nükleer enerjiye karşı çıkabilen türk evladı

entry26 galeri0
    18.
  1. kesinlikle ve kesinlikle hain bizans'ın korkulu rüyası kara murat diye anılan adamdan başkası değildir.
    0 ...
  2. 17.
  3. fukuşima ve çernobil'de ki santrallerin de yapıldıkları zamanın en yeni teknolojisi olduğunu gözden kaçırmıyordur.
    0 ...
  4. 16.
  5. bilinçli bir türk evladıdır. çevrecilikle falan alakası yoktur aslında bu duruşunda. bu türk evladı bilir ki; türkiye nükleer santral yapabilecek bir teknolojiye sahip değildir. santralin yapımında çalışacak tüm mühendisler ve hatta işçiler yurt dışından gelecektir. ilginçtir ki bu türk evladı, santralin yapımında kullanılacak tüm malzemelerin(vidalar da dahil) yurtdışından geleceğini bilir. bunları gören türk evladı, türkiye'nin maddi yönden bu santralin yapılmasında hiçbir karının olmadığını herkese haykırır.

    biraz daha traji komik olarak, bu türk evladı; daha tersanelerin güvenliğini sağlayamayan ülkesinin, nükleer enerji santrallerinde bu güvenliği nasıl sağlayacağını merak etmektedir.

    saygılarımla
    türk evladı
    0 ...
  6. 15.
  7. referanduma da karşıdır bu türk evladı.
    özentidir ama. çarşıya özenir alayına karşı olur.
    0 ...
  8. 14.
  9. kimsede olmayan insanlığa zararlı bir gücü elde etmeye çalışmaksa, elbette buna karşı çıkılır. ama birilerinde olacak, öbürleri de elde etmeye kalkınca ona karşı çıkılacaksa, bu hainliktir...

    burada "nükleer silah" anlamında kullandım; "nükleer enerji" için de durum böyledir. israil'in nükleer silaha ne kadar hakkı varsa, iran'ın da o kadar vardır. iran'ın ne kadar varsa, türkiye'nin de o kadar vardır.

    iş, yeryüzündeki hayatı tehdit edecek bir boyuta geldiyse, bunun sorumlusu, bu işe ilk defa ön ayak olanlardır. maalesef einstein ve meslektaşlarıdır...
    0 ...
  10. 13.
  11. birisinin ne yaptığına değil, birisinin kim olduğuna göre, onun yaptığına karşı çıkanlar.
    1 ...
  12. 12.
  13. --spoiler--
    --alıntı greenpeace.org/turkey--
    nükleer endüstri aksini iddia etmeye devam etse de gelişmiş ülkeler nükleer enerjiye açıkça 'hayır' demiştir: * avusturya'nın tek reaktörü zwentendorf (siemens) 1978'de (amerika'daki tmi ve eski sovyetler birliği'ndeki çernobil kazalarından da önce) hiç işletilmeden kapatıldı. * italya, çernobil faciasından sonra tüm reaktörlerini 1987'deki ulusal bir referandumla kapattı. * ispanya'da da şu ana kadar 3 reaktör kapatıldı. * isveç ve almanya nükleer enerjiden vazgeçme kararı aldılar ve her iki ülke de birer nükleer santralini kapatarak (isveç barsabeck, 1999; almanya stade, 2003) bu kararı hayata geçirmeye başladı. * abd ve kanada, 1978'den bu yana yeni sipariş vermedi. * avustralya, küba, meksika, portekiz, yunanistan, iskoçya, hollanda, isviçre, norveç, endenozya, vietnam, tayland ve daha pekçok ülke nükleer planlarını terk etti.
    --alıntı green peace.org/turkey--

