gayet başarılı ntv haber spikeridir. neden bu kadar yüklenildiğini ise hala anlamıyorum.
şehitlerle dalga mı geçti; hayır, haberi sunarken aşağılayıcı bi' tavır mı ortaya koydu; hayır.
kendi halinde bi' şeyler mırıldandı sadece bu. mikrofon açık kalmasa hiç kimsenin haberi de olmayacaktı.
edit: haber sunduktan sonra şarkı söylediği için linç edildi peki ya askerlerimiz teker teker can verirken antalya da bodrum da çeşme de eğlenen gençlik ne yapılmalı.
gencecik bir hanım kızımız. çok tecrübeli olmadığı belli olmuyor mu acaba ?
haberi verip derin dşünceye dalmış olabilir. o sırada nasıl olsa sesi duyulmuyor diye şarkı söylemeye başlamış anladığım kadarıyla.öyle fıkırdamıyor da , kendi halinde. çok büyütmeye gerek yok. en kötü ihtimalle çok da umursamadı şehit haberlerini . bu da onun düşüncesidir. zararı olmayan bir hanım kızımız çok da eleştirmeye gerek yok.
not : zaten evde anne ve babasından azar işitmiştir.bu ona yetecektir.
bu kıza hiç bir şey olmamıştır ceza da almamış iştende kovulmamıştır. bir daha ki şehit haberlerini oynayarak vermeli belki o zaman gereken yapılır. bu ülkede neler unutulmuyor ki, hanımefendi görevinin başındadır. halen ntv'de gece haberlerini sunmaktadır. *
hakkında açılan başlıktaki entryleri okurken zaman zaman dumura uğradığım haber bülteninde 8 şehit haberi vermesinin ardından olay görüntüleri yayına girdiğinde şen şakrak şarkı söylemesiyle gündeme oturan malulen emekli ntv haber spikeridir. ülkemin çok bilmiş bireylerinin bir kısmı olaya profesyonellik penceresinden bakarken bir diğer kısmı ise olayın çok abartıldığı bu tarz şeylerin oldukça olağan olduğu hatta evinde şehit haberi dinleyen kişilerinden bu tarz haberlerin akabinde haberi unuttuğu herkesin normal yaşamına döndüğü hatta kıçlarını kaşıdıkları vesaire gibi şeyler söylemektedirler. sevgili kardeşim peki sen hani toplumda çok söylenen "duyarlılık" diye birşey var bilir misin? üstelik bu duyarlılık sadece bize özgü olmayan kısaca bir amerikalı da(cümle içlerinde çok geçtiği için yazıyorum) ya da sultanahmet te karşılacağınız alelade bir japon turistin de sahip olması gereken bir şeydir. Ömrün boyunca hiç hazzetmediğin karşı komşun günün birinde nalları dikerse sevinçten milletin gözünün içine bakıp göbek atamazsın sen! ya da evine hırsız girse oh canıma değsin diyemezsin! en azından sevincini göstermezsin insani nezaket adına, tabii ki nereden bileceksin o haberde şehit ailesinin de haberi belki feryat figan içinde dinlerken fonda laylaylom şarkı söyleyen bir spikeri duyup o ailenin o şehidi kimin/neyin için kaybettiğinin içlerinden muhasebesini hangi duygularla yapacağını bilemezsin! neden? çünkü duyarlılık diye birşeyin varlığından habersizsin bu durumda sen ya insan değilsin! ya pkk sempatizanısın ya da şurada bazı fikirlere muhalif olma gayretinden olan biteni göremeyecek kadar zavallısın.
hayatını feysbukta kim kimi sikmiş, kim kiminle şişeye oturma yarışı yapmış türevi saçmalıkları takip etmeye adamış bir neslin spikeridir. o yüzden çok yüklenmeyin diyorlar. kendileri de aynısını yapıyor çünkü. siklemiyorlar.
çok uzakta değil, hala spikerlik yapıyor sanırsam, jülide ateş vardı. kadın şehit haberi sunarken ağlamıştı. gerçekten ağlamıştı. çünkü umursuyordu. bu kaşarın umrunda bile değil. umrunda olan tek şey, iphone'uyla twitter takipçilerine ve yorumlarına bakıp kendini orgazma ulaştırmak, millete caka satmak. bu kadar. tipik kezban. biraz makyaj, biraz giysi. az biraz da diksiyon dersi. fazlası yok.
ekranda şarkı söylemeyip ağlasaydı duygularımıza tercüman olacak hislerimizle bütünleşecek adeta bizden biri olacaktı.
mehmet ali birand ın gaflarını unutanlar bu kıza neden bu kadar yüklenebiliyorlar!?
