tam suriye sınırında bulunur. şehrin içindeki tel örgülerin diğer tarafı suriyedir. gördüğüm kadarıyla şehirdeki her şey kaçak. özellikle telefon ve sigara kaçakçılığı belirgin..ama iyi telefondan öte çakma çin telefonları nusaybin piyasasını ele geçirmiş..
şehir güneydoğu şehirlerinin hepsinde olduğu gibi son derece pis. yemekleriyle tuvaletleri birbirine benzeyen şehirlerden..
nusaybin'den midyat'a giden yol üzerinde beyazsu diye bir yer var. orası ise mükemmel..ağustos sıcağında buz gibi suya girip devamında balık yiyebileceğiniz mükemmel tesisler var..hem de ucuz
bu kent, bu isim, bu ilçe, bu çile... ismini her anışımda, her duyuşumda, her yazışımda bir şeyler alıp götürür benden, tıpkı çocukluğumu alıp götürdüğü gibi. hani merhum akif bir şiirinde der'ya "sana dar gelmiyecek kabri bilmem ki kimler kazsın." ben ise "seni anlatacak kelimeleri bilmem ki kimler bulsun." kim nasıl anlatabilirdiki seni, sendeki faaili meçhulleri, bir kızkardeşin abisini vurmasını, hangi gerekçe hangi ideoloji kabul edebilirdi veya ettirebilirdi. okul'da öğretmen ders anlatırken birden panzer'lerin dersi bölmesini. okulu basan eşkiyalar, öğrencisini koruyan bir öğretmeni vurmasını. okul dönüşü eve giderken birden hiç beklenmedik bir anda, bir çatışma'nın ortasında kalıp 'anne' diye gözyaşı içinde inlemeleri ve bir polisin alıp götürmesini beklemeyi. seni en iyi kim anlayabilirdi ki anlatabilirdi ki. filisinti çocuklar mı? ırak'lı yetimler mi? hayır onlarda anlayamaz ve anlatamazdı seni. onları öldüren ve öldürenler belliydi. peki ya seni vuran kimdi kimlerdi? kimse bilmese sen biliyordun senin yüreğine sıkanları. sense hep sustun sessiz kaldın, 'sessizliğin adı' olmuştu adın ve tadın.
viranşehir tarafından gidenlerin yolculuk öncesi birşey yememeleri gerekir yoksa yolun aşırı bozuk olmasından dolayı kusma riski arttiran yerleşim birimi.