ingilizler fransız bizi yönetse daha özgür olurdum diyen ama kurtuluş savaşının başlangıcına da bir yabancının türbana el uzatması yüzünden başladı diyen kişidir.
aynı dakika içinde kendiyle bu kadar çelişen bir insandır.
açıkçası benim takıldığım nokta inlgiltere'nin müslümanlara bizden daha iyi yaklaştığını söylemesi. bundan 3-4 yıl önce brezilyalı bir vatandaş londra metrosunda müslüman bir terörist zannedilip öldürülmedi mi? yine sanırım 2 yıl önce yine ingilterede havaalanında teröristler tarafından saldırıya uyrayacağız diye müslümanlar gözaltına alınmadı mı?
ikinci takıldığım nokta atatürk'ü herkes sevmek zorunda değil elbette. burda kendi inançlarına göre yaşayamadığını da düşünebilirsin(kendince haklı nedenlerin olabilir) ama neden bir müslüman ülkede değil de kanada'da eğitim hakkını elde edebilmek için kanada vatandaşı oldun. ve ülkeni kanada'ya şikayet ederek yaptın bunu. hadi tamam bunu da kabu edelim ama neden türkiye'ye tekrar döndün neden eleştirdiğin ülkene döndün ülkede değişen ne oldu.
"başıma bir iş gelmezse" diyerek türkiye'deki baskıya gönderme yapan kadın. benzerlerini ve hatta çok daha sert tutum takınanları çok defalar gördüm. eğer kimse takmasaydı bu kadını fatih altaylı'ya reyting olduğuyla kalacaktı.
ama "atatürk'ü sevmiyorum" demek, atatürk'e hakaret etmek olmadığı halde savcı atatürk'e hakaret iddiasıyla soruşturma başlattı ve sırf polisin savcı emriyle peşine düşmesi bile devleti bu kadının tuzağına düşürdü.
olay aynen şu: birisi başıma bir iş gelmezse diyerek fikrini açıkladı, başına devlet tarafından bir iş geldi. - la gazette dello sport
kendi kutsalına uzanan elden sonra feryadını duymayanların kutsalına uzattığı elle gündeme oturmuş evli ve bir oğlu olan kadın. bir çok kişinin içinde saklayıpta cesaret edemediği cümleleri sarf etmiştir.
hernekadar hakaretlere maruz kalsada tek derdinin türbanla okula girmek olduğu kesindir. görmezden geliniyor o ayrı.
sonra ;
(bkz: beni seviyor musunuz)
sevmiyorum diyen olursa mahkemeye vereceğim söyleyeyim.
siyasi görüşleri falan bir yana, taş gibi hatun valla. ya da ben artık bir iki yere ziyarette bulunsam iyi olur.
aslında... görüşüne falan bakmadan, seviyorum lan ben böyle insanları. şeriatçı olsun, komünist olsun falan filan, hiç farketmez.
tabulaştırılmış, ifade etmenin haklı ya da haksız da olsa kimsenin işine gelmediği konuları böyle üstüne basa basa, hatta bu hatun gibi abartarak tak diye söyleyenleri seviyorum, valla.
sevme lan atatürk'ü. sevilmeye layık olsa bile sevme yine de. senin görüşüne katılmasam bile sevmemeni de, sevmeyişini istediğin gibi ifade etmeni de sonuna kadar destekliyorum. humeyni'yi sev sen.
ha tutup da humeyni'nin sistemini humeyni gibi silahla, zorla bize dayatmaya çalışırsan devlet tarafından o güzel yüzüne sıkılacak mermileri de desteklerim, ayrı mesele.
bünyesinde ciddi kavram karmaşaları barındırdığını düşündüğüm bayan.
özgürlük istiyor kendisi...
kafasındaki türbanı ile özgürce dolaşmayı.
lakin devamında şöyle de bir şey söylüyor;
"ingilizler olsa benim haklarım daha geniş olacaktı"
yazık...
özgürlük demiştin değil mi ? bağımsızlık ? bağımsızlığın en güzeli kendi toprağında, kendi bayrağın altında yaşamak değilde nedir ? vatan nedir, ne derece önemlidir onun için ?
o özgürlük istiyor evet, kafasında türbanıyla ingiliz mandası altında özgürlük...
tarih ne için onca savaşa tanıklık etti, binlerce asker ne için, ne uğruna şehit oldu?
bahsi geçen bayan aslında çok mühim bir konuyu gözler önüne sermiştir;
hadise laiklik ya da türban unsurlarını çoktan geçmiş. burada daha da vahim bir nokta var;
vatan sevgisi nedir onun içi boş kalmış.
beyin yıkanmış, kavramlar boşaltılmış.
yazık...
"ulan türban takan bir tane mi düzgün tip olmaz?" sorusunu yıllardır kendime soruyorum, ve örnekler çoğaldıkça artık o kafaya takılan şeyin ciddi anlamda beyne giden oksijeni kestiğini bilimsel olarak kanıtlayacak hale geldim. bunun bir benzeri, kara çarşaflı sevimli bir ikon daha var; (bkz: emine şenlikoğlu)
türkiye'de sınava başörtülü girmek isteyip ceza alınca kanada'ya iltica eden kişi. ve hürriyet'te habere yorum yapan birinin sorduğu güzel soru: " KOCAMAN BIR SORU ISARETI VAR HERKESTE...NEDEN IRAN ARABISTAN YADA DUBAI DEGILDE KANADA ? ".
gavur aşığı sıkmabaş. çok var bunlardan piyasada. abla ingiliz yönetimi istiyor ve sonra bunun adı fikir özgürlüğü oluyor öyle mi? türk ordusu'nun yönetime el koymasını isteyenlere "postal yalayıcısı" sıfatını takanlar buna ne derler? ben çok güzel bir sıfat buldum ama neyse..
- atatürk ü seviyor musun?
- atatürk ü seviyor muyum...
- humeyni yi hiç düşünmeden seviyorum dedin.
- atatürk ü sevmeme hakkı var mı türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına?
- tabi birçok kişi söylüyor bunu.
- ha öyle mi, okeyy. yani başıma bir iş gelmeyecekse ben sevmiyorum.
diyaloğunu fatih altaylı ile kuran şahıs. benim dikkat edeceğim yer harbiden okeyy lafı. alın bakın izleyin;
-atatürk ün yetkiyi padişah tan alırken, saraydan alırken laik bir cumhuriyet kurmak için aldığını düşünmüyorum.
sonrasında ''kurtuluş savaşının başlamasına öncülük eden hep müslüman insanlar'' gibi cümle kurmaya çalışmış. ya güzel kardeşim biz sana atatürk başlattı, müslümanlar başlatmadı, müslümanlar tü kaka mı diyoruz. size o abileriniz ablalarınız ne öğretiyor allah aşkına. hangi cd leri izletiyorlar. beyninizi ne denli yıkamışlar böyle.
-ingilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı zaten...insanlar bana atatürkçülük adına zülm ediyorlarsa benden atatürk ü sevmemi bekleyemezsiniz.
diğer arkadaşı da
-iyi bir asker onu biliyoruz, iyi bir asker..
bu kızlara ne demeli gerçekten bilemedim. allah aşkına bi kere açıp okudun mu atatürk kimmiş, ne yapmış, saraydan almış da laiklik kurmuşmuş. ne demek bu allah aşkına. iyi bir asker onu biliyoruz. bu kadar mı atatürk hakkında bilgin..
sonra çıkıp atatürk ü sevmiyorum demeyin bize. önce bilgi edinin, okuyun öğrenin, bu ülke nasıl geldi bu hale diye sonra iyi asker onu biliyoruz, humeyni yi daha çok seviyoruz gibi cümleler kurmayın. yaşadığınız ülke ye yakışır insanlar kızlar olun. biraz oksijen alıp karbondioksit üfleyin. sıkışıp kalmayın bir yerde.
