çapulcular ilkokul 4. sınıftaki fen bilgisinden kalma saça kalem sürterek elektrik üretimini destekledikleri için normal bulduğum talep.aynı zihniyet boğaziçi köprüsüne de gereksiz diye karşı çıkmış.
HES lerede karşı çıkan zihniyettir. buna göre hiçbir şekilde enerji santrali kurulmamalı, kurulacak olanda hala prototip aşamasında olan, pahalı, verimsiz ve yetersiz teknolojilerden (güneş ve rüzgar ve dalga gibi)mürekkep olmalıdır. Bunlara göre gelen elektriğin fazı ve kalitesi önemsizdir ve bu gelen elektrikle; cevher hazırlama tesisleri ve döküm fabrikaları gibi yapıları besleyebilirsiniz. Tabi güneş santrali kurmak için gerekli gerekli sahanın alanı neredeyse bir şehir büyüklüğünde bile değildir. Bunlara göre...
Ayrıca bu olay tamamen AKP karşıtlığına dönüşmüş olaydır. adamların her ak dediğine b.k diyen zihinlerin çoğuda bu gruptadır.
bunu isteyenleri bu şekilde düşünenleri, gelecekte ülkenin nufusu 100 milyona dayandığında, enerji ihtiyacı olduğunda görmek isterim.
bu anlayış 2003 yılında tezkere görüşmeleri yapılırken "savaşa hayır" da ortaya çıkmıştı. gördük hayır dedik de ne oldu? atatürk'ün vasiyeti olan, misak-ı milli sınırlar içinde yer alan kuzey ırak ta kontrolü tamamen kaybettik, pkk terörünü daha da azdırttık ve binlerce şehit ve gazi verdik, sözde "savaşa hayır" idi, savaşa girsek inanın anca bu kadar şehit verirdik.
şimdi aynı anlayış yine hortladı, "nükleere hayır" diyorlar, örnek olarak japonya yı gösteriyorlar, adamlar 40 senede bir olağanüstünün de üstü birşey yaşadılar, bunda zaten birşey yapamazsın, ama adamlar yine de sağlam yapmışlar direndikleri kadar direndiler. sağlam, çevreye uyumlu şekilde yaparsan olağan üstü şeyler olmadıktan sonra birşey olmaz.
bu "hayırcılar"direndi kazandılar diyelim vazgeçildi, tamam bundan seneler sonra torunları soğuktan tir tir titrerken, o yaşlı gözleri ile onlara bakarken akıllarından "ya gençken nükleere hayır diye karşı çıkmıştık hata yaptık herhalde" diye düşünmezler inşllah. aynen bugün "savaşa hayır" diye tutturmanın pişmanlığını yaşadıkları gibi.
Tayyip'in yaptığı nükleer santrali istemiyorum diye değiştirebileceğim tümcedir. Lakin Nükleer enerji gerçekliği yadsınamayacak bir gerçekliktir. Bununla beraber hat kayıpları da düzeltilecek yatırımlar yapılmalı, alternatif enerjiye de kaynak ayrılmalıdır. lakin ne olursa olsun Alternatif enerjiyi verimli kullansak da hat kayıplarını kapatsak da Nükleer enerji gerçekliği acımasız da olsa bir gerçekliktir.
Bununla beraber aha yarım saat önce Fransa Libya'ya girdi, ne için girdi Petrol, doğalgaz için, yani dünya güllük gülistanlık bir yer değil, petrol için doğalgaz için savaşlar oluyor ve önümüzdeki 50 yıl boyunca bu şiddetle artacak, Charles de gaule uçak gemisi libyaya doğru yola çıktı. Uçak gemisi demek en verimli olarak nükleer reaktörle çalışan gemi demek, yani nükleer teknoloji askeri bir gerçeklik de Nükleer füzeler harici.
Nükleer füzeye, denizaltıya sahip olmak ise çok önemli bir avantajdır, kimse kafasına göre ülkenize saldıramaz, çünkü bir ülkeye ölüm kalım savaşı verdirirken hırçınlaştırmak ve nükleer silaha sarılmalarını sağlamak savaşın nedeniyle çelişir ve ekonomik olarak beklenilen kazançın zarara çevrilmesi demektir.
türkiye'nin harcadığı elektrik : 163353 MW
kömürden elde edilen : 53431 MW
hidroelektrik santrallerden : 35851 MW
doğalgazdan (ithal) : 95025 MW
petrolden (ithal) : 6526 MW
şimdi görüldüğü üzere türkiye ürettiği elektriğin yaklaşık %60 ını dışarıdan aldığı petrol ve doğalgazdan üretiyor. yani her yıl milyarlarca dolar dışarıya para akıtıyor. bu para kimin parası bizim paramız. eğer nükleer santrallerimiz olursa bu para cebimizde kalacak. yani vatandaşlarımızın alınterini enerji devi ülkere ve şirketlere yedirmeyeceğiz.
fransa elektriğinin %75ini, belçika %55ini, isviçre%40 ını, isveç %38ini, finlandiya %32sini, almanya %26sını...... nükleer enerjiden karşılıyor da biz neden karşılayamıyoruz. neden biz karşılayınca çevreyi biz kirletmiş oluyoruz (ki yenilenebilir enerji kullanımında dünyada 7. sıradayız), dünya üzerindeki yaklaşık 500 nükleer santralin tarih boyunca 1 tanesi patlamış, neden ya patlarsa diye yapmıyoruz.
şimdi özet şudur; bence biraz araştırın ve düşünün.
çoğu enerji kaynaklarından daha çevreci bir enerjidir. kaza olma olasılığı çok ama çok zordur. çernobil ve fukuşima'da olanlar bir istisnadır. istisnaların kaideyi bozmasını isteyenler varsa bu ülkemizin faydasına olmayacaktır.
türkiyenin büyümesini önlemek için yabancı ülkeler * tarafından desteklenen özellikle greenpeace üyelerinin attığı slogandır, ha bu ülkelerde yokmu nükleer santral en alası var tabi.
nükleer santralin hep kötü yönlerini ele alanların uydurduğu slogandır, ayrıca biliyoruz ki artık günümüz teknolojisi ile nükleer santralin çevreye zarar verme olasılığı imkansız gibi birşey, şimdi diyeceksiniz japonyada ne oldu ? senin ülkende tsunami olmuyor ki. 9.0 deprem olmuyor ki bu yüzden objektif bir bahane değil ancak türkiyeye nükleer santrale gerçekten gerek yok, 660 tane hidroelektrik potansiyeli olan akarsularımız var, ancak değerlendirilmiyor.