    yukarıdaki yazıya ve başlıktaki benzeri entrylere cevabımız olsun gayri; sunulan bu tür argümanlar dahilinde dünyanın nükleer enerjiden vazgeçtiği yönünde bir görüşe sahip olmak normaldir, fakat kazın ayağının öyle olmadığını aşağıda anlatacaklarımdan sonra anlayacaksınız..bazıları yanlış olan verilen bilgilerin,bir kısmı doğru olmasına rağmen sebepleri bilinmeden böyle bir yargıya varılması yanlış olacaktır..o halde yazmaya başlayalım; öncelikle bilinmesi gerekenler şunlardır; nükleer santrallerin takriben 30-35 senelik belli ömürleri vardır. ve kullanım süresi dolan santrallerde 1 ünite devre dışı bırakılır, diğerleri çalışmaya devam eder. verilen örneğe göre; isveç barseback'in 1999 tarihinde 1 ünitesi kapatılmış ve 2005'te de 2. ünitesi kapatılmıştır. fakat barseback'ın kapatılmasının iki sebebi bulunmaktadır. hem barseback'ın eski teknoloji ile işletilmesi(ki nükleer enerjide devrimler çok kısa zaman dilimlerinde gerçekleştirilir), hem de bu ünitenin danimarka sınırında bulunmasıdır. danimarka, bu eski teknoloji ile işletilen santrali tehdit olarak gördüğü için isveç hükümetini referanduma zorlamıştır. önemli olan ise, isveç nükleer enerjiden vazgeçmemiş olmasıdır, çünkü yeni yahut yakın teknoloji ile işletilen tam 10 reaktörü daha bulunmaktadır. almanya stade santrali'ndeki üniteler ise, isveç barseback örneğinde olduğu gibi nükleer enerjinin doğaya vereceği zarar dolayısıyla değil, üniteler ömrünü doldurduğu için kapatılmıştır. amerika birleşik devletleri yeni sipariş vermemiştir, çünkü ihtiyacı yoktur. bugün abd topraklarında, dünya üzerindeki en yüksek sayıya tamıtamına 105 reaktöre ulaşılmıştır. yeni santrale ihtiyaç duymamakla beraber, teknolojileri geliştirmekte, reaktörlerini yenilemektedir. sipariş vermiyor olmasının sebebi, yine nükleer santrallerin doğaya karşı risk oluşturduğu fikrinden değil, bu anlamda maksimum seviyeye ulaşmış olmaları hasebiyle, ihtiyaç duymamalarından kaynaklanmaktadır. kanada'ya gelince. bu ülkenin santralleri tamamen yerli teknolojidir ve çalışmalar bugün sürekli devam etmektedir. 22 adet yeni teknoloji reaktör işletimdedir. yeni reaktör kurmaya ihtiyaç duymamaktadır, çünkü sürekli yeni teknoloji üretmekte ve ihtiyacını karşılama ötesinde fazlası ile enerji ihracatı yapmaktadır.. avusturya'daki zwentendorf ise maalesef bugün de halkımızda hasıl olan nükleer enerjinin doğaya zarar vereceği ve güvenli olmadığı düşüncesi,belirtildiği gibi çernobil faciası yaşanmadan, halkın protesto ve tepkileri sebebiyle açılamamıştır.. italya'nın, çernobil faciasından hemen 1 sene sonra nükleer faaliyetini durdurması çok normaldir, çünkü aynı facianın ülkelerinde yaşanmasını istememişlerdir. oysa ki çernobil'in güvenlik teknolojisini incelediğimizde çok eksikli olduğunu görürüz ve facianın yaşanmasından 2 gün sonra dünyaya duyurulmuştu(talep dahilinde çernobil'in güvenlik sistemi ve kaza sebeplerini de ayrıntılarıyla yazmam mümkündür). bu italya ve dünya açısından çok normal bir tepkidir. oysa ki temellerini silvio berlusconi'nin attığı adımlarla nükleer enerjiye geri dönüş için çalışmalar başlamış ve süregelmiştir, fransa ile ortak bir santral kurulacaktır. ünitelerini kapatan ülkelere ben de litvanya'yı ekleyeyim. litvanya'da bulunan reaktörlerin kapatılma sebebi de çernobil'deki ile tipik benzerlik gösteren teknolojinin kullanılmasıdır, fakat letonya ve estonya ile beraber yeni teknoloji işletimi ile yeni reaktör yapma anlaşması yapılmıştır. kapatılan reaktörlere ekleme yapmaya devam edelim. bulgaristan kozloduy'daki eski teknoloji reaktörünü kapatarak enerji açığına uğramış ve belene'de yeni reaktör yapımına başlamıştır.. sıralanan ülkelerden endonezya'nın nükleer santral yapımını askıya almasının sebebi de, geniş doğalgaz kaynaklarının bulunmasıdır. bununla birlikte 1997'de doğalgaz kaynağının bulunması ile rafa kaldırılan proje, 2 sene önce tekrar gündeme gelmiş ve bugün de devam eden çalışmalara başlanmıştır. yani endonezya da vazgeçmiş değildir.. yine bu ülkelerden hollanda, reaktörü kapatma kararını fesh etmiş ve 2033 senesine kadar işletime devam etme kararı almıştır. yani hollanda da sistem uygulamasına devam ve itibar etmektedir.(hollanda ki, suyu dahi kontrol eden ülkedir) belirtilen ülkelerden vietnam, nükleer santral inşaası kararını halk tepkisi sebebiyle rafa kaldırmamış, ertelemiş idi. fakat bugünlerde yeniden çalışmalara başlanmıştır. nükleer santral yapımının takriben 10-12 sene sürmesi itibariyle, yaklaşık bu süre dahilinde nükleer santraline kavuşacaktır..
    argümanlarımızı sıraladıktan sonra belirtebiliriz; nükleer santrallerin kapatılmasının yahut yeni inşaalara geçilmemesinin sebebi; bu işletim sisteminin doğaya verdiği zarar değil, 1-halkın mesele üzerine önyargılı olması(çernobil sonrası ağırlıklı olmak suretiyle) 2-nükleer santral ünitelerinin ömrünü doldurması yahut teknolojik bağlamda geri kalması 3-ihtiyaç olmaması 4-diğer kaynaklara öncelik verilmesidir.. bakınız bazı istatistiki bilgiler vereyim; avrupa'nın enerji sağlanımının %42'sini nükleer enerji santralleri karşılamaktadır. projeler rafa kaldırılmamış,aksine tam gaz devam edilmektedir. kapatılma sebeplerini yukarıda açıkladık. dünyada senede 2300 milyar kilowatt saat enerji, nükleer santrallerden karşılanmaktadır, bu miktar hiç az değildir ve dikkate alınmalıdır.. şimdi ülkelerin ürettiği enerjilerin yüzde kaçının nükleer reaktörlerden karşılandığına dair istatistiklerimize geçelim: -litvanya:%85 -fransa:%80 -belçika:%60 -isveç:%55 -ukrayna:%45 -isviçre:%45 -bulgaristan:%40 -macaristan:%40 -güney kore:%35 -japonya:%35 -ispanya:%35(4 reaktörün kapatılmış olmasına rağmen) -almanya:%30 -tayvan:%30 -finlandiya:%30 -ingiltere:%25 -abd:%20(105 reaktörle,düşününüz enerji üretimini) vs.. ve bu ülkelerdeki yapım aşamasında olan reaktörleri de hesaba katarsanız,yüzdelik dilimleri varın siz düşünün.. peki ülkelerde kaç adet reaktör bulunuyor. bunun da istatistiğini verelim: -abd:105 -fransa:63 -japonya:54 -ingiltere:35 -rusya:26 -kanada:22 -almanya:20 -hindistan:16 -ukrayna:15 -isveç:12 -güney kore:12 -ispanya:9 -tayvan:6 -arjantin:3 -çin:3 -litvanya:2 -pakistan:2 -kazakistan:1 vs.. yine bu reaktörlere yenilerini ekleyebiliriz.. tayvan'da 5 adet, çin'de 4 adet, litvanya'da, italya'da, bulgaristan'da,endonezya'da, kazakistan'da bir adet daha vs.. bir çok ülkede nükleer enerji santralleri kurulmaktadır.. bahsettiğimiz odaklarca bu manada desteklenen greenpeace'in bu açılımları ve sistemli propagandası sonucunda zihinlere yanlış çağrışımları getirmektedir. israrla belirtelim; batı ve doğu nükleer enerjiden vazgeçmiş değildir. ünitelerin kapatılma sebepleri yukarıda ayrıntılıca incelenmiştir. doğaya vereceği zarar ile kesinlikle ilintili değildir. greenpeace gibi bir örgütün iyi işler yapmış olsa da bir oyuna alet edilmesini bırakın, bunun tamamen sistemli bir komplo olduğu aşikardır. ülkelerini metro ağıyla, tren raylarıyla genişletirken bize otoyol gibi kapitalizme mütemadiyen hizmet eden bir yapıyı reva gören emperyalistlerin benzer nitelikteki bu oyununa, özellikle sol kesimin gelmesini üzüntüyle karşılıyorum.. ve reaktörlerin güvenliği ile bilinmesi gereken bir şey daha; reaktörler 1996 öncesine dayanmak suretiyle güvenlik sistemleri her ihtimal göz önünde bulundurularak oluşturulur..hatta inanmak güç olsa da, reaktöre uçak düşmesi ihtimali bile göz önünde bulundurulur ki çıkaracağımız sonuç, doğru ve eksiksiz teknolojinin uygulandığı bir santrale uçak düşse dahi doğaya en ufak zarar vermeyecek olmasıdır.. gelelim türkiye'nin nükleer enerji programına; akp hükümeti bu meseleyi de eline yüzüne bulaştırmış ve siyasi hesaplarına dahil etmekle beraber,cahilce ve yine dışa bağımlı olacağımız projeler geliştirmektedirler.. yakın tarih itibariyle, nükleer enerji santrali yapımını gündeme getirirken, düştükleri hayati hataları inceleyim.. öncelikli olarak akp,nükleer enerjiyi kısa vadeli bir enerji getirimi olarak algılamakta ve sunmaktadır..oysa ki bir nükleer enerji santralinin yapımı belirttiğimiz üzere 10-12 seneyi bulur, işletim ve üretimi de yine uzun süreçler alır.. bir hataya da kaynaklar hususunda düşülmektedir..bugün 1,5 senelik ihiyacımızı karşılayacak rezervlerimiz bulunsa da kaynaklar millileştirilememiş ve yabancı şirketlere peşkeş çekilecektir ki ihalenin verileceği şirketler de bellidir. çünkü, yüksek gelir sağlayacak uranyum rezervlerini