insan bu cümle hakkında uzun uzun yazmak istiyor önce. devletten, yasalardan, kurallardan, tutarlılıktan, balığın baştan kokmasından dem vurmak istiyor. lakin, nafile. bu laflar, içeriği, söyleyen kişi ve söylendiği halk düşünülünce kendini açıklıyor aslında. aklıma gelen tek özlü sözse şu:
bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluyorsa, orada güneş batıyor demektir.
çin atasözü
edit: bir de sırf kişisel olarak merak ettiğim bir şeyler var. kural ve prensiplerine çok bağlı olan sayın genelkurmayımız, rüşvetçi olduğunu kendisi açıklamış bir başbakandan talimat alma konusunda herhangi bir şey diyecek mi? ya da tc mahkemeleri, rüşvet verme veya alma suçundan insanları mahkum ederken bunun adı komedi mi dram mı olacaktır? devletin en tepesindeki biri zamanında bir bakana rüşvet vermişse, şimdi kendisi bakanlık makamında otururken rüşvet alma-verme hakkında tutumu ne olacaktır? veya kendisi rüşvet verdiğini söylerken, ben kendisine rüşvetçi dersem hakaretten ceza yer miyim? vs vs.
suçu itiraf cümlesidir. tayyip gibi bir hatip nasıl böylesi bir hataya düşmüş şaşırdım. bu hatayı yapan ecevit olsa ''konuşma kağıtlarını değiştirdiler, komplodur'' falan diyeceğim ama tayyip göz göre göre itirafta bulunmuş.
normal şartlarda savcılığın bunu ihbar kabul edip soruşturma başlatması lazım. ancak deniz baykal'ın enerji bakanlığı'nın üzeinden oldukça çok zaman geçti. dava zamanaşımına uğradı.(YTCK'ya göre 15 yıl)
işin bir diger ilginc yanı da, ananı da al git buradan denilen çiftçi, günü geliyor kardeşlik mertebesine erişiyor. hem baykal'ı kötüle, hem çiftçinin gönlünü al, bir taşla iki kuş vur. aferin çok zekisin sayın rte ama bunları yaparken kendini de ele veriyorsun. e tabi malum, arkandaki büyük güce güveniyorsun. kendi bakanlarına, onları gectim kendi yaptıklarına bakmak lazım önce.
"Benzin istasyonlarında çiftçi kardeşim, elde bidon kuyrukta beklemiyor muydu? O dönemi yaşayan vatandaşım bilir. Rüşvet vererek, akaryakıt istasyonlarından akaryakıt alıyordu. Ben de aldım da onun için söylüyorum."
aciklamayi yaptigi icin tayyip erdogan'a sormak gerekir. ey erdogan, madem bu kadar muzdaripsin bu konulardan; senin vekillerin, senin bakanlarina haftanin belli gunleri isimler yazip verirken; bu da tv'lere kadar dusmus, normal kabul edilir hale gelmisken neden birseyler soylemiyordun?
yada 'benim memurum isini bilir' derken ne demek istiyordun?