ibrahim sadri ve dursun ali erzincalı nın bazı şiirlerini seslendirdiği günümüzün eşsiz kalemlerinden sadece bir tanesi. eğer bugüne kadar dinlemediyseniz bir deneyin. şiir seviyorsanız beğenme ihtimaliniz yüksek.
kocaeli universitesi hocalarindandir..dersi dinlenesidir..yonetim ve organizasyon gibi bos bir derse bile girmek geliyor insanin icinden..
ayrica sairdir ki, galiba herkes biliyor..
Nurullah Genç (d. 9 Eylül 1960, Horasan, Erzurum) Türk şair, akademisyen. 1990 Türkiye Diyanet Vakfı N'at-ı Şerif Büyük Ödülü Sahibi (Yağmur Şiiri ile).
1983 Yılında Atatürk Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi işletme bölümü'nü bitirdi. Aynı üniversitede Yüksek Lisansını tamamladı. Yine aynı üniversiteden Doktor, Doçent ve Profesör unvanlarını aldı. Şu anda Kocaeli Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesinde Öğretim Görevlisidir
intizar
Başarı Bedel iister
Zirveye Götüren Yol: Yönetim
Müpteladır Gemiler Benim Denizlerime
Yürüyelim Seninle istanbul'da
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır
Yağmur
Rüveyda
Gül ve Ben
Hüznün Lalesidir Dünya
Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok istedim
Birkaç Deli Güvercin
divan siirinin cagimiza yansimalarindan biri, belki en coskunu, en berragi. kana kana ictigi aski, izdirabi, cileyi kalbinde ozenle buyutup bir fuzuli belki nedim veya seyh galip tarzinda katreler halinde sunar halden anlayanlara. berrak, duru bir pinar coskun bir sele donusur siirlerinde. ve o sel, gunumuz insaninin kuruyup catlayan gonul tarlasina bir ab-i hayat olur, cennetvari bir iklime donusturur...
yagmur sairi. daha ne olsun. mukemmel bir naat-i serif yazmistir. yeter mi yeter.
vareden'in adiyla insanliga inen nur
bir gece yansiyinca kente sibir dagindan
topragi kirlerinden arindirir bir yagmur
kutlu bir zaferdir bu ebabil dudagindan
rahmet vadilerinden bosanir ab-i hayat
en müstesna dogusa hamiledir kainat
yillardir boz bulanik sulari yudumladim
bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsallari
yagmur, seni bekleyen bir tas da ben olsaydim
hasretin alev alev içime bir an düstü
degisti hayel kösküm, gözümde viran düstü
sonsuzluk çiçeklerle donandi yüregimde
yagmalanmis ruhuma yeni bir devran düstü
ihtiyar cübbesinden kan süzülür nebi'nin
gökyüzü dalgalanir ipekten kanatlarla
mehtabini düslerken o mühür sahibinin
sarsilir ebu kubeys kovulmus feryatlarla
evlerin arasina dikilir yesil bayrak
yeryüzü avaredir, yapayalniz ve kurak
zaman, ayaklarimda tükendi adim adim
heyûla, bir ag gibi ördü rüyalarimi
çölde seni özleyen bir kus da ben olsaydim
yagmur, gülsenimize sensiz, baldiran düstü
düsmanlik içimizde; dostluklar yaban düstü
yenilgi, ilmek ilmek dügümlendi tarihe
her sayfaya talihsiz binlerce kurban düstü
bir güzide mektuptur, çaglarin ötesinden
ulasir intizarin yaldizli sabahina
yayilir o en büyük mustu, pazartesinden
beyazlik dokunmustur gecenin siyahina
susuzluktan dudagi çatlayan gönüllerin
sükutu yar, sevinci dualar kadar derin
çaresiz bir takvimden yalnizliga gün saydim
bir cezir yasadim ki, yasanmamis, mazide
dokundugun küçük bir nakis da ben olsaydim
sensiz, kaldirimlara nice güzel can düstü
yarilan gögsümüzden umutlar bican düstü
yagmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
en son, avucumuzdan inci ve mercan düstü
keske bir gölge kadar yakininda dursaydim
o mücella çehreni izleseydim ebedi
sana sirilsiklam bir bakis da ben olsaydim
sarardi yesil yaprak; dal koptu; fidan düstü
baykusa çifte yali; bülbüle zindan düstü
katil sinekler deldi hicabin perdesini
istiklal boslugunda arilar nadan düstü
dolasan ben olsaydim save'nin damarinda
tablosunu yapardim yikilan her kulenin
ebedi aska giden esrarli yollarinda
senden bir kivilcimin, süreyya bir sulenin