işletecek türk şirketi bulunmamakta ve acele edilmesi sebebiyle devlet de bu işletimi sağlayamayacaktır. birazdan ekleyeceğimiz hatadaki açıklama da meseleye cevap olacaktır; bahsettiğimiz hata şudur; nükleer enerji santrali yapımında şu anda yerli teknolojimiz bulunmamaktadır. fakat türkiye atom enerjisi kurumu,birkaç yıl içerisinde yerli teknolojiyi geliştirmek üzere olduklarını,daha doğrusu bu teknolojinin %80'inin yerli olacağını açıklamıştır. seçimlerde göz boyama metası olarak kullandıkları nükleer enerjide bu denli acele edilmesiyle teknolojide de dışa bağımlı olmamız sağlanacaktır. bununla birlikte ve izleyeceğimiz yolda yine devletin sağlayacağı uranyum rezervlerinin işletimi de millileştirilecektir. hepsinin ötesinde bunlara rağmen, tbmm'deki konuşmasında enerji bakanı'nın teknolojinin yerli olduğunu iddia etmesi cehaletin ve kandırılmamızın resmini ortaya koyuyor. türkiye atom enerjisi kurumu, teknolojinin henüz yerli olmadığını ve süre alacağını açıklaması yeterli bir cevap olmuş ve akp'nin seçim propagandasının çirkin yüzünü gözler önüne sermiştir. yine belirtelim; akp'nin işbu politikaları çıkış yolu olarak gördüğümüz nükleer enerji kozunu da elimizden alacak, bizi bu hususta da dışa bağımlı kılacaktır. tekrar ve tekrar; nükleer enerji hususunda gerçekleştireceğimiz devrimlere karşı çıkarak,kirli bir paylaşım oyununa gelmeyelim..nükleer enerji,türkiye'ye çok şey kazandıracaktır.. nokta. yukarıdaki yazı, genel olarak nükleer enerjinin dünyada vazgeçilmekte olduğuna dair argümanlara cevap niteliği taşıyor. yalnız tee ne zaman yazdığım yazıdaki üslubuma baktım da, hulki cevizoğlu'nu aratmamışız a.k, bikaç yerde aynı şeyleri tekrarlamışım galman gusura gayri, faydalı yazıdır lakin.
    neyse, geçelim bir başka soru-cevaba.. nükleer enerji risklidir, güvenlik-atık sorunu vardır, pahalıdır, alternatifleri vardır. naha buna da cevap verdiydik, onu da okuyalım; greenpeace'in bilinçli dezenformasyonunu açığa çıkardıktan sonra, gelelim, mantıksız çözümlerine. insan, enerji olmadan yaşayamaz, bu bir gerçek. peki, bunun alternatifleri nelerdir? sayalım; -hidroelektrik santraller -termik santraller -doğalgaz elektrik santrali -nükleer enerji santrali -rüzgar -hidrojen-yakıt pili teknolojisi -güneş -ve ufak çaplı enerji üreteçleri(örneğin hindistan'ın tren raylarındaki sürtünmeden açığa çıkan ısıyı enerjiye dönüştürmesi gibi) yazımızda hemen hemen bütün enerji kaynaklarına değineceğiz. fakat öncelikle greenpeace'in dünya enerji ihtiyacını karşılamamız yönündeki çözüm önerisinin, yani rüzgar ile dünya enerji ihtiyacının maksimum %12, güneş enerjisi ile maksimum %25'i karşılanabileceğine tekabül ettiğini belirtmeliyiz ki, bu aynı bildiride, kendi ifadelerinde de bulunmaktadır. peki gerisini nasıl karşılayacağız allah aşkına? yeni bir enerji üretim sistemi mi geliştireceksiniz? evet artık nükleer enerji santrali hakkında ayrıntılı bilgi ve greenpeace eleştirilerimize geçebiliriz; bilinçlenme adına, enerji ve kaynaklar noktasında çok önemli bilgi eksikliğimiz ve önyargılarımız bulunuyor. aşağıda yazacaklarımız ile idealize değil, birebir reel politik ve onun ürünlerini göreceğiz.. öncelikle, nükleer enerji santralinde işletim için yalnızca uranyum değil, toryum da kullanılabilir ve işlenmemiş toryum bırakın türkiye'yi, dünyada dahi çok önemli miktar arz eder. enerjiyi üretecek kaynakların (uranyum,plütonyum,toryum) ise tabiri caizse kıyamet kopana kadar bitme ihtimali yok. bununla birlikte bahsedilen uranyum235'e alternatif olarak, kararlı toryum atom çekirdeği nötronlar ile kararsız hale getirilir, ham uranyuma ihtiyaç kalmaz. nükleer santrale ileriki yıllarda enerji üretimine alternatif üretilemediği zaman -tükenmeyen kaynaklar olmasına rağmen, rüzgar yahut güneş gibi- bugün olmazsa yarın mecburiyetten geçilecek, şimdiden geçilmezse dışarıya bağımlılık katlanarak artacaktır. en çok çekinilen faktörlerden biri sızma riskidir. oysa belirttiğimiz üzere reaktöre uçak düşse dahi sızma yapmamaktadır..