şehit haberleri duyduğumuzda profil fotoları kurdele yapılıp 3-5 şey yazılınca mı rahatlayacağız!?
vice versa o kız ekranda şarkı söylediğinde de terör artmış mı oluyor?
ne kadar duygusal ne kadar hassas bir ülke olduğumuzu kanıtlamış kızdır.
teröre karşı hissisleştirildi isek bunun sorumlusu çözülmeyen problemdir bu kadar basit.
alın kapatın birini odaya. tecavüz edin. 1-2-3 derken artık o da hissizleşecektir çünkü elinde çözüm yoktur çaresiz bitap bir durumda.
sürekli akseden bir durum sizi daha duyarsız kılar.
ek olarak şunu da belirtmekte fayda var:
bir insanın ölümünden sonra şarkı söylemek (üstelik haberi kendin sunarken) hiç ama hiç hoş karşılanacak bir durum değildir.
kız orada işini yapmış (kızın işi haber sunmak yalandan üzülmek değil ama sevinmesini de bizim bilmemiz gerekmiyor) diğerlerinin de milliyetçilik duyguları kabarmış.
kız belki pkk destekçisi belki terörist ajan majan kaç yazar ki.
demek ki şehit haberlerine üzülen bizden üzülmeyen sizden anlayışı hakim artık. üzüldüğümüzü belirtmez isek tu kaka.
var mısın yok musun yarışması ile şöhreti yakalamış 1983 mersin doğumlu haber spikeri.
aslında acun ılıcalı'nın var mısın yok musun yarışması sayesinde tanınmıştır. kendisi haber spikeri değildir ancak güzelliği ve düzgün diksiyonu sayesinde işi kapmıştır ve kuşdilinde spikerlik eğitimi almıştır.
önce skytürk'de sonrada ntv'de çalışmaya başlamıştır. ancak şehit askerlerimizin haberinin anonsunu yaptıktan sonra şarkı söylemesi ve bu sesin yayına girmesi sonucu kariyeri bitmiş yada bitme noktasına gelmiştir.
gerçi bu ülkede dağdan inen teröristlerin affedildiği düşünülürse aslında tuğba'ya fazla kızmamak gerek. ancak ntv büyük ihtimalle işine son verecektir.
edit: işine son verilmemiştir, bizzat gece haberlerini sunmaktadır bu sarışın afet.
gün içinde aynı haberi yaklaşık 632432409029 kere verdiği için artık bi noktadan sonra, haberi okumanın kendisindeki duygusallığı ve hüznü kaybolduğundan anlık dalgınlık sonucu bir şarkı mırıldanması linç edilmesi için bir sebep değildir. işinden atılması için hiç sebep değildir.
aynı mantıkla yiğeni 250 kg eroinle yakalanan başbakanı neden işinden etmiyorsunuz ? ya da dere yatağına konut yaptıran bakanı ? eski ' toki ' başkanı olan, yani işi beton dökmek olan adamı orman bakanı yapan zihniyeti neden işinden etmiyorsunuz ? peki ya aynı hafta içinde üç ilde hapishanelerin mahkumların tarafından yakılmasına tepkinin t sini müdahalenin m sini göstermeyen adalet bakanını neden şutlamıyorsunuz ? babası yaşında insanlara takla at diyen ' bakan' ları kınamıyorsunuz dahi. eşcinsellik hastalık diyenler de vardı mesela. değil mi? bunlar bence hep yediği çok fazla olan ekmeklerin azaltılması gereken kişilerdir.
yaptığı davranış yanlıştır. daha dikkatli olması gerekirdi. ama o gün pek sayın cumhurbaşkanımız, twitter'da başsağlığı mesajından sonra gezip gördükleri yerleri anlatmaya devam etmişti. nedense kimsenin sesi çıkmadı çok sayın cumhurbaşkanımıza.
yaptığı davranış kabul edilebilir olmasa bile bir recep tayyip erdoğan değildir. yani kendisinin başbakanlığında bilmem kaçıncı kez karakol basılıyor ama kendisi hala istifa etme tenezzülünü şöyle geçin en ufak sorumluluk kabul etmiyor. ama siz gecenin ikisinde haber sunan bir kızın yaptığı davranıştan dolayı ya istifa etmesini ya da kovulmasını bekliyorsunuz. gücünüz anca bu kadını indirmeye yetiyor sanırım tayyip bey e değil.
oksimoron'u hakaret zannedenlerin hakaret ettiği kız. valla bu hükümet kadar şanslı bir başka hükümet yok. ne zaman sıkışsalar sanki bir yerlerden yardım geliyor ve gündem değişiyor. kızı tanımam etmem şimdi öğrendiğime göre acun'un yarışmasına katılıp oradan buralara gelmiş. lakin sanki karakol baskınını bu kız yapmış, o tepeye karakolu bu kız yapmış gibi kızı suçlu ilan etmek ne? gören duyanda kızı eleştirenler ruhsal çöküntü içine girip dertlere gark oldu zannedecek. hepiniz yalancısınız.
eğer çalıştığı kurumdan kovulmazsa, yaptığı aymazlık sadece kendisini değil çalıştığı kurumu da (yani ntv yi de) bağlar.
hoş biraz gururu olsaydı şimdiye çoktan istifa etmişti.
not: kimi oksimoronlar da kovulmasını türkiye'de yaşamaktan nefret etme sebebi olarak görmüş. ulan sikik, amerika'da bile, bir amerikan askerinin ölüm haberini verdikten sonra şarkı söyleyen bir spiker en fazla 1 saat sonra tazminatını masasında görür ve defolur gider. ne olacak zannediyorsunuz?
olaya biraz insani çerçeveden bakın. şimdi siz allah aşkına şehit haberi aldıktan sonra, hiç mi müzik dinlemiyorsunuz? yada arkadaşlarınızla buluşup onlar şaka yaptığında hiç mi gülmüyor musunuz? bunlar ve bunlar gibi sıralayabileceğimiz 100lerce olaya hayır diyorsanız tamam, sonuna kadar eleştirin haklısınız.
ve şöyle bir durum saat 02 yi gösteriyor o an ve o kadın bilmem kaçıncı kez sunuyor artık o haberi, bunları düşünün sonra eleştirin.
hastayım hulen hepinize. nasıl sevgi kelebeği herkes.
yarışmanın birine katılmış fiziği de düzgün olunca "kutumu açtırmak istiyorum acun bey"den türkiye'nin haber odaklı kanallarından birinde sunuculuk yapmaya kadar yükselmiş kariyeri. olayın ciddiyet boyutu burada bile tartışmaya açık. ancak aziz ve leziz yeni küçük burjuvanın "maaşını sen mi veriyon sana ne!" derinliğindeki yaşam felsefesine gayet uygun. otobüs şoföründen başbakan, itfaiyeciden tarikat önderi çıkan memlekette her şey olur sorun yok! bunlar olurken bir şey denmez ama eleştirirsen sana saldırırlar. eski bir türk deyimi gelir hep aklıma "taşların bağlanıp, itlerin salınması"
bu kadın işini kötü yapan biri belli ki. şehit haberini geçtim günde 5-6 kere çıktığı ara haberde toplam gün boyunca 30-35 dakka kıçını kırıp işini yapmak yerine o kısacık zamanda dahi el işte göz oynaşta video seyretmek tuhaf. saat bazında ayda 2 saat çalışıp haftada 15-20 bin kazanıyorsan videonu da evde seyretçen bi zahmet. ama bunu savunan tayfanın yaptığı halt da bu. türkiye'de maaşından ve çalışma koşullarından şikayet eden her 1 kişiye karşı iş yerinde facebook, youtube benzeri sitelere girememekten yakınan 10 kişi bulurum. biraz eli yüzü düzgün bir iş bulmuş herkes bu kafada. günde 50 tane manasız paylaşım, o ne yapmış bu kime gitmiş diye onun bunun hayatına dikiz, görgüsüz çingen karıları gibi (lafım sözde erkeklere de) şurda şunu yedim, burda bunu içtim teşhirleri. yıkılıyor ortam. hatta kendilerine fahiş fiyatla aynısından on binlerce olan bir malı, ver paranı, al malı şeklinde satan toptancılara aşkını ilan edenler bile var. demet markafoniyi beğendi, aynur hemen al'ı seviyor, ayşe zidaya ile mutlu, ahmet trendyol ile aşk yaşıyor. bu dürzüler lokantaya gitse "usta eline sağlık demek yerine" her sike bir kusur bulan insanlar üstelik genelde. kendi ana babalarına dahi teşekkür etmeyen dallamalar her allahın günü kendilerini düdükleyen sermaye gruplarına ilan-ı aşk etmek için yarışırlar adeta...
neyse konudan saptık. kardeşim 5-6 dakka süren haber bülteni sırasında o haberi okuyup masadan kalkınca istersen porno bile seyredip, çığlıklar atabilirsin 1 saat süren sigara molan sırasında. işin bu; saat başı 5 dakka haber okumak. ölmezsin onun arasında youtube seyretmeyip, twit atmazsan. işini yap! mağdur ilan edilip "ama çok ayip yeaa!" diye kem nazarlardan sakınılan bu şımarık kadının birinci kabahati bu!
şimdi diyelim ki "baban, annen, kardeşin veya çocuğun" öldü. (ay allah uzun ömür versin, ağzımdan yel alsın değil mi?) ev kalabalık, o acının ortasında sen ya da birileri misafirler için yemek söyledi. sipariş geldi getiren çocuk içerde cenaze olduğu belli olmasına rağmen "degirmen üstü çiçek, oy kızlar naz eyleme" diye yardırıyor. ne dersin? "ay aman ne var buraya gelenler de gerçekten üzülmüyor zati, bırak kurdunu döksün" mü diyeceğini iddia ediyorsun bana? o zaman da bu kadar serinkanlı olabilecek misin bebeeem...
işin acı kısmına gelince bunun lamı cimi yok ben pazar günü evimde müzik açmadım, içimden de gelmez. gösterişle falan da alakası yok böyle yetiştim, böyle gördüm, böyle hissediyorum. canım yandı. bu haberi bana ileten kurumun ve çalışanlarının cenazeye saygı göstermesini beklemek benim en doğal hakkım! canlı yayında istiklal marşı okusunlar ya da yas elbisesiyle çıksınlar demiyorum. 15 saniye cenazeye saygı göstersinler istiyorum. üstelik de 90 yaşında altını tutamayan, fiilen 10 sene önce ölmüş adama değil gencecik insanlara ve onların içi yanmış sevenlerine. 15 saniye youtube açmamak lan! istenen bu. istemeyi de bırak insanlığın gereği bu!
"yeea yazık masum kızı linç ediyollaaa", "terör mü bitçek şarkı söylemese", "ulusalcı faşikler intikam alacak yer arıyo" diye saçmalamadan evvel bi sırayla kendinize gelin. en hafif deyimiyle ayıptır bu yapılan, saygısızlık, vurdumduymazlıktır. kişinin kendisi açısından da insanlıktan çıkmış olmanın göstergesidir. kendinden başkasını sevmeyen, ben merkezci, saygısız, aile terbiyesi alamamış bir yaratık. evladım olsa sevmem net söylüyorum.
hala savunan varsa çok sevdiği bir yakını ölünce beni çağırsın şarkılar türküler neşeye boğalım cenaze evini. demet akalın'dan girer sıla'dan çıkarız. süper olur!
orda askeri bile bile ölüme yollayan iktidara, ''askerlik yan gelip yatma yeri değildir'' diyen adama, askerse köpek gibi ölecek demeye getiren bu adama itaat eden, tek laf edemeyen insancıkların şimdi çıkıp da şehit haberinde şarkı söyledi diye linç etmeye çalıştıkları kadındır. Riyakarlık artık bunlar için bir eylem değildir, karakterleri olmuştur.
şehit haberinden sonra şarkı söylemiş diye milliyetçi damarı kabaranlar tarafından lanetlendi ama olayın insani boyutu var ki olayda ölüm var. ölüme üzülür her insan, üzülmelidir, üzülmese de üzülmüş gibi yapmalıdır. ama bu hanım şarkı söylemiş. sorarım sana ey spiker sen bu kadar mı ruhsuzsun da ölüm haberini hüzünlü sunup sonra şarkı söylüyorsun? nerede kaldı samimiyet? nerede kaldı insanlık? ntv işten atmış diyorlar eğer öyleyse sana bu hareketten sonra iş verecek tv kanalı olamaz bence. ya ruhsuzluğun böyle yaktı başını sayın bayan.. bundan sonra birisi öldüğünde üzülmeyi unutmazsın umarım.
muhtemelen ntv'den kovulacak veya kovulan spiker. keşke yapmasaydı o hareketi. bilmeyenler için hatırlatayım,
Olayın kamuoyuna yansımasından sonra Doğuş Yayın Grubu bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "NTV'nin 6 Ağustos 2012 tarihli, saat 02:00 Haber Bülteni'nde görevli bazı çalışanlarımızın yayın kuralları ve işyeri disiplinine aykırı davranışları kamuoyunun tepkisine neden olan, kabul edilemez bir olayla neticelenmiştir. Doğuş Yayın Grubu olarak bu durumdan büyük üzüntü duyduğumuzu belirtir, özür dileriz. Kamuoyuna duyurulur. Saygılarımızla, DYG.."
asıl mesele devlet imkanrıyla haburdan elini kolunu sallayarak gelenleri meclicse sokup alkışlayanlardır, lakin destekçisiyiz güzel hanımefendinin 6 hafta şehit verilidiğini hatıramayanalra inat destekliyoruz.
