Yalan mı? Güvenlidir. Belkide en güvenli enerji budur. Nükleer enerji ile ekonomik olarak çok kâr elde edersiniz. Sağlam ve güvenli bir santral ile hiçbir sıkıntı olmaz.
çernobil santralındaki iki tane geri zekalı mühendisin yaptığı deneyin neden olduğu patlamanın diğer santrallerde de olacağını düşünmek büyük bir yanılgıdır. oluşan atıkların nereye konacağı gerçekten büyük bir sorun olsa da ona da bir şekilde çare bulunmuştur. yakın gelecekte de bu atıkların aya yollanması muhtemeldir. termik santraller ve hidroelektrik santraller gibi doğanın düzenini alt üst eden veya rüzgar enerjisi gibi aşırı pahalıya gelen ve enerji verimi çok düşük olan santraller yerine çok az bir alanı işgal ederek yüksek verimle sürekli enerji verebilen nükleer santraller kurulması en doğru şeçim olmaktadır. ayrıca dünyanın giderek içine düştüğü içme suyu sıkıntısı için de nükleer santrallerden arta kalan ısı enerjisi bir çözüm olabilir. artık olan ısı deniz suyunu rahatça buharlaştırıp tuzundan arındırılmış tatlı su elde edilmesini mümkün kılar.
iktidar aşıklarının gözlerini sımsıkı kapatarak uyumlu bir şekilde koyun koyun onayladıkları yalandır efendim.
nükleer enerjinin tehlikesi evdeki priz ya da balkondaki saksının neden olduğu tehlikenin çok ötesinde zararları gizlemektedir. radyasyon yalnızca bir nesli değil, genleri sayesinde o neslin sonraki kuşaklarını da etkiler.
ayrıca nükleer enerjinin ucuz olması da düpedüz yalandır. nükleer çöpü bertaraf etmek mümkün değildir; bu sebeple avrupa'da sürekli hareket halinde trenlerde depolanmakta ve sürekli gezdirilmektedir; çünkü atılabileceği bir yer yok. amerika'da bir kasabada bulunan eski bir madene depolanmak istenmiş, ancak kasaba halkının ayağa kalkması sonucu bu da gerçekleştirilememiştir. artık işletmeler için zorunlu bir hesap kalemi olan çevresel maliyetlerin hesaba katılması, bu enerjiyi en pahalı kaynak seviyesine yükseltmiştir.
daha yaratıcı bertaraf yöntemleri de vardır kuşkusuz. örneğin, kurşun mahfazalarla uzaya gönderelim, ya da okyanusların derinliklerine atalım diyen sivri zekalara sormak lazım; o durumda bu enerjinin nesi ucuza gelecek?
madalyonun öteki yüzüne gelince; bizim akıllı politikacılarımız neden ister bu enerjiyi diye sormak lazım. bir gerçeğe dokunarak açıklamaya çalışalım; dünyada ikinci dünya savaşı sonrasından beri parlamentoları etkisi altına almış nükleer-termik lobisi bulunduğu bir gerçek. kısacası politikacılar uzun zamandır nükleer ya da termik enerji sistemlerinden nasıl para yiyeceklerini bilmekteler. bu sebeple henüz üçüncü dünya ülkeleri için yeni diyebileceğimiz yenilenebilir enerji kaynakları yöneticilerden taraftar bulmakta eksik kalıyorlar.
işini bilen ellerde olduğu sürece nükleer enerji güvenlidir. bugüne dek meydana gelmiş nükleer santral kazalarının hangi sebeplerle oluştuğunu iyi incelemek gerekir. nükleere hayır demek kolaya kaçmaktır. zor olan iyice araştırmaktır. bunu yaparken de uydurma bilim adamlarının, bazı ülkelerin maşası olan çevre örgütlerinin bildirilerini değil, doğrudan olaylara ilişkin raporları okumak gerekir.
evinde girdiği tüm odaların ışığını açık bırakıp sabaha kadar tv izleyen ya da bilgisayarıyla oyun oynayan, msn ve facebook'tan çıkmayıp insanlarla geyik muhabbeti yapma gayretinde olan, banyoda suyla oyunlar oynayıp saatlerce boş boş su dökünen, sigarası ağzından eksik olmayan, izmariti de çöpe değil yere atmayı seven, tüm gün kafede sürtüp kendini yoracak her işten kaçan, ülkesine, halkına zerre faydası dokunmayan sözde çevreci gençlerimiz "nükleere hayır" diyerek "faydalı" iş yaptığını düşünüyor, harcadığı elektriğin, suyun parası ödendiğinde geri getirildiğine inanıyor sanırım.
