günümüzde neredeyse tüm yayınevleri tarafından eksik veya hatalı basılandır. gerçek nutuk metni bazı tarihçilerin arşivinde mevcut zaman zaman hataları yazıyorlar.
Bu kitap bizim ilyada destanımız. Atatürk ise hektor'umuz. Şu farkLA ki bizim hektor'umuz bir loser değil.
Nutuk'u okurken bir dostu dinliyormuş gibi hissediyorsunuz. Şahsen onun sözlerinin tek kelimesinden şüpheye düşmedim. Çünkü yüzde yüz vatanın iyiliği için çalıştığı, hiçbir kişisel menfaat gütmediği rahatça anlaşılıyor. O telgraf yazışmalarını nasıl yönetmiş hayret ediyorum, kafası stresten çatlar insanın. Sadece düşmana değil kendi arkadaşlarına da laf anlatmaya çalışmış sürekli.
Atam milli mücadelenin direkt beyniymiş, olmasaydın olmazdık sözünü nutuk'tan sonra kavramıştım. ona olan hayranlığım katlanarak artmıştı.
Müslümansanız kur'an'ı, türkseniz nutuk'u okumamak gibi bir lüksünüz yok!
Tarih okuyamıyorum. Kapasite meselesi bunu kabul ettim. Nutukta Mustafa Kemal Atatürk'ün bir özelliğini keşfettim ve çok hoşuma gitti. Telgrafla yapılan yazışmalarda birileri sürekli birilerini fişleme derdinde. Yok o paşa mandacı. Yok şu paşa milli mücadeleye inanmıyor. Fakat Atatürk buna rağmen çok ılımlı. Gaza gelmiyor. inanmadığını bilse bile herkesi milli mücadele içinde tutmaya çalışıyor. Sakin sabırlı. Herkese ihtiyacı olduğunun bilincinde.
günün anlam ve önemine binaen paşamın hislerine biraz daha yakın olmak için sabah 10-15 dakikalığına okudum.
Kararlılığı, azmi, ön görüleri, düşünce yapısı, yönlendiriciliği bir milletçiliğin ötesinde bu lidere hayran olmak için farklı nedenler yaratıyor insana.
Bu durumu küçük bir anektod ile de örneklemek istiyorum. Nutuk'ta geçen bir kısım şöyle;
"Milletin/vatanın kurtulması için 3 yol olduğu söyleniyordu/isteniyordu.
1- ingiliz mandasına girmek
2- Amerika himayesinde olmak
3- bölümlere / eyaletlere ayrılmak.
Şahsımca bu düşüncelerin hepsi birer saçmaydı. Olması gereken bağımsız ve tam egemen bir türk devleti kurmaktır"
O şartlar altında bu düşünce yapısına sahip olmak çok özel ve güzel bir şey.
lisedeyken okumuştum ama gençlik işte çok analiz edemediğimi düşünüyorum, tekrardan okumak istiyorum yapıkredi yayınlarından okuyan var mı aranızda? dili çok ağır diye duydum ama emin olamadım.
iş bankası yayınları biraz basit gibi geldi gözüme.
bilgisi olanlar mesaj kutumu renklendirirse sevinirim.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesini içinde bulunduran kitap. Bu kitabı sevmeyenler tamamen duygusal yaklaşıyorlar. Azıcık akılla felsefeyle işleri olsa severlerdi.
iznik'ten, gediz üzerinden uşak'a kadar bir hat çekildiğini düşününüz; bu hattın gediz'in kuzeyinde kalan parçası iki yüz kilometredir. gediz'den uşak'a kadar olan parçası da otuz kilometre kadardır. düşman, üç tümenle bu hattın kuzey ucundan eskişehir üzerine hareket etti. bizim gediz'de bulunan önemli kuvvetlerimiz, eskişehir üzerinden bu düşman tümenlerini karşılamak zorundaydı. karşıladı ve yendi. inkılap tarihimize birinci inönü zaferini kaydetti.
güney cephesi kuvvetleri, eski yerlerine, dumlupınar'a geri gönderildiler. kütahya'da yalnız 61. tümen , iki alay kadar kuvvetiyle izzettin bey (ordu müfettişi izzettin paşa'dır) komutasında bırakılmıştı.