"ben bir şeyi hiç mi hiç az sevemedim. hele orta hiç sevemedim:hep çok sevdim. arkadaşlarımı da çok severim. yeryüzüne biterim. eveportakal aldığımda kasayla alırım, dayanamayanlar çürür." diyerek noktayı koyan yazardır.
Hakkında eksi sözlükte 17 itüsözlükte 2 tane yazı yazılabilmiş* tanım girilebilinmiş yazar. Aşkı; iki insanın sarıldığında dağları yerinden oynatabilecek kuvvete ulaşması olarak tarif eder ki bu buzamana kadar ki en güzel tariflerden biridir. Kitaplarından birini "Bu kitabı da namluya sürün ! " * bitirmiş bir yazarın, memlekette az tanınması trajiktir.
Kendisiyle ilgili iki cümle bilmeyenler tarafından yalakalıkla itham edilmiş büyük usta. Şimdi aptala anlatır gibi anlatıyorum nuri pakdil bundan seneler önce de ne mutlu müslümanım diyene ilkesini dile getirmiş bir yazardır. Akp hükümetinden çok çok önceleri de.
Kitapları beş para etmez diyenler kaç kitabını okudu acaba ya da okuduklarından iki kelime anlayabilecek kapasiteye sahipler mi?
Bakın bi yazarın ideolojisi fikirleri kitapları eleştirilebilir olumsuz birçok laf sarf edilebilir. Ama böyle mesnedsiz, uyduruk duyduğunuz iki kelimeyle koskoca insanları eleştirmek ahmaklığınıza ahmaklık katıyo.
T: geçen seneki necip fazıl kısakürek saygı ödülüne layık görülmüş düşünce adamı yazar ve şair.
nuri pakdil, denildiğinde hiçbir başa geçmeyen, herkesin bir biçimde beğendiği ama kendi kafasına, bedenine uyduramadığı bir şapka imgesi uyanıyor zihnimde. sivriliğini karşısındakine batırmak istemeyen, ama yumuşaklığını bir tehlike haline getiren mizacı karşısında ikircikli bir tavrın oluşması doğaldır.
edebiyat dergisi'ni çıkarırken dergiyi karakteri haline getirmesi, etrafındaki farklı üsluptaki yazarların metinlerine müdahale etmesi kabul edilebilir midir? bir dergi/yayınevi yönetmeni olmanın ötesine geçip, yazılan kitapların, yazıların içini, biçimini, kelimelerini yönetmeye kalkması ise saplantılı karakterinin en belirgin işaretidir.
türk edebiyatı için bir kazanım olan düzyazıları, şiirleri karşısında susulması doğaldır.kimse bir-iki mısralık bir şiir üzerine konuşacak kadar cesur değildir.
"Ben bir şeyi hiç mi hiç az sevemedim,
hele orta hiç sevemedim:
Hep çok sevdim. Arkadaşlarımı da çok severim.
Yeryüzüne biterim.
Eve portakal aldığımda kasayla alırım,
dayanamayanlar çürür..."
der; ne güzel der. azı olur mu sevginin, ortası olur mu hiç?