küçük çocukların da her seferinde anneciklerini yalancı çıkarıp; tüm tabakları silip süpürmeleri ile sonuçlanan ev gezmelerinde geçen diyaloglardan biridir.
ah ah öper beni annem yanaklarımdan, canım annem...
küçükken elbiselerimizi ısıtıp giydirir, her türlü çirkefliğime rağmen dAha fazla sever, sakarlıklarıma gülüp geçer, yanımdayken bile özlediğim tek insan.
gurbet ellerde ille de annem ille de annem.
-'o birşey yemez teyzesi' sözü yüzünden çeşit çeşit kurabiyeler vb. yemeyi kaçırdığımı belirten cümle. Ama ne günlerdi o günler. ah günler aah günler aaaaaahhhhhhh neyse sakinim.
ah bu annelerin çocuklar adına konusmasıı...
o bisey yemez teyzesi, o bişey içmez teyzesi
idam edilirken son isteğimi sorsalar annem ordan çıkıp o bişey istemez abisi, evde her şeyi var der.
7-8 yaşlarında bir ev gezmesine gitmiştim annemle. O zamanlar en büyük hobim misafirlikteki kadınların memelerini saymaktı. Neyse pastalar, börekler, çörekler vs. Hepsi geldi. Tabakları saydım o ara baktım bir tane eksik. Teyzem yetmediğini diğer tabaklardan bölüştürüp başka bir tabak hazırlayacağını söyledi. Ve o an bu sözü duydum, o yemez zaten öyle şeyleri teyzesi..
Hayatımın en şehvetli gününde aç kalmıştım. Peynirli poğaça, zebra kek, gül böreği vs. hepsi memelerin önünden kayıp gitmişti. Neyse, bir, iki, üç, ohaaa dört, beş, altı..
hep obur bir çocuktum. annemin hayalinde ki gibi uslu nazlı kırılgan bir çocuk olmadim ne olcam be mıymıntı gibi. her gittiğimiz yerde az yer derdi ama bilirdi az yemedigimi. neyse o travmayla baya kilo vermistim.
küçük çocuk sehpada duran türlü pasta börek işlerine bakarak salyalarını akıtırken bu cümle ile birden irkilir işte ilk engeller konulmaya başlamıştır önüne annenin sadece benim yaptıklarım beğeniyi ve övgüyü hak ediyor, kimse benden daha iyisini yapamaz, benim yaptıklarım dışında evladım yediklerinden beslenemez vitamin bile alamaz,bu çocuğa faydası olan tek kişi benim tutkusu çocuğu mengene gibi sıkıştırır işte bu çocuklar evlendikleri vakit eşlerinin yaptığı hemen hemen her şeyi annelerininkiyle karşılaştırırlar (ah anam böyle mi emzirirdi beni vs.) işte bununla başlayan travma pili biten ışıklı ayakkabı ile devam eder ve bir çığ gibi büyür büyür büyür.
Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum. Yıllarca ne çay içebildim, ne kısır, ne kuru pasta yiyebildim. Bana sorulan sorulara benden önce cevap veren bir anaya sahibim maalesef. Analar bu cümleyi kurunca hayır istiyorum da diyemedik. Geçti gitti gençlik çağlarım. Hala aynı kafada annem ama hayır artık istiyorum diyebiliyorum. Ya da ben cevap verebilirim diyebiliyorum. Ama o hala benim yerime cevap vermekten bıkmıyor usanmıyor.