çok masraflı olduğu doğru olmakla beraber,masrafın çok ama çok yüksek bölümü güvenliğe ayrılmaktadır..hidroelektrik santralleri de bedava üretmediğimize göre..bunun da ötesinde birazdan incelemeye alacağımız farklı işletim sistemleri ile artık nükleer santral sızmalarından korkmayacaksınız, yeni korkular vereceğim sizlere, öyle ki ihtimali sıfıra çok yakın olan sızmalar ve nükleer atıklar dahi sempatik gelecek.. diğer enerji kaynaklarına yönelmek arzusuna dair bir kaç kelam edelim. nükleer enerji santrali masraflı ya; 1kg. kömürden 3kw, 1kg.petrolden 4,5kw, 1 kilogram uranyumdan 50.000kw enerji üretilebiliyor. yani nükleer enerji santralinden aynı miktarda malzeme ile edineceğin enerjiyi, bir başka santralle edinmeye kalkışacaksanız, yüzlerce, hatta binlerce santral dikmeniz gerekecektir ki, hangisi daha masraflıdır, sorarım merak içinde. türkiye'nin başlıca kurtuluş yollarından olan nükleer santrale enerji bağlamında muadili bir üreteç alternatifi sunulmasını bekleriz, fakat lütfen akla yatıkın olsun. alternatif olarak sunup sunulabilecek öğeler maksimum; su, kömür ve doğalgaz ile yetersiz rüzgar-güneş enerjileri olacaktır. bakınız bilimsel bir araştırmanın sonucu bize ne söylüyor; nükleer santral sızmaları ile ölen -bakınız hastalanmaktan bahsetmiyorum, ölüm- insan sayısı ile diğer işletim sistemleri kıyaslanmış; nükleer santral : senede 8 doğal gaz : senede 85 termik santral yani kömür : senede 342 hidroelektrik yani su: senede 885 nükleer enerjiden kaçarken, acaba nasıl bir oyuna kurban gittiğimizin farkında mıyız? emperyalist bir devlet, kendi üretimini nükleer enerjiden sağlarken, çevreye verdiği zarar tartışılmaz bulunan petrol pazarını da eline geçirerek, bu yönde bir dayatmada bulunması ve bu; milli kaynaklara yönelmemizde nasıl bir engel teşkil ediyor dersiniz? bunu yaparken de defaatle belirttiğimiz üzere, mütemadiyen desteklenen greenpeace, nükleer'e hayır, vs. gibi örgüt ve oluşumlar aracılığı ile nükleer enerjinin ne kadar zararlı ve riskli olduğu masalını anlatırken, aynı anda bu örgütlerin karşı çıktıkları fosil yakıtlara alternatif oluşturacak yegane teknolojiyi böylesi ucuz yöntemlerle bertaraf ediyorlar dersiniz? aynı örgütler ,mütemadiyen küresel ısınmaya karşı çıkmalarına rağmen, bu ısınmaya sıfır noktasında katkısı olan, yani katkısı olmayan bu işletim sisteminin bu özelliğinden ne şekilde söz ediyorlar, öğrenmek için yanıp tutuşuyorum.. gelelim en çok korkulan atıklar meselesine; teknik ayrıntıya girip insanları sıkmayalım, fakat bunun çözülmüş bir problem olduğunu belirtelim. ortaya çıkan atık madde -ki bu işlenmiş maddenin en fazla %3üdür-geniş havuzlarda bekletilerek radyasyondan arındırılır ve silikonla eritilerek "camsılaştırılır.."..hani yedikten sonra sokağa attığın gofret ambalajı var ya, onun verdiği zarar ve zehirliliğin milyonda biri dahi etmiyor.. doğa her şeyden,herkesten bir zarar görecektir..bu kaçınılmaz bir olgudur..fakat bir gerçekliğe karşı çıkarken, alternatifinin daha zararlı olduğu gerçeğini gözardı ediyorsanız, bunda samimiyet aranmaz. olsa olsa büyük enerji/kaynak plan ve oyununun parçası olmakla açıklanabilir.. tekrar tekrar belirtelim,ülkemizin üretim adına çok alternatifli olması (ki şüphelidir) bazı gerçekleri değiştirmiyor. eğer temiz bir enerji kaynağından bahsedilecekse,bu nükleer enerjidir, başkası değil.. hidroelektrik santraller kuruldukları bölgelerde -ki bunun için tahmin ettiğinizden çok geniş alanlar gasp edilmektedir- doğal hayatı öldürür, kalıcı zararlara sebebiyet verirler. termik santraller, petrol ürünü yakıtlar ve doğalgazdan ise bahsetmeme dahi gerek olmadığını düşünüyorum. bu işletim sistemlerinden ölen, kanser olan insanlardan bahsedin. küresel ısınmaya neden olmazken, petrolün, doğalgazın etkisinden bahsedin. nasıl enerji üreteceğimizden bahsedin. bu ülke nasıl kurtulur bundan bahsedin. bu ülke nasıl enerji satar bundan bahsedin. bu devlet, ekonomik bağımsızlığına nasıl kavuşur bundan bahsedin. ekonomik bağımsızlığına kavuşması ile onurlu dış politikaya nasıl meyleder, bundan bahsedin. bölgesel güç olmasının farkına nasıl varır, bundan bahsedin. karşı çıktıklarınız aslında nasıl da çaremizdir, bundan bahsedin. sosyal düzen, adalet sistemi nasıl işler, bundan bahsedin.
    --spoiler--
    yeterli bir cevaptır.
    3 ...
  14. 11.
  15. çevre mühendisliği okuma ihtimali olan bir Türk evladıdır.

