nöbetçi öğrenci olmak

    1.
  1. hiçbirşey olmaktır.

    vazifenin ilk saatlerinde içinizde bir meslek aşkı, bir heyecan ve ister istemez kendini bir bok sanma içgüdüsü hakimdir.
    saatler ilerledikçe işin tadı kaçmaya başlar. seçilmiş kişi olmadığını, ayak işlerine bakan bir hizmetçi olduğunu kabullenmek zordur. ama sonra kolundaki bantın bir rütbe değil de bir pranga olduğunu kabullenip. "ulan matematik dersi bile bundan iyidir be!" dediğin an ruhun huzura kavuşur.
    5 ...
  2. 29.
  3. Şu anda yaşadığım durum. Kapıda duruyorum. 12.40 gece gibi okuldan çıkacağım.
    3 ...
  4. 28.
  5. senede bir iki kez sınıf listelerinden sıra gelmesiyle müdür yardımcılarının -kapı açılıp kapandıkça buz gibi olan koridorda metal sandalyede oturan- sabah sekiz buçukta çay ocağından çay, kantinden poğaça aldırdığı, bir de kendine al dedikleri kişi olmaktır.
    2 ...
  6. 3.
  7. hocalara çay ve yemek getirip götürmek, gelene gidene kapı açmaktan ibarettir. *
    2 ...
  8. 19.
  9. ayak işlerini yapıp bir de üstüne çay taşımaktır.
    2 ...
  10. 13.
  11. Bir süre sonra insan öyle bir psikoloji içine girer ki, kendini o okulun öğrencisi değilmiş gibi, dışlanmış gibi hisseder. Sınıftakiler yabancıymış gibi gelmeye başlar. Okula ne gelen vardır ne giden. Daha sonra ziyaretçi defteri Gandalf gibi uyduruk kişilerin adları ve uyduruk adresleriyle doldurulur ve sonrasında müdürden fırça yenir.
    2 ...
  12. 7.
  13. bazen iyi bazen kötü bir şeydir ama lisede en güzeli kütüphanede nöbetçi olmaktır,kimse kütüphanenin yolunu bile bilmezdi bizim okulda,herkes derse girerken akşama kadar ya kitap okurdu ya uyurdu nöbetçi.
    1 ...
  14. 6.
  15. nöbetçi öğrenci olduğunuz gün okula vali gelirse, sıçtınız demektir.
    müdür bütün gün nerden geleceği belli olmayan el bombası gibi gezer. müdür gelir, git hademeleri çağır şunları şunları düzeltsinler, suraları temizlesinler der. 1 saat sonra yine gelir, bunlar böyle olmamış çağır hademeleri eskisi gibi yapsınlar der. gelir, vali geldiğinde şöyle davran böyle davran diye öğütler verir. hep gevşek olan kravat artık boğulurcasına sıkılır. bir süre sonra müdürün de canı sıkılır valiyi beklemekten, sizinle muhabbete başlar. boş boş oturacağıma açar okurum diye kütüphaneden aldığınız kitaba sarar bu defa. başlar gençliğinde okuduğu kitapları anlatmaya....
    daha gider bu...
    bu olaylı nöbetçilik günden sonra herhangi bir atraksiyonun olmadığı bir günde nöbetçilik yaparken kız arkadaşınızın sınıfına gidip, müdür yardımcısı çağırıyor bahanesiyle sınıftan çıkarıp, 5 dakika kadar kimselerin göremeyeceği bir köşede heyecan ve adrenalin içinde öpüşüp kolaşmak da mümkündür. bir önceki nöbetçilik gününün acısını çıkarmak da diyebiliriz buna.
    1 ...
  16. 2.
  17. zevklidir. okula gidip, derse girmemenin zevkini tattirir insana. ders zili caldiginda arkadaslarin sinifa girerken senin makamina(!) gecip aptalca siritmani saglar. ozellikle ders esnasinda sinifa girip birseyler dagitmak, hocaya belge imzalatmak filan gerekirse degmeyin keyfinize. artistlik bir sekilde kapi vurulup, emin adimlarla sinifa girip "hahaha siz ders dinleyin olum, bakin ben geziyorum disarilarda. evrak filan imzalatiyorum, onemli bi adam oldum lan ben." artistligine burundurur, fazla kaptirmamak lazimdir.
    1 ...
  18. 12.
  19. bütün ayak işlerini yapmak anlamına gelir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük