" kayip kizlar" , "tele kizlar" , "sozde kizlar" gibi amaci isminden kolaylikla anlasilan filmlerde kah uyusturucu baronu,kah pezevenkbasi turunden rollerle une kavusmus yesilcam emekcisi. aslinda alco yesilcam'a biraz gec girmistir. ancak iyi girmistir. diger kotu adamlardan farkli olarak lider ruhludur ve oldukca acimasizdir. filmlerinde dikkatimi ceken bir diger hususta istanbul'a asik olmasidir. oyle ki alco'nun anadolunun bir koyunden genc kiz kaldirdigini ya da el altindan kacak mal ticareti yaptigini goremezsiniz. o, gunah sehri istanbul'a aittir ve istanbul disina kolay kolay adim atmaz. atsa da haftasina kalmaz geri doner. kisacasi elit bir kotu adamdir nuri alco. bunun yaninda, yaratici tarafindan sanki "tecavuzcu" olsun diye bizzat gonderilmis coskun'un aksine strateji adamidir. kolay kolay avinin ayagina gitmez. gazoz ya da ickiye kattigi haplarla ele gecirdigi kadinlari bir sekilde kendine bagimli hale getirir ve biktiktan sonra da ticaretine baslar. etinden sutunden faydalanir. tum bunlara ragmen bazen cuneyt arkin bazen de tarik akan tarafindan tongaya dusurulur ve bir sekilde adalete teslim edilir. ya da cetin bir catisma sonrasinda zimbalanarak kilyos kimsesizler mezarligina defnedilir.
bilen bilir hatırlayan hatırlar filmin birinde kapı arkasından böyle sinsice dikizlerken ki gülüşü vardır. komşum olan terzi abimizle şakalaşırken O'nun da gülüşüne şahit olduğum zaman aklıma gelir ve aramızda şöyle efsane bir konuşma geçer: -Hacı abi az önce bir gülüşün vardı,aynı nuri alço gibi gülüyordun
-ulen ibne,iyi ki sırıttık sana,sırıtmasaydık coşkun'a mı benzetecektin.
-puhahaha.