    (bkz: hey yavrum hey)
    0 ...
  16. 10.
  17. maldır, gelişmiş ülkelerin çevreci sloganlarıyla kafayı bulmuş gençtir, ne ilginçtir ki gelişmiş ülkelerde merkezleri bulunan çevre örgütleri hep bizim gibi sözde gelişmekte olan ülkelere bir şeyler empoze etmeye çalışırlar. aman bunu yapmayın çevrenin anasını sikersiniz falan diye. bu güneş panelleridir bilmem nedir ne kadar paraya mal olacağını bilen var mı içinizde? türkiye'nin şu aşamada altından kalkamayacağı kadar ağır bir külfeti vardır, ben olmasın demiyorum tabii ki olsun ama maksimum verimi alabileceğin bir yere koy, nükleer de olsun başka bir yerde, batılılar aman siz yapmayın malsınız patlatırsınız falan diyor hemen bizdeki mallar meydanlarda, adam gibi yönetirsen bir sikim olmaz...
    1 ...
  18. 9.
  19. asil insanin ihtiyaclarini insana canliya dogaya zarar vermeyecek sekilde karsilamak icin bilimi isleyen muhendislerin en azindan nukleer atiklardan dolayi (birakin olasi santral kazalarini) nukleer santralleri desteklememesi gerekmektedir. onlarca cevreye duyarli alternatif varken sirf daha fazla kar etmek icin muhendislik etigini ayaklar altina almak bu ulkeye yapilacak en kotu islerin basindadir.
    0 ...
  20. 8.
  21. nükleer enerjinin ne olduğunu zararlarını ve az da olsa yararlarını bilen türk evladı.
    0 ...
  22. 7.
  23. gayet normal bir şahsiyettir, zira nükleer santralin zararlı ve tehlikeli olabilmesi için nükleer silah üretmesi gerekmez, çernobil de patlayan füze değil reaktörün kendiydi neticede.

