kendi ülkesinde elli bin kişinin izlediği büyük yönetmen. onun ülkesinde 70 milyon kişi yaşıyor oysa... cannes konuşmasında dediği gibi . yalnız ve güzel bir adam.
yönetmen demedim çünkü, yönetmenlik bu kadar basit olmamalı. sinema bölümünde okuyan herhangi bir öğrenciye bile gerekli malzemeyi verseniz aynı görüntüleri size verir. yaptığı şey kamerayı ayarlaması ve oyunculara hareket edin ama konuşmayın demesidir. arşivimde 800 film olan biri olarak söylüyorum. arşivimin en elim gitmeyen kısmındadır filmleri. buna rağmen son olaydan sonra tüm filmlerini tekrar izlemekte kararlıyım. belki 4 er kere izlememe rağmen kaçırdığım bir şeyler vardır filmlerinde*.
bütün bunlara rağmen ülkeye yaptığı hizmet takdire şayandır. kulislerde neler geçtiği algıda çok önem taşımamaktadır. sonuçta ülkemiz referans kazanmıştır.
sinemasını seversiniz sevmezsiniz ama o çok meraklı olduğumuz, saçma bir kendimizi tanıtma, birilerine bizim de bir şeyler yapabildiğimizi gösterme çabamıza en çok hizmet eden ama bunu bu bahsettiğim aptalca çaba için değil özelde kendi genelde ülkesi için ve tam bir samimiyetle yapmayı başaran, göğsümüzü kabartan, sean penn abimiz adını açıkladığında bendeniz'i koltuktan sıçratan üstat.
helal olsun diyor, başarılarının devamını diliyoruz.
ödüllü filmini izlemedim henüz ama diğer filmlerini referansla, aldığı ödülü sonuna kadar hak ettiğine eminim. bugüne kadar yaptıkları bir yana, ödül konuşması insanı hakikaten duygulandırıyor. adını, sanını bilmeyen nice vatandaşı bile artık hayranı bu adamın. ne güzel.
aldığı ödülle hepimizi gururlandıran ve sevindiren yönetmen. umarım leyla gencer, orhan pamuk, nuri bilge ceylan gibi daha nicesi yetişir, bizi gururlandırır.
Türk sinemasının son yıllardaki en dikkat çekici temsilcisidir. Ucuz bir popülarite kaygısıyla hareket etmemiş, filmlerinin konularını aynı düzlem üzerine oturtmayı bilmiş bir yönetmendir. Büyük şehirde, kasabada hatta köyde yaşayan insanın yalnızlığını bir potada eritmiş, insanları aynı sorunun ortakları olarak gözler önüne sermiştir. insanı zaafları olan bir varlık olarak açıkça kabul edişi ve o zaafların üzerine gidişi, yaşamı sıradanlığın içinden gerçekçi bir yaklaşımla verişi görülmeye değer. Onun filmlerinde sevgilisinin yanındaki insan dahi yalnızlığını yaşamaya mahkumdur. Diyaloglardaki kesiklik tüm filmlerde kendini belli eder. "uzak" taki sigara içme sahnesi bir filmin en güzel özeti olsa gerek.
kısacık bir cümleyle, çok şey anlatabilmiş gurur vesilesi yönetmen. ne acıdır ki, hepimizce malum olduğu üzere abidik gubidik magazin haberleri, bilmem ne star finalistleri kadar bile dikkat çekmeyecek, çoğu insanımızın bundan haberi olmayacaktır. buna rağmen böyle güzel işler çıkarabilen bu insana yalnız ama güzel ülkesinin bir ferdi olarak teşekkür etmek istiyorum.
cannes film festivalinde diğer ödül alanlar gibi ona buna teşekkür edip lafı uzatmayan, kısaca başarısının meyvesini yurtdışında tanındığı kadar tanınmayan ülkemize adayan ve dolayısıyla gurur kaynağı olan başarılı yönetmen.
sean penn in yakında ismini seve seve ezberlemek zorunda kalacağı yönetmen. nuribilseyn ne lan! *
ceylan, kısa kariyerine tam 36 ödül ve 11 adaylık sığdırdı. bu sektöre de 1995 yılında kısa filmi koza ile adım attı. ödülleri ve adaylıkları merak edenler bakınız efem; http://www.imdb.com/name/nm0149196/awards
ben artık nuri bilge ceylan'ın; özellikle avrupa da sanat filmleri ile ismini duyurmuş yabancı büyük oyuncular ile bir film çekmesini bekliyorum. böylece en iyi yabancı film oskarını da yakında görebiliriz. bu kariyerin sonu buna gidiyor çünkü.
üç maymun filmi ile 61. cannes uluslar arası film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü almış mükemmel yönetmenimiz. uzak filmi ile daha önce yine cannes ı fetetmiştir kendisinin inanılmaz bir fotoğrafçı ve yönetmen olduğunu düşünmekteyim. görünmeyen göz tanımına uyacak kadar hoş ve etkileyici bir bakış açısı var, iyiki var.
cannes'da aldığı ödül nedense türk medyasında yeterince yankı bulmamıştır. herhalde çıkıp bazıları gibi ülkesini şikayet etse bugün manşetlerde, ana haber bültenlerindeydi.
bir sanatçıdır. kendisinin son filmi hakkında sanatsal yorumların yapılabilmesi için, kasım ayının beklenmesi gerekmektedir zira gösterime o tarihte girecektir bu eşsiz yönetmenimizin filmi.
orhan pamuk a kıl olanların, guzel konusmasından sonra sıkı sıkı sarıldıkları insan. ha, takip edeni, seveni vardı onceden de tabii ama bu kadar cok degildi sanırım. hayırlısı olsun.
o degil de uc maymun un politik bir film oldugu soylenmekte. ben asıl film gosterime girdikten sonraki yorumları merakla bekliyorum.
iklimler filminin yönetmenidir.
yaptığı işlere saygım sonsuz lakin sevemiyorum ben bu adamı.. böyle soğuk gibi geliyor,ruhsuz gibi, eşi de öyle.!
ha bunlar onların umrunda mı? tabiki de değil ama ben paylaşmak istedim.. **
uzak filmi ile aldığı ödülü yılmaz güney'e, üç maymun ile aldığı ödülü ülkesine adamış, türkiye'nin yetiştirdiği kaliteli yönetmenlerden.
zaten dahi olduğu bellidir, boğaziçi elektrik-elektronik bitirip, üzerine doymayıp mimar sinan'a giren, aynı anda dağcılık ve mağaracalıkla uğraşan adamın zeka düzeyi elbet normalin üstündedir heralde.
