etraflarını dört bir yandan haçlı ordusunun sardığını düşünmenin verdiği panikle yoğrulmuş bir hafifliktir.
islÂmiyet elden gitmektedir, yeniden diriliş için -baş düşman ülkeye sığınmış- efendilerinin önderliğinde "müminler! ilk hedefiniz genç ve aydın zihniyettir, ileri!" edâsıyla hareket etmenin verdiği hafifliktir.
ve tüm bunları yaparken bizzat ülke katından destek alınıldığının bilincinin vermiş olduğu hafifliktir.
garip bir ruh haletidir. sürekli birilerinin sizi gözlemlediği ve yanlış birşey yaptığınızda sizi uyaracak aileden sayılabilecek yakınlıkta abi-kardeşi ilişkisi içinde uyarılacağının bilinmesinin verdiği enteresan huzur duygusudur.
öğrencilik yıllarındaki hafiflik iş hayatına atılınca değişir. cemaatten yetişen kişi artık "ayetlerle, hadislerle gaz verilerek çok çalıştırılıp az para kazanacaktır." (bkz: dine para karışınca ayarı tuturamayıp kul hakkı yiyen ipneler)
edit: kötüleyin şimdilik iyice, doya doya verin eksiyi. ileride ticari amaçla cemaat mensubu görünen dallamaların çokluğunu da göreceksiniz. abilerden birini yanında çalışıyorum diyeceksiniz lakin çalışmaktan ziyade götünüze gireceğini de göreceksiniz. gayrı müslimin yanında kandil harçlığı alırken bu abinizde kandil günü mesaiye kalacaksınız. (bkz: kendimden biliyorum), (bkz: bu tesbitler bir kişiye bakılarak yapılmamıştır)
gözlemlendiği kadarı ile sadece ruhsal bir hafifliktir. bir çok nurcu bünye patatesli yumurta yemekten çoktan milli selametçi amca kalıbına ulaşmıştır.
olası bir kitap ismi.
bedava çay içmek, halı saha maçlarında ter dökmek, makrube yemek, çiğköfte yoğurmak, cemaatten rant elde etmek (ucuz yurt, ucuz dershane) .
yanında sadece biraz (!) atatürk düşmanlığı sosu var o kadar. ha bir de unutmadan yıkanmış bir beyin de cabası.
nolacak canım. *