zleyenin yüzüne muazzam bir tebessüm konduran, mardin-derikli iki sınıf arkadaşı. başlığa konu olan durum ise bu iki arkadaşın yöresel motiflerle süsledikleri halk oyununu oynama çabası. kadraja giren eskimiş yeşil yazı tahtası, duvarının boyası dökülmüş bir sınıf, cıvıl cıvıl kahkahalar ve biricik hocalarının gözüne girmek için tepinip duran nurullah ve veysel...
telefon görüntüsü olması nedeniyle, düşük pikselden mütevellit sanırım içine çorap giyilmiş sandalet gibi duran profesyonel oyuncu edasıyla döktüren nurullah, ve yeşilin her rengini görmüş çamura bulanmış botlarıyla veysel tam bir zıtlık keşmekeşine boğuyor beni. birinde sandalet, birinde bot.. tüm bunlara ek olarak ikisinin naifliği, nurullah'ın hayat boyu hep sivrileceğine işaret eden, hep zirveye oynayacağını gösteren o kendinden eminliği veysel'in ise utangaçlığı, ve kendinden ne istenirse ne olursa olsun cansiperane bir şekilde gayret göstermesi bu görüntüyü perçinliyor.
veysel gözümde forrest gump'a dönüşüyor, "oyna veysel oyna" demek istiyorum.. görütünün sonlarında kocaman bir aferim sözü çıkıyor öğretmenin dudaklarından, veysel daha bir şevkleniyor, daha bir yırtınıyor daha bir yükseğe zıplıyor.. ama övgünün devamı geliyhor;"aferim nurullah.."
işte o an gözlerinin feri sönüyor veysel'in, ama yine de pes etmiyor veysel tüm çaresizliğine inat bir kez daha hopluyor yerinde...
bu görüntüler ana haberlerde çıkmalı, bu görüntüleri izleyenler o gün daha bir farklı bakacak hayata, daha bir hayatın canlı renklerini görecek, içine sımsıcak yaşam enerjisi akacak.. bu, nurullah ile veysel'in hikayesi...
tüm samimiyetimle söylüyorum onların forrest gump'ı varsa bizimde, veysel'imiz var. Oyna veysel oyna... o derece güzel ve moral angaje ediyor, pırıl pırıl..
"Aferin ogluma" dendiginde takdir edildigini sanan, "Aferin Nurullah" lafiyla bir an yikilan (0:30-0:31) ancak akabinde toparlanip, yine isil isil gulumsemeye devam etmesiyle kendine hayran birakmis sevimli insan kucugu *
videoyu izleyince hayret ettiren iki karakterdir. birinin ayağında yazlık sandalet, diğerinde naylon çizme vardır. ikisinden biri yanlış mevsumdadir, yahut fakirdirler babalarının parası yoktur. fakirdirler, zira okul dökülmektedir. duvarlar eğitim durumumuzun içler acısı halinin göstergesidir.
(bkz: sen oyna bakan sen oyna)
şirin çocuklarımız, neşeli evlatlarımız. keder onlara uğramasın, yüzleri hep böyle gülsün.
seyreden aklıselim insanımızın içini titreten bir videodur da. bilen varsa söylesin, yazarlarımızdan durumu iyi olanların yardımıyla o okula bir çekidüzen verelim, hiç olmazsa bir boya parası gönderelim...