nuray mert

entry164 galeri6
    164.
  1. Atatürkçülük düşmanı bir cihangir s*lcusu. Kürtçüler tarafından davar gibi güdülen tipik s*lcudur kendisi. Pkk'yı terör örgütü olarak görmediğini zaten söylemiştir. Zamanında taraf gazetesi denen pkk organında yazmıştır. Neyseki sönüp gitmiştir. Bu cihangir tayfasının topunun kökü kazınır umarım.
    3 ...
  2. 163.
  3. Zamanında böyle bir şahsiyet vardı.
    Her gece televizyonlarda kafa giber; pek bir özgüvenle askeriyeye, kemalizme, milliyetçilere saldırır ha saldırırdı.
    Ne zaman türkiyede daha sert otoriter bir rejim inşa edildi, cihangir solu liboşlar ve dincilerin arası limoni oldu o meşhur kadın balon gibi (pek çokları gibi) sönüp unutuluverdi.
    5 ...
  4. 162.
  5. Barış için Akademisyen grubunun "Bu suça ortak olmayacağız" adlı bildirisine imza attıkları gerekçesiyle "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmış.

    http://www.hurriyet.com.t...1049603&utm_term=post
    2 ...
  6. 161.
  7. Evrim teorisine karşı yazısı ve "müftülere nikâh yetkisinin yaşam tarzı dayatması olmadığı" yazıları nedeniyle köşesi kapatılan hatun kişi.
    28 şubatta da işsiz kaldığını söylemiştir.
    (bkz: )http://www.demokrathaber....amiz-duzelmis-h87979.html
    0 ...
  8. 160.
  9. 159.
  10. Yanlış ata oynayanlardan.

    Bir ara liberal takılıyordu. Sonra selocu, hdpli oldu. Fetonun kanalından hükümeti eleştirdiği de oldu. Öyle olunca recep abi üzerini çizdi.
    0 ...
  11. 158.
  12. 157.
  13. 156.
  14. ne kadar güzel yazmışsın nuray mert;

    "Bu arada, Kemalistler, “Biz size demedik mi” havasında, hâlâ olan biteni memleketin demokratlarından biliyor. Ne dediniz Allah aşkına? Derde deva olacak ne dediniz? Eski statükoya toz kondurmadan savunmak, Cumhuriyet devrinin sonunu hazırlayan en büyük amildi, anlamadınız. Bir türlü anlamak istemiyorsunuz ama, eski düzen çok da matah değildi, dindarı dışlıyordu, Kürt’ü tanımayı reddediyordu, bireysel özgürlükleri muzır sayıyordu. Eski düzen, demokratlaşamadığı için çöktü, şimdi yerine korkunç bir baskı rejiminin inşa edilmesi, bu gerçeği değiştirmez. istediğiniz kadar zeybek oynayabilirsiniz, ama o artık bir ölüm dansı."

    evet çok haklı buluyorum nuray hanım'ı
    kral'dan çok kral'cı olmak denir buna.. mustafa kemal atatürk'e ihanet ettik, üstelik arkasına sığınarak söylemlerini abartıp saptırarark yaptık.. halkı aşağıladık, biz beyaz türkler diye diye ortalıkta dolaştık. ne demiş george carlin "büyük gruplar halindeki aptal insanların gücünü hafife almayın." (aptal sözcüğü yerine bize daha uygun "cahil" kelimesi'dir) aldık.. şimdi sonucuna katlanıyoruz hep beraber. zemini hazırladık üzerini inşaa etmek ne kadar da kolay oldu..
    5 ...
  15. 155.
  16. son zamanlarda tarafsıza yakın yazılar yazmaya başlamış gazeteci.

    aydınlandı mı ne oldu bilmiyorum ama iyi oldu.

    bunun, şunun, onun, bizimkilerin, ötekilerin kalemşörleri her yerde var.
    bu ülkenin ihtiyacı her ne kadar kendisinin de bir ben i bir biz i olsada tarafsız yazabilen insanlar.

    http://www.cumhuriyet.com...e_sevimsiz_gercekler.html
    0 ...
  17. 154.
  18. son yazısı gayet net ve güzel;
    Olurdu olmazdı derken nur topu gibi bir ‘fiili başkanlık sistemi’miz oldu.