gelişmiş avrupa ülkeleri ve abd yıllardır çatır çatır nükleer kurarken ve getirisinden faydalanırken hiç çevreyi falan düşünmüyor. Tüm dünya ve hatta açlıktan ağzı kokan sefil ermenistan bile nükleer kullanırken bizim buna karşı durmamızın akla uyan hiç bir yanı yoktur. Fransa yüz tane nükleer santralinin atığını idare ediyorsa türkiye de 1 tane santralin atığını idare edebilir. Avrupa devletleri bu atık sorununu düşünmüyor da biz mi düşüneceğiz? Herkes aptal bir akıllı biz miyiz bu dünyada? Türkiye nükleer santral kurmazsa dünya kurtulacak mı? Zaten her yıl bir sürü yeni santral kuruluyor zaten dünya sona gidiyor bunun kurtuluşu yok, biz o sona kadar kendimiz için en doğruyu yapmalıyız. Duygusal değil mantıklı olun.
mutfağınızdaki ekmek bıçağı, televizyonunuzu çalıştırmanıza yarayan priz, evinizin balkonu, pencere denizliklerinizdeki saksı vs gibi burada saymaya kalktığımızda sığmayacak buna benzer milyonlarca tehlike hayatımızda yer alıyorken, birtakım yetersiz bilgilerle sadece nükleer adını taşıdığı için enerji elde etmenin bir yoluna karşı çıkmak sadece güdülmek olarak açıklanabilir.
çöpünü mü dert ediyorsun, bir sürü üniversiten var sürüyle hoca bu üniversitelerde ne işe yarıyor, topla konuyla ilgili olanlarını fikirlerini al, atıklarla ilgili hazırlanmış çözümleri paylaşın, yapabiliyorlarsa bu atık yönetimi konusunu daha ileriye götürecek çözümlerini sunsunlar. sadece "karşıyız" demekle birşey olmuyor. babanız köyünde kalsa ve çobanlıkla geçinmeye devam etse evet sizler daha güvende olabilirdiniz belki ancak birçoğunuz buralarda bunları tartışabiliyor olamazdınız.
nükleer santrallerin kullandıkları ve sonradan atomar çöplüklere atılan nükleer çöp 1 milyon yıl (1.000.000 yıl !!!!) radyasyon yaymaya devam edermiş. ürettiği enerji ucuz falan, üstelik de iyi, ama 1 milyon yıl radyasyon yayan bir çöpü var bunun. o çöp nereye depolanırsa depolansın o civardaki herşeyi radyasyonla mahvediyor. o bölgenin suyu zehirleniyor falan....
almanya´da atom çöpü nakli yapılacağı zaman insanlar kendilerini tren geçemesin diye, raylara zincirliyorlar.
bunların türkiye´de pek konu edildiğini sanmıyorum. avrupa´da atom reaktörlerini nasıl kapatabileceklerinin hesaplarını yapıyorlar. çöpünü n´apacagını bilmeden atom reaktörü açarsan, milyonlarca kazım koyuncu vakası üretirsin. bunu hiç gözden ırak tutmamak lazım.
nükleer enerji güvenlidir diyenlerin görmezden gelmekte ısrar ettiği 1957'den bu yana gerçekleşmiş birçok nükleer kaza, bizlere kazaları önlemenin mümkün olmadığını ve radyasyon yayılımının önüne geçilemediğini defalarca ispatlamıştır.
en yakınımızda gerçekleşen çernobil faciasında;
hiroşima ve nagazaki ye atılan atom bombalarından yüz kat daha fazla radyasyon açığa çıkardı. buna rağmen birçok kişi kazayı tarihin bir parçası olarak gördü ve yüksek dozda radyasyonun insan hayatına gerçekten ne yaptığını unuttu.
nükleer atıkların zararsız bir biçimde doğadan yalıtılmasını sağlayan bir yöntem bulunamamıştır ,
nükleer atıkların zararsız bir biçimde doğadan yalıtılmasını sağlayan bir yöntem bulunamamıştır ,
nükleer atıkların zararsız bir biçimde doğadan yalıtılmasını sağlayan bir yöntem bulunamamıştır.
edit: çernobil en yakınımızda oldğu için örnek verilmiştir ve bizi en çok etkilen olduğu için. cahil cühela takımına duyurulur.