasının lideri olma niyetinde" dediği anlaşılıyordu.
One minute gösterisinden bir ay önce Tayyip Erdoğan ile Ankara'da görüşen israil Başbakanı Ehud Olmert, gezisinde kendisiyle birlikte bulunan israil'in Jerusalem Post gazetesinden Herb Keinon'a, "Erdoğan, ülkede yükselen laik muhalefet karşısında meşruiyetini sağlamlaştırmak için yüksek profilli bir uluslararası diplomatik başarıya ihtiyaç duyuyor" demişti.
Öyle ki tiyatrodan sonra Tayyip Erdoğan'ı karşılamaya gelenler, "3. Abdülhamit" pankartı taşıyordu! Arap kamuoyu da zokayı yutmuştu. Mısır'da gençler "Tayyip Erdoğan keşke bizim başkanımız olsa" diyordu.
burada sormuştum israi ile kapalı kapılar ardında na anlaşma yapılıyor acaba? diye.
yakında kokusu ıkar demiştim çıktı.
(bkz: recep tayyip erdoğan/#20989156)
akp döneminde servetlerine servet katan gruplarla ilgili günün haberi.
şimdi bazı ayranı fazla kaçıranlar çıkıp da şirketlerin akp ile ne alakası var demesin!
siz akp iktidarıyla büyüyen şirketlerin onun karşı olduğu bir şeyi yapacağına inanıyor musunuz?
geri siz düşünmezsiniz rte inan derse inanırsınız!
tanımı unutmayalım: günün haberini okuyan vatandaşın sorusu.
bugünkü arslan bulut un yazısını okuyan vatandaşın sorusu.
adullah gül: 2007 yılı Kasım ayında Çankaya Köşkü'nde israil Devlet Başkanı Şimon Peres onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada, "israil'in güvenliği ve tanınmış sınırlar içinde yaşama hakkına sahip olması, Türkiye'nin Orta Doğu politikasının değişmez önceliklerindendir" demişti.
---- alıntı ----
Adamların, bir dedikleri başka söylediklerini, tutmuyor. Mesela son olarak, Amerika'nın Sesi radyosu (VOA), israil-Türk iş Konseyi Başkanı Menashe Carmon da iki ülke arasındaki ticaret hacminde hiç azalma olmadığını, bu sene bu miktarda bir milyar dolarlık artış beklediklerini yayınladı. Yani Filistinliler ve Mısırlılar haklı. Bizimki tribünlere oynarken, dönüp el altından işler devam ediyormuş.
---- alıntı ---- http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=29056
rte'nin ne olduğunu esed anlamış! darısı türk halkının başına!
Ya dünyaya hiçbir gerekçe olmadan pervasızca meydan okuyacak ya da kardeşimiz Erdoğanın yaptığını yapacaktık. Suriye halkını zulümden kurtarmak istiyor ve Emevi camisinde namaz kılmanın hayalini kuruyor.
Gazze konusuna gelince israile karşı şefkatli anne kucağına özlem duyan kundaktaki bebek gibi uysal bir koyun olduğunu gördük ve Aksa Camisinde namaz kılacağını söyleme cesareti gösterememiştir.
israil şaşırma, sabrımızı taşırma veya Israil sabrımızı taşırma üç saatte girip tel-aviv i alırız gibi dayanaksız ve olanaksız sloganlar atanların şimdi gerçekleri görmesiyle şaşırmalarıdır.
--- alıntı ---
Başbakan Erdoğanla aynı kabinede yer alan eski Bakan Abdüllatif Şener bu durumu zamanında iyi özetledi: Başbakanın (Erdoğan) israille arasında anlaşma vardır; bağırma iznini Başbakana veriyorlar ama iş yaparken Başbakan israil politikalarını uyguluyor!
Şener yaşadığı olayı anlattı: (Erdoğan) Hamasın lideri Halid Meşali Türkiyeye davet etti. Türkiyenin Amerika ve israil ile arası açılacak, Türkiye bundan zarar görecek diye basın gürültü yaptı. Meşal geldi, hükümetle görüştü. Fakat tam Meşalin geleceği gün Bakanlar Kurulunda Başbakan (Erdoğan), Dışişleri Bakanına dönerek, Basın çok gürültü çıkarıyor, belki bazı arkadaşlarımızın tereddütleri vardır; şu Meşalin Türkiyeye gelişini bir anlat dedi. Ve Bakanlar Kurulunda hangi bilgi verildi biliyor musunuz? Denildi ki; israil, Hamasa ve başta Meşal olmak üzere liderlerine terörist diyor. Onun için de bunlarla doğrudan temas kuramıyor. Ancak Filistin halkını onlar temsil ettiği için bunlarla ilişkiye girmek istiyor, görüşmek istiyor. Bunu da yapamıyor ve zor durumda. Bizden rica ettiler. Meşali israille görüşmek suretiyle anlaşarak davet ettik! Bakanlar Kurulunda bu söylenirken Türkiyeye hangi imaj verildi: israile rağmen Türkiye Meşali davet etmiştir! Yani görünenler başka gerçekler başka (30.08.2012, CNNTürk)
Erdoğan buydu işte
Filistin davası iki yüzlü politikalarla, samimiyetsiz siyasetçilerle, Hamas gibi amacı belirsiz örgütlerle böyle iğdiş edildi.
--- alıntı --- http://sozcu.com.tr/2014/...u-sehre-giremiyor-554845/
hayatınız takiyye diye boşuna demiyorum!
kameralar önünde bağır çağır
kapalı kapılar ardında götünü yala!
oh ne ala memleket!
BMnin Uluslararası Atom Enerjisi kurumunda israilin nükleer kapasitesi var mı, yok mu oylamasında, Türk delegasyonu çekimser kalmıştı. 2010nun Mayıs ayında ise Türkiye, israilin OECD üyeliğini onaylamıştı.
israil, Mavi Marmara katliamını gerçekleştirmiş, 9 vatandaşımızı öldürmüştü. işte o şartlarda Erdoğanın hükümeti, NATO nezdinde israilin tatbikatlara katılmasına izin vermişti.
AKP, iş başına geldiğinde israil ile 1,2 milyar dolar olan ekonomik ilişkiler, 2013te 4,8 milyar doları aşmış. 2014te ise Erdoğanın oğluna ait gemicikleri israil limanlarında bolca görüntülendi. http://www.yenimesaj.com....ostasini-koydu/akin-aydin
israil'e silah satışının akp döneminde katlanarak arttığını öğrenen vatandaşın sorusu!
--- alıntı ---
Türkiye israil'e sadece jet yakıtı tedarik etmiyor. TÜiK verileri analiz edildiğinde ortaya Türkiye'nin israil'e savaşta kullanması için askeri ekipman da sağladığı ortaya çıkıyor. TÜiK verilerine göre Türkiye, 2010 yılından bu yana yaklaşık 11 milyon dolarlık harp silahları ve mühimmatı ihraç etmiş.
Her ne kadar şu an Gazze'de yaşanan vahşete duyarlı gibi gözükse de, AKP hükümeti ticari ilişkiler söz konusu olduğunda israil'e Gazze'yi kana bulayan araçları sağlamaktan geri durmuyor.
--- alıntı --- http://www.odatv.com/n.ph...larin-belgesi--2207141200
bu aralar herkesin aklındaki soru?
bazıları yeni uyanıyor ama varsın geç olsun güç olmasın!
milli görüş'ün gazetesi
--- alıntı ---
Türk vatandaşlarının vizesiz giremediği israilden Türkiyeye giriş yapan israil vatandaşları vize muafiyetinden yararlanıyor. Mesele bununla bitmiyor. Her seferinde Filistin halkının yanında olduğunu belirten iktidar, Siyonistleri ülkeye vizesiz sokarken, bağımsız bir devlet olarak tanıdığı Filistini vizeye tabi tutuyor! israile tek taraflı vize muafiyet hakkına herhangi bir engel koymayan ve bu uygulamayı sürdüren Hükümet, Filistinlilere uygulanan vize şartına da ses çıkarmıyor.
--- alıntı ----
Erdoğan ve AKPnin israille ilgili sözleri ve uygulamalarındaki çelişkilere dikkat çeken ince, AKPli vekillere 14 soru sordu. işte incenin Meclis tutanaklarında yer alan o ifadeleri:
* israilin NATO tatbikatlarına vetosunu hangi hükümet kaldırdı?
* OECD üyeliğine vetoyu kim kaldırdı.
* Tepkim israil Devlet Başkanına değil, moderatöredir diyen kimdir?
* Danimarkada uçaktan indiğinde, israil daha özür dilemeden Siyonizm konusunda yanlış anlaşıldımdiyen kimdir?
*Mavi Marmara baskınında yurttaşlarımız yaşamını yitirirken, 3 şartımız vardı; özür dilenecek, tazminat ödenecek ve Gazzeye abluka kalkacaktı. Tazminatı aileler kabul etmedi. Peki, özür nasıl dilendi? Obamanın yanından telefonla aranıyor, özür dileniyor. Bu nasıl bir özürdür?
* israilde nükleer silah var mı? diye yapılan oylamada hangi ülke çekimser kaldı, o ülkenin başbakanı kimdi?
* Yahudi lobisinden dünyada Davut Yıldızını alan tek Müslüman kim?
* 2009da Hüseyin Çelik imzasıyla gönderilen genelgede israil mallarını boykot etmeyindendi mi?
* Suriye sınırındaki mayınlı arazileri israilli firmalara vereceksiniz dediğimizde, sizi gidi Yahudi düşmanlarıdiye bize parmak sallayan milletvekilleri kimlerdi?
* Kürecik kimi koruyor?
* israil, Suriye uçaklarını vurmak için Türkiye hava sahasını kullandı mı?
* Türkiye, israil uçaklarına yakıt sağlayan bir ülke midir? * Filistini destekleyen bir Suriye vardı. Orta Doğuda dengeler böyle kuruluyordu. Suriye, Filistini destekleyen bir ülkeydi. Kendi derdine düşmüş bir Suriyeyi siz oluşturdunuz. Kendi derdine düşmüş bir Suriye oluşunca, tabii ki, Filistine destek veren bir Suriye olmadığı için sıkıntılarımızın büyük çoğunluğu da bundan kaynaklanıyor. Ne yazık ki, 3 tane dost kaldı: Barzani, Bağdadi ve Katar Emiri.
* Türkiye Cumhuriyetinin onuru kırıldı. israilde büyükelçi oturma düzeninde aşağılanarak, koltuğu daha düşük yapılarak, bir başka diplomatik böyle bir olay hatırlıyor musunuz?
--- alıntı ---- http://www.yenicaggazetes...rini-inceledi-100384h.htm