tarasaydim bengisu fiskiran kakülünü
on asirlik ocagin savururdum külünü
bazen kendine asik deli bir firtinaydim
firtinalar önünde bazen bir kuru yaprak
ugrunda koparilan bir bas da ben olsaydim
sensizlik depremiyle hanci düstü; han düstü
mazluma sürgün evi; zalime cihan düstü
sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
bir bela tünelinde agir imtihan düstü
badiye yaylasinda koklasaydim izini
kefenimi biçseydi ebva'da esen rüzgar
seninle yikasaydim acilar dehlizini
ne kaderi suçlamak kalirdi ne intihar
üstüne piril piril damladigin bir kaya
bir hurma çekirdegi tercihimdir dünyaya
suskunluga dönüstü sokaklarda feryadim
tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu
bahira'dan süzülen bir yas da ben olsaydim
haritanin en beyaz noktasina kan düstü
kirildi adaletin kilici; kalkan düstü
mahkumlar yargiliyor; hakimler mahkum simdi
haklarin temeline sanki bir volkan düstü
firakinla kavrulur çölde kum taneleri
ahularin içinde sevdan akkor gibidir
erdemin, bereketin doldurur haneleri
sensiz hayat topragin sirtinda ur gibidir
semsiyesi altinda yürürsün bulutlarin
sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatlarin
devlerin esrarini aynalara sorsaydim
çözülürdü zihnimde buzlanmis düsünceler
oksadigin bir parça kumas da ben olsaydim
sensiz, tutundugumuz dallardan yilan düstü
ilkin karardi yollar, sonra heyelan düstü
güvenilen daglara kar yagdi birer birer
sensizlik diyarindan püsküllü yalan düstü
yagmur, duysam içimin göklerinden sesini
yagarsin; taslar bile yemyesil filizlenir
yildirimlar parçalar çirkefin gövdesini
sel gider ve zulmetin çöplügü temizlenir
yagmur, bir gün kurtulup çagin kundaklarindan
alsam, ölümsüzlügü billur dudaklarindan
madeni arzularin ardinda seyre daldim
küflü bir manzaranin çürüyen güllerini
senin için görülen bir düs de ben olsaydim
sehirler kabus dolu; köylere duman düstü
tersine döndü her sey sanki; asuman düstü
kirik bir kayik kaldi elimizde, hayali
hazindir ki; dertleri asmaya umman düstü
ayriligin bagrimda büyüyen bir yaradir
seni hissetmeyen kalp, kapisiz zindan olur
sensiz dogrular egri; beyaz bile karadir
sesini duymayanlar girdabinda bogulur
ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin
saskinliga açilir gözleri, görmeyenin
saatlerin ardinda hep kendimi aradim
bir melal zincirine takildi parmaklarim
yeryüzünde seni bir görmüs de ben olsaydim
sensiz, ufuklarima yalanci bir tan düstü
sensiz kitalar boyu uzayan vatan düstü
bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
yüzyillardir dorukta bekleyen sultan düstü
ay gibisin; günesler parliyor gözlerinde
senin tutkunla mecnun geziyor günes ve ay
her damla bir yildizi süslüyor göklerinde
sümeyra'yi ariyor her damlada bir saray
tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
mekanin firçasinda solmayan resim senin
yagmur, birgün elimi ellerinde bulsaydim
güzellik sahikasi gülümserdi yüzüme
senin visalinle bir gülmüs de ben olsaydim
tavani çöktü askin; duvarlar üryan düstü
toplumun gündemine koyu bir isyan düstü
iniltiler geliyor dogudan ve batidan
sensizlikten bozulan dengeye ziyan düstü
islakligi sanadir ahimin, efgahimin
içimde hicraninla tutusuyor nagmeler
sendendir eskimeyen cevheri efkarimin
nazarin ok misali karanliklari deler
bu degirmen seninle dönüyor; ahenk senin
renkleri birbirinden ayiran mihenk senin
bir hüzün ülkesine gömülüp kaldi adim
kapaniyor yüzüme aralanan kapilar
sana hicret eden bir kureys de ben olsaydim
yagmur, sayriligima seninle derman düstü
beynimin merkezine ölümsüz ferman düstü
silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
bir dönüm noktasinda aklima rahman düstü
nefsinle yeniden çizilecek desenler
çehreler yepyeni bir degisim geçirecek
aydinliga nurunla kavusacak mahzenler
anneler çocuklara hep seni içirecek
yagmur, seninle biter susuzlugu evrenin
sana mü'mindir sema; sana muhtaçtir zemin
damar damar seninle, hep seninle dolsaydim
batili yikmak için kusandigin kilicin
kabzasinda bir dirhem gümüs de ben olsaydim
yagmur, seni bekleyen bir tas da ben olsaydim
çölde seni özleyen bir kus da ben olsaydim
dokundugun küçük bir nakis da ben olsaydim
sana sirilsiklam bir bakis da ben olsaydim
ugrunda koparilan bir bas da ben olsaydim
bahira'dan süzülen bir yas da ben olsaydim
oksadigin bir parça kumas da ben olsaydim
senin için görülen bir düs de ben olsaydim
yeryüzünde seni bir görmüs de ben olsaydim
senin visalinle bir gülmüs de ben olsaydim
sana hicret eden bir kureys de ben olsaydim
damar damar seninle, hep seninle dolsaydim
batili yikmak için kusandigin kilicin
kabzasinda bir dirhem gümüs de ben olsaydim
bu şiirde iki göz var
biri senin; biri onon
senin o karanlık, o küf kokulu
matem gözlerini terkediyorum
biliyorum; saçlarının sarısı
gözlerinin yeşiline karışmış
biliyorum; sana benzemek için
melikeler birbiriyle yarışmış
fosforlu ve derin bakışlarına
çağlar boyu nice destan yazılmış
oysa ben görülmedik bir nane yaprağına
gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum
gözlerin değişip kaplasın karanlığı
bütün ufukları sarsın gözlerin
gene de hep ben de kalsın gözlerin
kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
atlıları kaybeder yolunu, hasretimin
posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
ateşten ve köpükten sıyırıp ellerimi
mekanımı gülistan eyleyendir gözlerin
isyanıyla ihtiras ve gerilim yaşayan
kabil'in ruhunu kan eyleyendir gözlerin
vuslat aşkını leyla düşürmedi çöllere
arzı mecnun'a hicran eyleyendir gözlerin
gözlerinle başladı tarihin macerası
adem'i havva' ya ram eyleyendir gözlerin
kerem dağlar ardında aradı gözlerini
kamber'i bile viran eyleyendir gözlerin
ferhat dağları deldi yolunu bulmak için
sevmeyenleri giryan eyleyendir gözlerin
suların emzirdiği muamma bir çocuğu
yedi iklime hakan eyleyendir gözlerin.
1960 Erzurum doğumlu, Atatürk universitesinde öğrencilik ve akademisyenlik yapmış, prof. dr. ünvanına sahip, yaşayan en büyük türk şairlerden. Hiç şiiri olmasa da gelmedin şiiri bu paye için O'na yeterdir. Naat türünde bi şiiriyle bilmem ne ödülü de almıştır.
Şimdi Kocaeli universitesindeymiş.
ilk olarak babamın elinde gördüğüm Rüveyda adlı şiir kitabıyle tanıdım, sonra vay be babam şiir okuyor kim diye benim de okumamla başlamış bir sevginin sahibi.
(bkz: gelmedin)
kocaeli universitesi isletme bolumu ogretim gorevlisi yuce profesor. yonetim ve organizasyon dersleri verir. bizim de secmeli dersimize gelmisti. iyi ki de o dersi secmisim dedirtir. inanilmaz bir karizma, kendini dinletme ve etkileme yetisine sahip bir insan. anilarini anlatirken oyle akici konusuyor ki kendinizi hikayenin icinde buluyorsunuz. zaman zaman okudugu siirleri alir gotururdu ogrenciyi. yonetim ve organizasyon dersini bize caktirmadan vermisti aslinda. ders konularini, anlattigi hikayelerin icine serpistirirdi. boyle olunca en rezil ogrenci bile istemeden dinliyordu dersi. kendine has bir tarzi vardi. hitap ve liderlik vasiflari had safhadaydi. daha once bircok buyuk sirketin de danismanligini ve yoneticiligini yapmistir. ellerinden opuyorum...
yağmur şairi.. 1960 horasan doğumlu. okul hayatını erzurum'da tamamladı. iktisadi ve idari bilimler mezunu. halen aynı üniverisitede profesör olarak çalışmaktadır.şiir ve roman dalında ödül sahibi
şiir kitapları: çiçekler üşümesin, yankı ve hüzün, siyah gözlerine beni de götür, denizin son martıları, yağmur, gül ve ben, nuyageva, aşkım isyandır benim, yanılgı saatleri, yürüyelim seninle istanbul'da, sensiz kaln bu şehri yakmayı çok istedim, müpteladır gemiler denizlerime, birkaç deli güvercin...