güneş-rüzgar-hidroelektrik enerjisinin türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayabileceğini sananlarca sunulmuş imzalardır. bugün götüboklu ermenistan'da bile nükleer santral varsa, bizim 500. dünya ülkesi olmamızı istemsizce veya iyi niyetle de olsa onaylamaktır.
Tanım: Tabiri caizse kendini bir b.k becermiş sananların işi.
Şöyle ki; kardeşim bi kere nükleer santal senin enerji ihtiyacını karşılayacak. Bu kadar basit bir cümleyle anlatılmasına bakmayın, ülke kalkınması için son derece önemli bir neden.
Hadi enerji ihtiyacını geçtim, kardeşim senin dibindeki (ığdırın 15 km uzağında Erivanda) halihazırda deprem atlatmış, atlatmakla kalmamış çoktan duvarlarının bile çatladığı söylenen bir nükleer santral zaten var. Eğer zarardan bahsediyorsak o zaten ülkenin a..na kor. Ama bu demek değildir ki battı balık yan gider. Hayır efendim. Bizim şimdi yaptırılmasını istediğimiz yeni nesil nükleer santral ülke doğasına abartıldığı kadar zarar vermeyecektir.
dünyanın yeni sorunu olan enerji ihtiyacı şüphesiz ki beraberinde savaşları ve çıkar antlaşmalarını da getirmetedir. topraklarımızda ne yeterince petrol ne de yeterince doğalgaz çıkmaktadır (bor var dünya rezervinin %60 o başka bir spam mail konusu) bundan mutevellit enerji ihtiyacımızı başka şekilde karşılamalıyız. elimizde rüzgar, ırmaklar, güneş, sıcak su kaynakları ve bol bol deniz suyu var. şimdi inceleyelim;
rüzgar: anlatmaya gerek yok hollanda örneği rüzgar santralleri,
ırmaklar: boşuna akıyo set çek önüne ver önüne türbinü al sana elektrik [bitmeyen gap projesi yerine dis in yeni önerisi küçük nehir barajlarından bahsediyorum],
güneş: allahın güneşi koy önüne panelleri ohh sıcacık,
sıcak su kaynakları: izlanda örneği şeklinde açıklayayım (nükleer santralleri söktüler bu sistem sayesinde sence kime satacaklar?),
deniz suyu: bunu yüce türk mühendislerine bırakıyorum,
3-5 tane satılmış, çapulcu bundan yıllar önce ülkemize tv gelmesine karşıydı. vatanını sevenler tv gelirse çağı yakalayacağımızı bunun önüne geçmeninin ülkenin ileri gitmesine engel olacağını söylediler ama karşı çıkanları hiç tam dinlemediler. karşı çıkılmasının sebebi tv değil siyah-beyaz ekranlardı avrupa renkli ekrana geçmişti eski teknoloji sahip arıyordu nihayetinde buldu tabi.
edit: gün geçmiyor ki sahte bilim insancıkları hatalarını yeni hatalarla örtbas etmeye çalışmasın sevgili sözlük sever. atık sorunu usa (sevgili bigbrother), ingiltere (saygıdeğer queen) ve bilumum avrupai ülkenin sorunu. elin oğlu atığı g3 mermisi yapıp silahına koyup sana sıkmıyor bunun yerine senin doğal kaynaklarını kirletecek şekilde (doğal kaynak diyorum doooğğaaaallll kaaaayyyynnaaakkkk) senin topraklarına, senin denizlerine bırakıyor. uluslararası sözleşmelerin hiçbiri bu atık sorunundan bahsetmez sebebi belli çünkü herkesin sorunu, kimse çözemedi maalesef. çözüm basit kendi bahçene gömme kime gömersen göm.
diğer yanıltıcı konu nükleer santralimiz olursa bombamız olur karşı çıkmayın len hainler. bok olur a.q. nükleer silahın, dünyada usa, kuzey kore, fransa, hindistan, ingiltere, çin, israil, rusyadan (iranı saymıyorum onlar hala varla yok arasında) başka kimsede nükleer silah yok (dikkat edersen ya sscb ya da usa müteffiki ülkeler bunlar)ama nükleer enerjiye sahip olan (hollanda ve izlanda söktü santrallerini avrupa da bu konu önem taşımakta çünkü) ispanya, ermenistan, bulgaristan v.b. ülkelerde yok bu silah. demek ki neymiş santralden bomba ancak siz salak bir hata (çernobil) yapmadığınız sürece olmaz.
nükleer bombamız olursa bize bik bik yapmazlar şöyle olur böyle olur. hayatında nükleer denemeyi ve sonuçlarını görmeyen biri saçmalamakta özgürdür. patlamış nükleer bombanın yaklaşık 4km yarı çapında çukur oluşturduğunu, etki yarı çapının 10km olduğunu (2. dünya savaşı verileri bunlar yeni bombayı sen düşün) iklimleri değiştirdiğini, bitki örtüsünü yok ettiğini sevgili usa bile görmüş npt diye bi oluşum kurmuştur. kafana göre kullanamazsın, kullansan bile kullandığın ülke yok olacağı için karşı tarafın bu teknolojiye sahip olması çok fazla şey farketmez. dahası nükleer santrale karşı çıkmak bombaya da karşı çıkmak demektir. Doğadaki uranyumun binde yedisi bölünebilme yeteneğine sahip Uranyum-235 izotopu içerir. ülkemizde 380bin ton uranyum olduğu sanılıyor ama bunu işleyecek bir tesisimiz yok demek ki bu konuda dışa bağımlıyız.
doğal kaynaklar tükenmeye mahkumdur (güneşin 3milyar yıl ömrü kalsa bile) ama içine sıçılmamış bir dünya bırakır sizlere bu kaynakların tüketimi. doğal kaynakların tüketimi dünyayı yok etmez ama yanlış kullanımı felaketlere yol açar. küresel ısınmanın sebebi doğal enerji kaynaklarının kullanımı değil tam tersine bilinçsiz doğal felaketlere yol açan enerji ihtiyaçlarıdır.
bir diğer sorun 100.000 insanın solcu/komünist/anarşist/humanist/hain/maoucu olduğu varsayımıdır. komik çünkü ben doğal çevreyi koruyan çok çeşitli insanlara rastladım bu çeşitliliğin farkına varmamanız sizin kendi eksikliğiniz. sinopta yapılması düşünülen santrale karşı çıkan sinop tkp bürosu değil sinop halkının kendisidir. bu insanlar santral gelsin çünkü abim bana dediki "tren gominist işidir" şeklinde sığ düşüncelere yer vermedikleri için imza attılar. benim ömrüm 60 yıl benim zamanımda bana bişey olmazsa kabul ediyorum diyen insanın insanlığından şüphe ederim hatta ettim bile.
reaktör kullanan bütün ülkeler memnun halinden ucuz enerji, bol enerji, dışa bağımlılık yok ama atık sorunu var (çözüm 3. dünya ülkelerine atıklarını yollamak vicdanınız el verirse). 100000 insan reaktörün verdiği atığa çözüm bulmanız halinde zaten razı olacaklar bu konuya.son olarak reaktörü bodrumuna kurmayı ve atıklarını kendi çocuklarının oyun bahçesine gömmeyi isteyenlere kolay gelsin diyerekten uzun ve sıkıcı entryme son vererekten santrale karşı çıkanları vatan haini ilan edenleri umarsız düşüncelerinden dolayı planet haini ilan ediyorum. kolay gelsin.
bunlar gerizekalıdır.tutup boylarına bakmadan dünyanın tüm büyük ülkelerinde olan heryerinde olan ama nedense son 16 yıldır hiç yenisi yapılmayan*bir teknoloji harikasıni nasıl reddederler. bir kere türkiyenin enerjisinin %5 ini bile karşılayamayacak olması bir şeyi değiştirmez. amaç dünyayı tehdit etmek. ben de silah üretebilirim demek. zaten sktir et enerjiyi o amaç değil araç. zaten bu santraller böyle küresel ısınma mıdır nedir her ne boksa ona da hiç etki yapmıyor*. birazcık radyasyon saçıyormuş etrafada. ona bakılırsa pillerde de radyasyon var. sen kullandığın telefonda yok mu sanıyorsun? onda da var. dedim ya efendim gerizekalıdır bunlar amaçları amerika yandaşlığı yapmaktır. satılmış insanlar bunlar amerikan şirketlerinin nükleer santral ihalelerini alacağını duymamışlar herhalde daha, o yüzden böyle bi inatlaşıyorlar.
bu santrallerin atıkları varmış bir de herhalde; aslında onlar atık değil. bir kaç gerizekalı tutup yine o atıkları yok edecek teknolojinin olmadığını söylesinler dursunlar *, nükleer santral kirletmez doğayı.şimdi amacımızdan sapmayalım. temiz enerji dedik atık falan karıştırmamak lazım, karışır gider doğaya elbet. nedir sanki amaannn dert etmeye değmez. zaten bu elemanlar kulaktan dolma bilgilerle paso tartışırlar. neymiş efendim riski varmış bunun, neymiş efendim çernobil den sonra milyonlarca insan ölmüş, sakat kalmış, sakat doğmuş. beyinlerini yıkıyorlar bunların salıyorlar sokağa sonra yok imza kampanyasıymış yok eylemmiş bağırıp duruyorlar. öncelikle riskli falan değildir bunlar çok güvenlidir. ben adımın üstüne yemin ederim sorun çıkmaz. sorun çıkarsa garantisi var zaten. artık yeni teknolojiyle problemde çıkmıyor bu modellerde. deprem kuşağında olmakta bir şeyi değiştirmez. abicim bunları sağlam kayalıkları yapıcaksın bak zerre kımıldıyor mu santral. radyasyon falanda sızdırmaz bunlar. çernobil bir yalandı. bunların bilerek yaptıkları bir şey aslında. lan değermiydi o kadar insanın ölümüne göz yummaya bile bile bunu yapmak kimin fikriyse ben onun ağzına sçıyım. zaten kaza diye bir şey söz konusu bile değil. gecekondu dikmiyorsun ki sen koca santral dikiyorsun ona göre temel atarsın ona göre sızıntı yapacak yerlere silikon çekersin zor iş değil bu. yapımıda öyle çok pahalı falan değil. aksine çinden gelenler çok daha ucuza geliyor artık. bunun 30 yılda bir yenilenmesi de koca bir safsata. alet çalıştığı sürece gider. aslında söylemeyim söylemeyim diyorum ama aslında radyasyon diye bir şey de yok. o da uydurma. bir zamanlar * böyle karadeniz de radyasyon var çay içmeyin, fındık yemeyin falan diye bir şeyler yaydılar etrafa. bütün bunları bu satılmışlar yaptı. lan ne aldıysanız iki katını ben vereyim biraz vatanınızı milletinizi düşünün gittik sktiğimin ülkesinden çay aldık her yerde çay varken.
anlatılanların hepsi yalan. hatta bir kampanya başlatmak lazım. nükleer santral inşaatında çalışmak isteyen 100 bin işçi diye. herkes korkmadan gidebilmeli bu milli göreve. hatta vatan hizmeti olmalı radyasyon yok, kanser yok, ölüm yok. para da bol sigorta yapmıyorlarmış gerçi ama iyi para veriyorlarmış. gövdeleri göstermek gereklidir. hem karadeniz de yıllardır kanserden yani radyasyandan öldüğü iddia edilen insanların da ölüm nedenlerinin çernobil olmadığını ispatlatmak gerekir. bir de bu insanlar yok rüzgar bize yeter falan diyorlar. bizim evin orda hiç rüzgar esmez kuytu bir yerde. güneşte bir gün çıksa ertesi gün yok ee napıcaz bir gün elektirik kullanıp bir gün kullanmayacakmıyız. **. başka bir şey daha: güneş kışın beni ısıtmıyor benim evimi nasıl ısıtcak suyumu nasıl kaynatcak. bunlar solcu ütopyalar. hepsi satılmış bunların.
neyse ki türkiye kamuoyu öyle değil. bu konuda çok duyarlı. birincisi zaten taşlık alanayapacağı için depremden etkilenmeyecek. sonra gizli ajanlarla sistemi bozmaya çalışan çakallara karşı halkı örgütleyecek. zaten bunu yapacak kadar yabancı şirkette var cebimizden tek kuruş çıkmayacak.* anlayacağımız türkiye nükleer santral yapılmayacak son ülke. bu gerizekalılar da bir kaç kişinin daha beynini yıkamaya çalışıyorlar. ama kanmaz bu halk böyle şeylere. tarih boyunca neler gördü bu üstün ırk. bilmez o gavurlar. nükleer santralde kuracağız, silahlarda üreteceğiz, kanser kalıp sakat çocuklarda doğuracağız. tertemiz cillop enerjimiz hayırlı uğurlu olacak yakında. o sakat kalan çocukların fotograflarına bakmadan çocuklar gibi şen olma zamanıdır...