"korktuğum için şikâyette bulunamadım hiç. genç kızları taciz etti. müşterimle beni aldattı. beni vurduktan sonra babamı arayıp ‘git kızını öldürdüm, cenazesini kaldır’ diyor. bir kurşun hâlâ bacağımda onu çıkarmayacaklarmış. bana hayatı boyunca ‘benden ayrılamazsın seni sakat bırakırım’ deyip durdu. öldüremediği için benden vazgeçmiyor. ama dediğini yaptı, sakat bıraktı. dün mesaj attı oğluma ‘ben yemin etmişim senin annen benim ilk ve son karım olacak’ diye. öldürmeden vazgeçmeyecek.”
Bir dönem mor çatı'ya sığınan şiddet mağduru kadınlarla çalışmıştım.
O sığınma evlerinden her çıkışımda katılarak ağlardım.
Çocukları ile çaresizce neresi olursa olsun kaçmak isteyen, çoğu iş güç ya da diploma sahibi olmayan kadınlar...
Geçmişleri yok, gelecekleri belirsiz. Korkuyorlar, korkmaları çok normal. Bilinmezlik, mahalle baskısı, yertsiz yurtsuz olmak, bazen ölümden dahi korkutucu geliyordu onlara. Ölmek, kurtulmak oluyordu.
Benim gördüklerim cesaret edebilenler. Edemeyenler de işte böyle yitip gidiyor.
Hiçbir şey kolay değil göründüğü kadar. Kolay Olsa bu kadar insan şiddete maruz kalıp hayatını kaybetmezdi.
Çok üzücü gerçekten... Umarım bu kadıncağız da hayatına sağlıkla devam edebilecek duruma gelebilir. En azından fiziksel olarak...
Böyle insanları gorünce kendi erkekliğimden utanıyorum
Ragıp kadar ailesi de suçludur benim gözümde, defalarca kapılarına gelen kızlarını o adama geri göndermişler, insan kapısına gelen köpeği bile korur kollar bunlar kendi evlatlarını korumadılar
Yazık, çok yazık