    Cumhurbaşkanı seçiminden önce, Erdoğan işlerin böyle gelişeceğini söylemişti. ‘AK medya’ da sarayda yapılan ilk kabine toplantısını başkanlık sisteminin ilk adımı ilan edip kutlamalara girişti. Gerisi, fiili durumu resmileştirmek, yani Anayasa değişikliğiyle ‘Türk usulü başkanlık sistemi’ni yasalaştırmak.

    Zenginin parası fukaranın çenesini yorarmış… Fiili duruma itirazı olanlar hala işin anayasal boyutunu, olurunu olmazını tartışıyor. AKP’nin lümpen savunucularıyla arasına mesafe koyma çabasındaki bir takım da bu tartışmaları ciddiye alır görünen analizler falan yapıyor. Sanki, halihazırda iyi kötü bir anayasal düzen var, sanki iyi kötü hukuk sistemi çalışıyor, sanki cumhurbaşkanı ve iktidar, bunları dert ediyor.

    Tam bir parti devletine doğru

    Oysa, bırakın fiili başkanlık sistemini, bu ülkede artık fiili bir yeni rejim altında yaşıyoruz. Bu koşullarda ‘Ulu Önder’ Erdoğan ve iktidar partisi ne yapıyorsa yasal ve meşru olan o. Yoksa, ortada ‘fiili başkanlık sistemi’ dahi yok, basbayağı cumhurbaşkanının her alana kolayca müdahele ettiği ‘enteresan’ bir durum var.

    Bu durumun özeti şu: Türkiye tam bir ‘parti devleti’ olma yolunda ilerliyor. AKP’liler bunu gizlemiyor, tam tersine gerekçelendiriyor.

    Diyorlar ki: ‘AKP yönetimindeki Türkiye ‘vesayetçi eski sistem’i ortadan kaldırdığı için dört bir yandan saldırıya uğruyor. Dolayısıyla söz konusu olan ‘muhalefet’ değil, eski rejim yanlıları ile ‘Yeni Türkiye’ projesi arasında büyük bir ‘milli mücadele.’ O yüzden bu güçlere karşı topyekun bir harekatın gerekleri yapılıyor.’

    Yine diyorlar ki: ‘Asıl mesele daha da derin; AKP yönetimindeki ‘Yeni Türkiye’ Müslümanlara bunca zaman eziyet eden küresel sisteme başkaldırdığı, ümmetin liderliğine soyunduğu için dış düşmanların hedefi oldu. Her kim ki AKP ve ‘Yeni Türkiye’ projesine itiraz eder, o dış düşmanlarla işbirliği yapan bir vatan hainidir, cezasını çeker. Sistem, rejim, devlet, yasa ise bu istikamette değişime uğramak zorundadır. Değişimin henüz yasallaşmadığı alanlarda da fiili durum devreye girer.’

    Devrim, devlet, halk…

    Bir muteber yazar, ‘2002 devrimi’nden sonra ‘devlet-siyaset ayrımının büyük ölçüde bittiği’nden ve bu ayrımın ‘anlamsız olduğu gerçeğinin anlaşılması’ndan söz ediyor (Star, 15 Ocak 2015).

    Daha rütbesiz bir diğeri, ‘Erdoğan’ın zihin dünyasındaki devlet’ ser levhası altında, liberallerin küçük devlet anlayışına karşı, “Erdoğan Türkiye’yi tarihsel geçmişinde olduğu gibi yeniden güçlü, büyük ve etkin bir devlet haline getirmeye çalışıyor” diyor; “Erdoğan ve Davutoğlu’nun zihin dünyaları devlet konusunda tam örtüşüyor” diye yeni durumu izah ediyor (Star, 17 Ocak 2015). Yeni devlet anlayışı, ‘azametli ama halkıyla barışık’ olacakmış.

    Barışık olunan halkın kimlerden oluştuğu ve oluşmadığı malum, her gün tanığı oluyoruz. ‘Yeni Türkiye’ye itirazı olan halk olmuyor; düşmanların maşası, işbirlikçisi, hain oluyor. Üniversite harcını protesto etse gaz yiyor, üç kişi toplanıp basın açıklaması yapsa sopa yiyor, gözaltına alınıyor.

    Anlamak zor

    ‘Yeniden Milli Mücadele’ci’ abi hatırlatıyor; “Türkiye’nin başarı hikayesinin Yahudi lobisinin yanında, islam coğrafyasına yönelik sömürgeci hedeflerini terk etmemiş olan odaklar için engellenmesi gereken bir süreç gibi görüldüğünü unutmamak gerekiyor” (Star, 18 Ocak 2015).

    Bu abinin ve onun aklında olanların, Türkiye’nin son 10 yıllık AKP iktidarında ekonomik büyüme, din ve vicdan özgürlüğüne yönelik baskıyı ortadan kaldırma gibi makul oranda başarı olarak görülebilecek icraatından, nasıl küresel güçleri korkutacak bir ‘şahlanış’ çıkardığını anlamak zor.

    Nihayetinde, ekonomik büyüme denilen, küresel ekonomik ağ içinde, üretime dayalı olmayan bir işletme başarısı. Bunu gerçekleştiren bir iktidar, olsa olsa belli oranda bir refah düzeyi gerçekleştirir. Dahası bunun küresel güçlere meydan okumakla hiçbir alakası olamaz.

    Biri izah etse…

    Diğer taraftan, ‘ümmete öncülük’ meselesi de bir iddiadan ibaret. Bu iddianın bırakın küresel sistemi huzursuz etmeyi, Türkiye’yi sistem dışına çekmek dışında hiçbir sonucu, karşılığı yok. En son girişim Suriye’de söz sahibi olmaktı, o plan da elde patladı, eee, daha ötesi ne?

    Hem ne yapılacak da ümmet kurtulacak? islamofobi kampanyası açmakla mı? Batı karşıtı tirad atmakla mı? Mısır’daki ümmet ABD yardımıyla karnını doyuruyor, Suudi Arabistan’daki ümmet, ‘din’i, muhalifleri kırbaçlatmak, kadınlara otomobil sürmeyi yasaklamak sanıyor. Irak ve Suriye’de berbat yönetimler devrildikten sonra perişan olan ümmetin bir kısmı, eski kötü günleri özler hale gelmiş; diğer kısmı IŞiD’den, Kaide’den medet umuyor. Libya’da birbirini öldürüyor…

    ‘Büyük Yeni Türkiye’ ne yapacak da bu durumu değiştirecek? Bölgeyi besleyecek ekonomisi mi var, geleceğe dair ciddi bir teklifi mi?

    Bu ümmet zaten yüz yıldır Batı’yı suçlayıp duruyor. Türkiye’nin bu kervana katılmak dışında hangi atılımı, başarısı küresel güçleri harekete geçirdi? Merak ediyorum, biri izah etse iyi olur.

    Yeni Türkiye denilen…

    Mevzu uzun, o nedenle şimdilik toparlayalım: ‘Yeni Türkiye’ denilen, seküler otoriter bir düzenin yerini, muhafazakar-islamcı bir yenisinin alması.

    Üstelik bu, başlangıçta olduğu gibi ‘ılımlı’ bir geçiş süreci olmaktan çıktı. Süreç, nihayetinde ‘küresel çapta ümmetin mücadelesinin bayraktarlığı’ kisvesine bürülü radikal bir dönüşüm hamlesine döndü.

    Başkanlık sistemi, siyasal sistem tartışması değil, çok daha büyük bir kopuşun sembolü haline geldi. Artık adı da kondu: ‘2002 Devrimi.’

    Devrimler çok acı tecrübelerdir

    Zamanında Etyen Mahçupyan’ın ‘Halk ihtilali’ tanımı çok tepki toplamıştı. Oysa bu tanım, çok da yanlış değildi. Sorun, gerek Mahçupyan’ın, gerekse bu tanıma itiraz edenlerin, geçmişten gelen sol reflekslerle, içinden ‘halk’, ‘ihtilal’, ‘devrim’ geçen her kavrama olumlu anlam yüklemesiydi.

    Evet, Türkiye bir ‘devrim’e tanık oluyor, devamı da gelecek. Ama unutmayalım, devrimler uzaktan bakanların sandığının aksine toplumlar için çok acı tecrübelerdir.

    http://www.diken.com.tr/2...eyi-bekleyen-aci-tecrube/
    2 ...
  19. 153.
  20. kabadaylığına hayran olduğum kadın lozan konferansına bunu gönderseydik şerefsizim kerkük ve musulu alırdık.
    0 ...
  21. 152.
  22. ağzı iyi laf yapan hacı yatmaz bacımız.
    1 ...
  23. 151.
  24. sözlük diliyle söylersek murat bardakçı nın sözlerine anan zaaa diye cevap verip sonra yine kendi @2 öpmüş beyler yazan bir liseli.
    0 ...
  25. 150.
  26. eli kanli teror orgutune pekeke diyen, bebek katili apo yu halk lideri olarak gosteren nuray mert, rusen cakir vb., bu soylu okumus halk cocuklarin direnislerinden medet ummasinlar , bu aydin musvettelerinin kanlarinda ne dolastigini cok iyi biliyoruz ...
    2 ...
  27. 149.
  28. ne çok fikir değiştirdi şu nuray mert. eski yazılarını hatırlıyorum da nasıl da övgüler yazıyordu zamanında evrene, demirele, özala. ah iktidar gücü sen nelere kadirsin.
    2 ...
  29. 148.
  30. akp döneminde bir tarafları kalkan pkk yandaşlarından biridir. akp nin sonu ile bu gibilerin sonu aynı anda gelecektir.
    http://www.haberturk.com/...36-pkk-teror-orgutu-degil
    2 ...
  31. 147.
  32. pekeke terör örgütü değildir ifadesini götü yiyorsa, bir şehit yakınının yüzüne söylesin, o zaman göreyim ne kadar mert ne kadar namert ?
    1 ...
  33. 146.
  34. sempatizan kadındır, karadenizli olması imkansızdır.
    0 ...
  35. 145.
  36. adı nuray mert yerine mert nuray olması gerekmektedir. Zira tipide sesi de erkeğe benzemektedir. Türklerden alıcı çıkmayınca kendini kürtlere yamamaktadır. yakında apo ya evlilik teklif ederse şaşırmamak gerekir.
    1 ...
  37. 144.
  38. "pekeke terör örgütü değil" diyen karadenizli. numuneliktir.
    2 ...
  39. 143.
  40. rte tarafından hedef gösterilmiştir. dik kafalı özgürlükçü karadenizli kadın yazar olarak bilinir. atara atar gidere gider.
    1 ...
  41. 142.
  42. "PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamanın kimseye hayrı olmadığını" söylemesi "pkk'nın terörist olmadığını" söylemesi olarak muamele görüyorsa ben bu kadına laf edenin beyninden şüphe duyarım. kadın "pkk terör örgütü olabilir ama bunu böyle görerek bir yere varamazsınız" demiş. insanların bunu anlamaya yetecek kadar düşünme yetisinden yoksun oluşu gerçekten hayal kırıklığı.
    0 ...
  43. 141.
  44. belki de bize "evet, terör örgütü değil ama vatansız, namussuz, şerefsiz, ermeni ve yahudi kuklası bir örgüt" demek istiyor.

    bilemeyeceğim, ama bildiğim bir şey varsa o da pkk'yı "cici" bir örgüt olarak görenler nezdimde onlar kadar namussuz, şerefsizdir.
    1 ...
  45. 140.
  46. Radikal gazetesinin aslında zamanında PKK yuvası olduğunu gösteren yazar. Aynı ekipten kaçıncı isim bu.

    Biz de aptalmışız, demokrasi aşığı bir gazete diye alıp okuyorduk.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük