bir dışkıdan öte iki ayrı felsefenin klozette bıraktığı amansız lezzettir. leziz olan kaka değil, bu iki zıt kutbun kendine özgü derin manalar içeren kokusu ve şaheser görüntüsüdür.
efendim çiğköfte yiyen kızın dışkısı tan vakti rengini anımsatsa da içerik olarak temmuz ortasındaki öğlen sıcağının kavurucu yakıcılığını taşıdığı için tan vakti kadar huzur verici değil pek tabi; nutella yiyen kızın dışkısı ise dış portreden bakıldığında ocak kışının dondurucu gece yarısı kasvetini taşır. her ne kadar renginde bir kaos hakim olsa da çiğ köfte yiyen kızın aksine son derece yumuşak bir şekilde terk eder anüsü.
çiğ köfte yiyen kızımız tuvalet yapma fiilini gerçekleştirirken baharatlı posanın anüsü terk etme esnasında çıkardığı yanma dışında başka bir düşünceye konsantre olamaz. bir an önce işini yapıp taharetlendikten sonra peçete ile kalçasına bulaşan son bok partiküllerini temizleyip klozeti kapar ve sifonla bu iğrenç portreyi sonlandırır; nutella yiyen kızımız tam aksine tuvalette atom bile parçalayabilir fakat günümüz kızlarının bilimle alakası olmadığı için ne yazık ki bu bir hayal.nutellanın yoğun koyu kıvamlı posası kalın bağırsakla geç vedalaşacağı için kızımız çok uzun süren ıkınma faslında melankolik tavırlar sergiler. eski sevgilisini, sınavlarını, okuduğu son kitaptaki yakışıklı çocuğun ayak parmak aralarındaki kiri, leonardo dicaprionun oscar alamaması, hdp nin hükümete geçememesi, geçmişe dönük kişisel hatalarını vb.. tüm bunların üzerine nutellanın bünyeden ayrılması ve hızla düşen kan şekerine libidonun da eklenmesi üzerine akan göz yaşları sifona rakip olur adeta.
daha birçok sonuç sıralanabilir fakat sizin tecrübe edip bu iki zıt felsefeyi karşılaştırma merakanızdan etmek istemem. ben melankolik bir adam olduğum için kız arkadaşlarımı seçerken nutella yiyen, bağırsak problemi ve basur gibi dışkıda kan lekesi bırakacak çeşitli hastalıklara sahip olmamasına özen gösteriyorum. siz de ruh halinize uygun dışkı için titiz ve seçici olun lütfen.