    kaldı ki gelişmiş ülkelerin bile enerji tüketimleri nükleer santral kurulmadan karşılanabilir, elbette bunun için çok kapsamlı bir planlama ve üretim fonksiyonlarının değişmesi gerekir, ancak unutulmamalı ki doğa üzerinde tasarruf hakkı basit bir karar değildir.
    0 ...
  24. 6.
  25. ülkemizin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğu halde neden nükleer enerjiye ihtacımız olduğunu sorgulayan delikanlıdır candır.

    (bkz: vurdu gool oldu)
    0 ...
  26. 5.
  27. her şeyi bir yana bırakıp, türkiye de kurulacak nükleer santralin bize enerji satacağını bilen türk evladıdır.

    nükleer enerji türkiye için şarttır. ama ben bulgaristandan 12 liraya aldığım enerjiyi; rusa tapusunu mülkünü verip 11 liraya alacaksam kendi memleketimde; kafam girsin öyle projeye de yapana da verene de alanada afedersiniz.

    öyle işte. gene bu konuda da karşımıza bir akp geçirmesi çıktı. afiyet olsun türkiye.
    0 ...
  28. 4.
  29. Gereki olan türk evladıdır. Ben şahsen Nükleer karşıtı değilim. Olamam çünkü mühendisim ve gelişen ülkelerin enerji ihtiyacının sınırsız olduğunu bunu aşabilmek için de her çeşit enerji kaynağından yararlanmak gerektiğini bilirim.

    Lakin birilerinin nükleer konusunda halkı bilinçlendirmesi lazım, hiç olmazsa taraf olansalar da zararlarını anlatması lazım. işte bu görevi inançla yapacaklar nükleer enerjiye karşı çıkabilen türk evlatları olacaktır. Yoksa AKPlilere kalırsa Tayyip erdoğan yapıyor diye nükleer enerji abdest alınacak su gibi temiz diye kandırırlar. Yiyenler de olur.

    Bir de bu Türk evladına küçük bir tavsiyem, gerçekleri gözardı etmeyin ki körü körüne savunan Partizanlarla aynı kefeye konmayasınız.

    (bkz: nükleer santralle nükleer silaha kavuşma/#9002227)
    0 ...
  30. 3.
  31. 2.
  32. 1.
  33. cocuklarinin hatta torunlarinin gelecegini onemseyen cevreci vatansever turk evladidir.
    0 ...
  34. 27.
  35. akp'nin bir girişimine karşı çıktığı için vatan hainidir, pkklıdır, ergenekoncudur, siyonisttir, statükocudur...

    başka aklına bir sıfat gelen varsa hatırlatıversin. daha yeniyim bu akp olayında.
    0 ...
  36. 27.
  37. çıkabilen dendiğine göre çeşitli baskılara rağmen karşı çıkan türk evladıdır. şahsen şimdiye dek hiç nükleer enerjiye karşı çıkmak istiyordum ama çıkamadım diyen bir insan evladından haberdar olmadım.
    0 ...
  38. 27.
  39. Adam gibi yapılabilirse(ki bizde zor) nükleer enerjiye karşı değilim, gerekli bence ama maalesef işin içinde türkler olunca biraz çekiniyorum ve karşı durmak zorunda kalıyorum ister istemez.
    2 ...
  40. 27.
  41. 27.
  42. Çernobilden ders alan, doğal enerji kaynaklarını kullanmyan zihniyete isyan eden türk evladıdır.
    2 ...
  43. 27.
  44. 27.
  45. vatan hainliği yolundadır, başka da bir şey değil. nükleer gelecektir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük