fakat bu yazının geçtiği bölüm hilafet ile ilgili bir bölüm. bölümde wells'in tek dünya devleti ile ilgili görüşü hakkında atatürk fikir beyan eder. yazıda da bunu tatlı bir hayal olduğunu söyler. "hayal" demek bunun gerçekleşmeyecek bir şey olduğunun izahıdır fazla zorlamaya gerek yok. buna atatürk neden değinmiştir? bu görüş O zamanlar türk aydınları arasında da panislamist hareketlere de sirayet edip panislamist bir karektere bürünmüştür. nukun yukarıdaki bölümü şöyle devam eder.
>>>Türkiyeye musallat olmamak şartıyla, hilâfetçileri ve Panislâmizm taraftarlarını memnun etmek için, bu tasavvur ve tahayyül bir dereceye kadar bizde de tasvir edilmişti.
Ortaya atılan görüş şuydu: Avrupada, Asyada, Afrikada ve diğer kıtalarda yaşayan Müslüman toplumları, gelecekte herhangi bir gün kendi irade ve arzularını kullanacak bir güç ve özgürlüğe kavuşurlar ve o zaman lüzumlu ve yararlı görürlerse, çağın gereklerine uygun birtakım uyuşma ve birleşme noktaları bulabilirler.>>>
tam olarak bunu destekleyip desteklemediğini anlayamayacağımız bölümdür. her ne kadar yeni dünya düzeni projesine en büyük hizmeti vermiş kişilerden biri de mustafa kemal olsa da; bunun sonuçlarını ne derece görebildiğini, görse de aynı tutumla devam edip etmeyeceğini bilemeyiz. bana göre mustafa kemal, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekten başka bir amaç gütmeyen biriydi. bunu padişah'a damat olma isteğinden, ingilizlerden hilafeti istemesinden anlayabiliyoruz. aynı mustafa kemal, eğer şartlar iyi gitseydi karşımıza halife olarak bile gelebilirdi.
ya da güç kazanmak adına mason locasına kaydolup, cumhurbaşkanı olduğunda mason localarını kapatması zaten hiçbir ideolojiyi benimsemediğini gösterir.
adam resmen "cumhuriyet bir geçis rejimidir. aslolan buyuk cihan imparatorlugudur. " demiş. kimse tayyip e kızmasın padisah falan diye. tayyip mustafa kemal in izinde gidiyor. siz de aglıyosunuz cumhuriyet elden gidiyor diye. sizin mevzudan haberiniz yok.
kemalistlerin yine açıklayamadığı belgeler arasında yerini almış bölümdür. açık seçik yeni dünya düzenininde bahsediliyor. atatürk'ün din ile ilgili görüşlerini de böylelikle bazı kesimler daha net öğrendi. öyle hutbeyle falan kıvırmaya gerek yok. evet.
değişik isimler altında ikibin küsür yıldır birçok devlet kurmuş bir millete mensupken ve bu kadar teşkilatçı bir milletken dünya üzerinde hazırlanan bütün planların içerisinde olacağımız ve arkada kendine ait bir plan sahibi olacağımız kesindir. liderlerimizin isimleriyle ufak detaylarla uğraşırken fotoğrafın panoromik bütünlüğünü kaçırmayalım. çanakkale' de tam 25 tane devletle aynı anda savaşan bir toplumun tabii ki arka planı olacaktır ve olmalıdır da. yeni dünya düzeninin alternatif haritalarını hazırlayan bir devletimizin olduğunu düşünmemek aptallık olur yoksa var olmak hayal olur. nutuk, emperyalist güçlere gözdağı vermek amacıyla bu konuyu da zamanında irdelemiştir o kadar.
atatürk'ün new world order(yeni dünya düzeni) ile ilgili söylediği sözlerdir.
--spoiler--
efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, hristiyanlığı, müslümanlığı, budizmi bir yana bırakarak; basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren birleşik bir dünya devleti kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.
--spoiler--
can alıcı bölümler :
- "hristiyanlığı , müslümanlığı, budizmi bir yana bırakarak...."
bu bölümde nedense musevilik yok! unutmuş herhalde paşam!
- "basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması...."
- "birleşik bir dünya devleti` kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz."
bu satırları yaklaşık 10 yıl önce okuduğumda yorum getiren herkesin "tatlı hayal" sözüne takıldığını farkettim.
oysa öncesinde söylediği daha önemli:
"bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması,"
yani sonraki argümanını "insanlığın yükselip olgunlaşmasına" bağlıyor. yani bu tatlı hayal ancak "insanlığın yükselip olgunlaşması ile mümkün olabilir" diyor.
bu da açık ve net bir şekilde kendisinin de bu "tatlı hayal"e ılımlı baktığını gösterir niteliktedir.
atatürk tıpkı "gökten indiği sanılan kitaplar" cümlesindeki sanrı kelimesi tercihi gibi burada da muallak bir kelime seçmeyi tercih etmiş. kimileri bunun o zaman ki türkçeden kaynaklandığını söylese de benim diyeceğim şudur: "birbirimizi yemeyelim arkadaşar". yani yemeyelim derken "kendimizi kandırmaya gerek yok." demek istiyorum.
zaten sağduyu kitabına düştüğü notlardan atatürk'ün salt bir din düşmanı olduğu ayan beyan ortadadır.
oha dedigim skandal bölümdür. aynen aktarıyorum:
"belki dünyanın bu iki parçasııldaki milletlerin bir dereceye kadar birleşmesine yardım edecektir, olabilir ki, dünya ölçüsünde bir birIeşmeye gidilmeden önce, bir sıra bölgesel birleşmeler yapılabilir şeklindeki düşüncelerini de kaydedeyim.Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncde yükselip olgunlaşması, Hiristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren birleşik bir dünya devleti kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz"
ulan buna da kulp bulamazlar diyecektim ki son entry beni benden aldı. hayal sözüne takılmış mal aslında ılımlı bakıyormuş, magara da mı ögrendim okuma yazmayı sıgır.
badelenme, grup, eş degiştirme olaylarında master yapmış çagdaşlıgı yakalamış aşagılık bir takım yaratıkların özgürlükleri elinden ggidecek diye bizlere salça olmalarına vesile olmuştur.
her türlü pislik sizde özgürlügü elinden alınacak yine sizler suç bizde mi aşagılık lagım faresi.
badelenme özgürlükleri elden gidecek diye korkan oğlancı yobazları rahatsız etmiştir
badelenmenin kimin adeti olduğunu osmanlı alimi ahmet cevdet paşnın şu şikayetlerinden anlıyoruz.
--spoiler--
kadın severler çoğalıp, oğlancılar azaldı. lüt kavmi sanki yere battı. istanbul'da eskiden beri bilinen bir alışkanlık olan delikanlılara gösterilen ilgi ve aşk, kızlara gösterilir oldu. sultan üçüncü ahmet zamanından beri adet olan kağıthane seyirlerine fazlaca rağbet edilir oldu. gerek orada, gerek bayezid meydanında arabalardan işaret ile aşk yapma usulü hayli yayıldı.
oğlancılığı ile tanınan kamil ve ali paşalar ve onlara benzeyenler, büyükler içinde pek kalmadı. doğrusu şu ki ali paşa da ecnebilerin itirazlarından çekindiği için oğlancılığını gizlemeye çalışırdı."