Cumhuriyet tarihinin ikinci yarısından itibaren, '' rejim elden gidiyor, herkes kara çarşafa bürünecek , erkekler sakal bırakacak , ahlak polisi yollarda gezip denetim yapacak , suçlular recm cezasına çarptırılacak , atatürk ilke ve inkilapları değiştirilecek '' gibi yalanları ortaya atan gruba sormak istediğim sorudur.
1960 darbesi öncesi , şehir efsanesine dönüşmüş , '' Adnan Menderes Said Nursi' nin elini öptü '' şeklinde bir öykü yayılmıştı. yalanlar üzerinden bir psikolojik gerilim ortamı yaratmak ve birtakım hassas imgeleri kaşıyarak bir toplumsal kamplaşmaya zemin hazırlanmıştı. 27 Mayıs 1960 askeri darbesine giden ortamın taşları, bu tür yalanlarla ve ''şeriat geliyor'' iddialarıyla döşenmişti.
o dönemde türkiye ilk kez CHP iktidarı dışında çok partili bir dönem yaşıyordu. Henüz demokratik gelenekler oturmamıştı. bu yüzden chp, demokrat partinin iktidarını kıskanıyor onu yıkabilmek için '' adnan menderes said nursi nin elini öptü '' yalanını abartıyor ve orduyu kışkırtıyordu.
27 mayıs darbesinden günümüze 50 yıl geçmiş. eğer o gün ordu (ilk darbe) ''adnan menderes said nursi nin elini öptü'' diye darbe yapıp cezasını vermeseydi, şeriat bugün çoktan gelmişti. (bu vesileyle bizi şeriat tan kurtaran orduya ve onu kışkırtan chp ye teşekkürü bir borç biliriz)
ayrıca anlamadığım bi konu var. 1951-1959 yılları arasında demokrat parti 19 tane imam hatip okulu açmış. oysa süleyman demirel 1975-1978 yılları arasında 233 tane imam hatip okulu açmış. bu tabloya bakılırsa asıl şeriatçı süleyman demirel olmuş olmuyor mu?
biraz günümüze doğru yaklaşalım. 1996' da RP-DYP koalisyonu şeklinde kurulan 54. Hükümet, Bir Kısım Medya' nın askeri ve halkı muhafazakâr kesme karşı kışkırtan manşetleriyle Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel' in desteğiyle TSK' nın yoğun baskıları sonucunda '' şeriat gelecek tehdidiyle '' iktidardan çektirilmişti. yine ordumuz son anda mükemmel bir hamle yaparak bizi iran gibi olmaktan kurtarmıştı. allah o darbeyi yapanlardan razı olsun. allah o darbeyi kışkırtan medyadan da razı olsun. medyamız o günlerde ; Avrupa ülkelerinin şeriat tedirginliği içinde olduğunu savunuyor, diğer taraftan yıpratma politikasını iran üzerinden devam ettiriyor, iran' dan gelen çarşaflı kadınların resminin üzerine ''Teşekkürler Atatürk'' manşeti atıyordu.
türkiye son 8 yılını ise, ak parti iktidarıyla geçirdi. aslına bakarsanız ak parti , demokrat partiden de , rp-dyp koalisyonundan da daha tehlikeli, daha irancı , daha şeriatçi bir partiydi. bu sefer cezasahasına girilmiş, gol olması , yani şeriatın gelmesi için son bir vuruş kalmıştı. aradan geçen 8 yılda maalesef şeriat yine gelmedi. yoksa artık '' şeriat şişirilmiş balon bir rejim miydi. ''
acaba! kamplaştırma artık ''şeriat gelecek'' söylemi üzerinden yeterince etkili bir şekilde gerçekleştirilemediği için mi, ''sivil faşizm'' kartı öne sürülüyordu ve Şeriat olmadı '' sivil darbe verelim'' taktiğiyle karşı karşıya bırakılıyorduk.
Bu tezleri aynı merkezden üreten kişi veya kurumlara son bir kez birdaha seslenerek cevap bekliyorum '' o değilde bi şeriat gelecekti ne oldu ona ''
uygulamada yaygın olarak gelmiştir zaten. taliban gibi olanını mı istiyorsunuz diye sorulması gereken abuk subuk teori. daha pazar günü haremlik selamlık sınav yaptılar istanbul'un göbeğinde. taşrada neler dönüyor kimse bilmiyor.
30 sene sonra bile bunların gizli ajandası var takiye yapıyorlar muhabbetini duyacağız.
30 sene önceki gazeteler de bu manşetler var.
130 sene öncekiler de de var.
iran dakilerde gülüp geçiyordu. herşeyin bir zamanı var. pat diye olacak birşey yok. ama etrafınıza ve süregelen olaylara baktığınızda zaten uygulamada yaşananları göreceksiniz. alay edilecek kadar basit bir konu değildir bu. sekiz yıl içinde neler olmaz dedikte oldu. zamanla yavaş yavaş sindire sindire yapılıyor yapılmak istenilenler.
dahi anlamındaki "de"yi ayrı yazmayı bilmeyen malların, değişse bile fark edemeyeceğinden sormaması gereken sorudur. sen takıl hacım, bu yıl kömürün haziranda veriliyor, kışın da klima dağıtılacak allah'ın izniyle(!) ampulü gördüğün yere bas "evet"i.
'' şeriat çoktaaan geldi bile '' diyenleri duyduktan sonra '' dumur oldum '' dediğimdir.
insan hak ve özgürlüklerin korunması nezamandan beri şeriat oldu. başörtülü bi kızın başörtüsüyle okula girmesi şeriatsa, bukadar darbe bunun için mi yapılda lan! vay amk. bilseydik darbe yapmazdık. bizde şeriat gelince acayip şeyler olacak sandıydık.
neyse! şöyle bir bilgi verelimde , şeriatın tam gelmediği belli olsun ;
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan rapor, son yıllarda alkol tüketiminin hızla arttığını gözler önüne serdi..
2003 yılında 505 milyon litre olan alkollü içki satışları, 7 yıl içinde 1 milyar 396 milyon litre artarak, 1 milyar 902 milyon litreye ulaştı. Rakamlara göre 7 yılda alkol tüketimi ülkemizde yüzde 133 arttı. Araştırmalara göre; Türkiye' de alkol kullanma yaşı 11' e kadar düştü.
asteğmen kubilayın kafasını kesip sozakta gezdirenler fildişi sahillerinden gelmişti değilmi dedirten sorudur, bu zihniyet her zaman bir köşede hazır beklemektedir.
şeriat'ın 10 dakikada falan geleceğini sanan insan modelinin sarf edeceği cümle. akp hükümetinin iktidar olduğundan beri bu konuda emin adımlarla ilerlediğinin farkında olmamak için kör olmak lazım sanırım.
--spoiler--
-nerde kaldı olm bu şeriat hani geliyodu
eli kulağında az bekle bak bu sefer de kazansınlar kesin.
-iyi bari oy verelim de görelim o kadar bekledik.
e peki madem. *
--spoiler--
kaşınmaktır. şeriat tehlikesinden ülkede şu sıralar hiç söz edilmemektedir. edildiği vakitler ise bas bas bağırılıyordu, mağduruz diye. sanırım, mağduruzu oynamak için kendilerinin tekrardan kaşınmasını istiyorlar. *
türk halkının büyük çoğunluğunun muhafazakar bir görüşe sahip olduğunu bilen sözüm ona kendini devlet zanneden bazı kurum ve kişilerin halkın iradesiyle seçilen partiyi ki burası çok önemli, başta saygı duyuyormuş ayakları yapıp halk da, sizde hevesinizi bir kaç sene alın dedikten sonra, arkasında ki basın ile birlikte şeriat geliyor yalanları ile iktidardan indirme planlarıdır. Onlar da çok açık biliyorlar ki, şeriatın falan geleceği yok . Esas korkuları, bu partilerin iktidarda kalma sürelerinde şeriatın hiç gelmeyeceğini gören halk yine bu partileri iktidar yapacak ve daha da güçlenip gelen bu kişiler bunların tekeline aldıkları devleti onların elinden alıp halkın, milletin devleti yapacak. Son yıllar da gerçekleştiremedikleri bu planların neticesinde başlarına neler geldiğini hepimiz gördük.
cevabı '' gelmedi '' dir. 1998 de rahmetli necmettin erbakan darbeyle devrilmeseydi bugün şeriat gelmişti. son anda müslüm gündüz ile fadime şahin basıldıda bu şeriat belasından kurtulduk.
ha bu arada! kitlerden yüzde 10 ile borç alıp diğer bi kit e yüzde 90 ile borç veren kapitalist yavşakların, erbakan ın kurduğu havuz sistemi ve devletin kar eden kitlerinin zarar eden kitlerine para transferine karşı çıkmasıyla bu darbenin yakından uzaktan alakası yoktur.