kimi zaman hayırsever bir işveren kılığında yaklaşır avına, kimi zaman ise bir amca sıcaklığında... fakat taktik hep aynıdır; dürtünceye kadar surattan o ılık tebessüm hiç eksik edilmez... gözüne kestirdiğini alır karşısına, psikiyatrist doçent doktor arif verimli gibi derdini, meramını dinler de dinler...
nah dinler! o esnada kadını hangi pozisyonda didikleyeceğini düşünmektedir aslında... avını avcuna alıp, güven verdikten sonra ise atar gazozuna yüksek dozda kalsiyum c sandoz'u, ani kan şekeri yükselmesinden dolayı ağırlık çöken kadıncağıza verir gobiti, verir gobiti afedersin... başarı oranı % 96'dır... ancak robdöşambrını giymediği zamanlarda kaçırır güvercini, eline talim eder...
kendisine çapkın sıfatının yakıştırılması, bana göre çapkınlığından değil, külliyen salak kadınları tercih etmiş olmasındandır...