bundan 5 yıl önce kadıköy moda sahilinde saat 04.00 civarları gibi dolaşırken balıkçı teknesinden sesini duyduğum ve sözlerini aratarak bulduğum sanatçı. ayrıca meslektaşı olmaktan gurur duyduğum insan.
çocukken soyadım aynı diye rüştü yüzünden gaza gelip her maçta kaleye gönüllü geçerdim. şimdi ise futbolu bıraktım ve müziğe ilgi duymaya başladım, okulda türk halk müziği kulübü kurdum. ama nurettin rençber... lan yoksa !!
her yerde karşıma çıkan, güneşli yaz gününde bile adamı itin götüne sokabilecek potansiyele sahip herif. eski yarayı atlattık derken bir de yürürüm geldi başımıza. neden bu eziyet nurettin abi?
ezo'yu ilk dinlediğimde yani bu adamı ilk tanıdığımda yazlıkta rakı içiyordum. sonra geceler çaldı, sonra aşk sana benzer ve en son karagül. yeter dedim, dışarı çıktım. ne zaman rakı içsem mezemdir, dert ortağımdır. sadece sesini duyup, kendisini görmeyenler gördükleri anda büyük bir şok yaşarlar.
ne güzel demiş;
ama farkındaydım yine de
ne zaman seninle olsam
tanıdık bir kuş cıvıltısıyla uyanırdım her sabah
şimdiyse kırılgan mektuplar yazıyorum
hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden
malumun olsun ben sende ülkemi sevdim
hüzün dolu yağmurlarla taşan boynu bükük nehirleri.