gerek hitabetiyle, gerek fikirleriyle etkili ve başarılı bir alim ve hatip.
Her Pazartesi yatsı namazından sonra Ankara/Hacı Bayram Camiinde sohbet vermektedir. Kaçırmamak gerekir.
O adama rasulallah dediğinde gözleri yaşarıyor, buna dediğinde (sesini kalınlaştırıp göğsünü kabartarak) "sollollahu oleyhi ve sollem" diyor.
istanbulun sıcağında, her türlü aile ve mahalle baskısına rağmen, çarşafıyla, tesettürüyle gezen kız, sen mücahit değilsen, kim mücahit bu dünyada?
Sivası şereflendirdiğinde "bu zamanın sabrı" adlı sohbetinden aldığım notlar:
Başörtüsü için mücadele verirken, başları gitmiş kızların babaları olduğumuzu farkedemedik.
Neredeyse evlenmeye gerek kalmayacak kadar bahçede kantinde cinselliği yaşayan nesil varken, neden evlilik yaşının otuzlara tırmandığını düşünüyorsak, bu hayatı anlamamışız demektir.
Evlerin dükkanların duvarlarına esma-ül hüsna asmak ne kadar kolay. Er-rezzak demek ne kadar kolay. Halbuki evlensin denince aç kalır deniyor. Allah sadece bekara mı rezzak?
20 yaşındaki gence 76 milyonluk ülkenin sınırları emanet ediliyor ama 50 metrekarelik evi yönetemez deniyor. Taştan su çıkaracaktı sanki!
Bu devir, şeytanın spikerinin pilotundan güçlü olduğunu görme devridir.
Bir defa umre yaptı peygamber, o da Mekke'nin fetih planıydı.
Meleklerin inanacağı yalanlar söylesek diyorum. Birbirimizi kolay kandırıyoruz çünkü.
işimiz vaktimizden çok. Sloganı ile işe başlamış günümüz alimidir. Sevilir sayılır. ilk görüşmemizi anlatayım.
Sosyal Doku ismindeki vakfına gitmiştim hoca ile tanışmaya. Önce odanın tasvirini yapayım size. Hocamın koltuğunun arkasında koca bir kütüphane vardır neredeyse odanın yarısı kadar. Elinde arapça bir kitap vardı içeri girdğimizde. O kitabı okuyordu, kitapta geçen kaynakları arkasında ki kütüphaneden çıkarıp verilen kaynakların doğruluğunu teyit ediyor ve aynı zamanda bunları bilgisayara yazıyordu. Kitap arapça olduğu için Türkçe şeklinde yazıyordu, o anda bizide dinleyip çok güzel cevaplar verebiliyordu. Yani aynı anda tam 5 iş yapıyordu. Çok şaşırmıştım o zaman hayran kalmıştım. Aynı anda herbiri çok yorucu olan 5 işi birden yapıyordu. Beynini 5 farklı işte kullanıyordu yani. Aynı anda hem yürüyor, hem sakız çiğniyordan daha fazlası bu. o zaman anladım ki, bir insana eğer saygı duymak gerekiyorsa bu söylediklerini uygulamasından ötürü olmalıdır.
işte bu adam tamda o adam, o insan.
işimiz vaktimizden çok ve aynı anda yaptığı 5 farklı iş.
necmettin erbakan hakkında "manevi babam" diyen güzel hoca, mübarek insan.
Tatlı tatlı konuşur böyle, sesi insanın kulağını rahatsız etmez hiç. Zaten konuştuğu ayet hadis olduktan sonra hiç rahatsız olunmaz başka mesele.
Bazen milli gazetede yazıları çıkar. islam hayata uygulansın, ilim amele dönüşsün tek derdi budur. Artan zinaya karşı evliliği teşvik eder ki haklıdır.
Altını çizdiğim sözleri:
"namazın kazası var. Bekaretin kazası var mı?"
"sulak yerdeki kabak bile çabuk kızarıyor da, müstehcen ortamdaki çocuk neden çabuk olgunlaşmasın? Yedirdiğin çikolatalar çöpe mi gitti?"
"erkek azgın da kadın melek mi? Onun şehveti yok mu?"
Belki de en güzeli:
"sakala çirkin diyenin, imanını berbere götürmekte fayda var."
bir arkadaşımın vasıtasıyla yazmış olduğu boş bir yazı okumuş olduğum milli gazete yazarı.. kendisi kızların üniversite okumaması gerektiğini belirten birşeyler yazmaya çalışmış..
bende, hastaneye gittiğinde hanım doktor yok mu diye eşini tedavi ettirmek isteyen insanlar izlenimi bıraktı.
Dinin yıldızı anlamına gelen ismine layık muheterem bir hoca efendi. istanbul'un Bayrampaşa semtinden dünyaya yaydığı ışık ile yollarımızı aydınlatacak çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. ayrıntılı bilgi için http://www.emazig.com/201...in-isigi-nureddin-yildiz/