romandaki kurgudan tutun dil ve anlatıma kadar bir çok eksiklik hemen göze çarpıyor... puslu kıtalar atlası gibi, edebiyattan anlamayan insanların fazlasıyla iltifatlarına maruz kaldığı çok açık. ilk yayınlandığında edebiyat dünyasını 4'e bölen kitapta hiç bağlaç olan 'ki' eki kullanılmaması ve 3 yerde dahi anlamındaki 'de' nin bitişik yazılması tam bir skandal...aynı şeyleri ortalama bir türk yazar bile gözü kapalı karalayabilir. kurgu tekniği çok amatörce. yabancı olunca tatlı geliyor tabi. aşağılık kompleksi devreye giriyor. birey kendi toplumunu görmezden gelip kıytırık bir romana sırf yazarı yabancı diye kendini peşkeş çekebiliyor. insanları anlamak çok güç.
simyacı,brezilyalı eski şarkı sözü yazarı paulo coelhonun üçüncü romanıdır.1996 yılından bu yana türkiyede de çok sevildi,çok övüldü,çok yerildi bu kitap.ayrıca büyük bir doğu klasiği olan mevlananın ünlü mesnevisinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılan bir romandır.mistik tarzı sevenler için birebir...
insanı kendi dünyasına çeken büyüleyici bir kitaptır. yazar size bi bakış açısı kazandırmak istiyor ancak bunu öyle büyüleyici hikayelerle gizlemiş ki... kitabı bitirdiğinizde hem olayın felsefesini hem de yazarın anlatmak istediğini anlıyorsunuz. hayatımda okuduğum en etkileyici kitaplardan biri.