ışıklı tellerine takıldı ayaklarım:
karşımda alev alev duran kirpiklerinin...
kapattın yüreğimi karanlık evlerine
bana kim olduğumu soran kirpiklerinin...
o akşam yakamozlar gibiydi bakışların.
akdeniz gözlerinin damlasıydı o akşam.
sağnak sağnak boşaldın çorak topraklarıma,
tebessümün göklerin cilasıydı o akşam,
bir anda kelepçeli buldum ellerimi!
varlığın gurbetimin sılasıydı o akşam
dağları birer birer devirip sana gelmek:
gönlümün en ateşli duasıydı o akşam...
sakıncalı saatler yaşadım yollarında,
yüzün sanki sonsuzluk şuasıydı o akşam.
aldandım bulutlara uzanan ellerine,
bu sevda ömrümün son sevdasıydı o akşam...
gülleri,sümbülleri kıskandıran endamın,
merhametsiz derdimin devasıydı o akşam.
oysa anlayamadım ızdırap olduğununu,
içimde bir heyula,bir serap olduğunu,
her lahza çöktüğünü ve harap olduğunu,
bilemedim ne deniz ne mehtap olduğunu,
meğer kalbin kalbimin belasıydı o akşam... *