nukleer enerjiye evet

entry33 galeri0
    26.
  1. gerçekten vatanını milletini seven bir kişinin söyleyeceği cümle. tersi ihanettir.
    3 ...
  2. 27.
  3. 28.
  4. dünyada yenilenebilir bu kadar enerji varken saçma ve cahilce söylem. yenilenebilir enerji pahalıymış mış... lan peki hayatınız bu kadar mı ucuz? dünyanın geleceğini hiç mi düşünmüyorsunuz? adamlar koca şehrin elektriğini güneş ve rüzgar enerjisi ile sağlıyorlar. bkz:

    http://www.technologyrevi...sites/spain/solar/p7.aspx

    --spoiler--
    This commitment has led to 70% of Navarra’s electricity generated from wind and solar alone.
    --spoiler--

    temiz enerji mümkün, yeter ki algıları değiştirelim.

    yok nükleer santral yapılsın derseniz de insanlar kazım koyuncu gibi kanserden ölünce zırlamayın.
    0 ...
  5. 29.
  6. evet çünkü nükleer enerji bu ülke için olmazsa olmazdır. söylenenler çok büyük oranda satsafadır. nükleer e evet ama doğru yapılan son teknoloji kullanılan denetimleri en üst düzeyde olan nükleer e evet.

    dünyada nükleer santraller azalıyor herkes elinden çıkartmaya çalışıyor

    - yalan.
    dünyadaki nükleer santraller 1960’lar da yapılmaya başlanmış hızla artarak şu anda 443 âdete ulaşmıştır. ayrıca inşâ halinde 28 adet, sipariş aşamasında ise 64 adet nükleer santral vardır. projelendirme aşamasında ise 158 ns vardır. batıda nükleer santrali olmayan ülke yok gibidir.

    yıllara göre nükleer santral adetleri ise: 1979'da 81, 1980'de 244, 1985'de 365, 1990'da 419, 2000'de 436, 2006'da 443'dür. 2005 yılına kadar dünyada ekonomik ömrü dolan ve dolayısı ile kapatılan santral sayısı ise 95 adettir.

    - abd ve avrupa nükleer santral yapımından vazgeçmemiştir!

    finlandiya’da nükleer santral inşaatı devam etmekte ise de ab içinde elektrik üretimi ortalama %32'dir. fransa’da ise 2 yeni santral devreye alınmıştır ve %80 elektriği nükleerden elde etmeye başlamıştır. amerika ise 103 nükleer santral ile dünya lideridir. kanada ise 18 santrale sahiptir. i̇htiyaçları kadar yapmaları ve şu anda yapmamalarını “vazgeçtiler” olarak yorumlamak en azından bilimsel değildir, inandırıcı da olamaz. abd’nin son 10 yıldır uçak gemisi ya da nükleer denizaltı yapmamasını benzer düşünenlerin “artık abd ordusunu tasfiye ediyor” şeklindeki yorumuna benzetilebiliriz.
    elbette avrupa da nükleer santrallerin yapım adetlerinin düşmesi ne denli doğal ise doğuda da nükleer santral yapımının hızlanması aynı şekilde doğaldır. çünkü sanayi üretimi artık doğuya kaymış, çin, japonya, g.kore, tayvan üretimleri, dünyaya ucuzlukları sayesinde hâkim olmuştur. bu da ucuz enerjiden geçen bir yoldur. bu durum ayrıca avrupa’daki enerji talebinin gerilemesine de neden olmaktadır. örneğin i̇ngiltere’nin sahip olduğu gemi ve çelik endüstrisi genelde kore’ye kaymış, bu nedenle i̇ngiltere’de düşen elektrik talebine karşılık g.kore'de tam tersi artan enerji talebi olarak ortaya çıkmıştır. g.kore halen 20 nükleer santrale sahip olup 1 adedi de inşa, 7 adedi de proje safhasındadır. g.kore ve japonya dünyada kendi olanakları ile nükleer santrali yapabilen iki uzak doğu ülkesidir. 2006 ocak itibari ile i̇nşası devam eden 21 adet nükleer santralden sadece i̇ki̇ adedi avrupa’dadır. romanya ve finlandiya. diğerleri ise 8’i hindistan, 4’ü rusya, 2’si çin, 2’si tayvan, birer adetler ile g.kore, pakistan, i̇ran ve japonya'dır.

    -yenilenebilir (alternatif) kaynaklar enerji sorununu çözer efsanesinin doğrusu

    bunu kolay anlayabilmek için önce elektrik enerjilerinin sınıflandırması ve elde edilmesindeki bilimsel kriterleri tanımlamak gerekir.

    ¦ elektrik enerji üretim kaynakları nelerdir?

    elektrik enerjisi üretim kaynakları i̇ki̇ ana başlık altında ifade edilir.

    1. ana enerji (birincil, baz, temel) kaynaklar.
    2. yenilenebilir (alternatif) enerji kaynakları.

    ana enerji kaynakları 3 çeşittir.

    ¦ su enerjisine hidrolik enerji olarak bilinir,
    ¦ kömür, petrol ve gaz enerjisine termik enerji olarak bilinir,
    ¦ çekirdek enerjisine de nükleer enerji olarak bilinir.

    alternatif (yenilenebilir) enerji kaynakları ise çok çeşitlidir.

    ¦ rüzgar, güneş, jeotermal, biomas, güneş pilleri,deniz dalga ve gel-git olayı vb.

    alternatif enerji kaynakları ana (birincil, baz) enerji kaynakları yerine ikame edilemez. çünkü ana enerji kaynaklarının en önemli ölçütlerinden birisi olan “sürdürülebilirlik” ilkesini alternatif enerji kaynakları sağlamakta başarısız olmaktadırlar. bu yüzdendir ki kesintisiz ve hiçbir şarta bağlı olmaksızın elde edilebilen enerji türüne ana enerji (birincil) kaynakları denilmektedir. alternatif zaten kelime olarak; “yeni seçenek” veya “yerine kullanılabilen” anlamı taşımaktadır. ana enerji (birincil) kaynak kıstasları;

    1. sürekli üretilebilmesi (süreklilik–sürdürülebilirlik ilkesi)
    2. seviyeyi ayarlayabilmek (kontrol edilebilirlik)
    3. depolanmayı gerektirmemektir.

    i̇şte yenilenebilir (alternatif) enerji kaynakların da bu ölçütleri bulamazsınız. örneğin güneş veya rüzgâr enerjisinde bu üç kriterin karşılanması olası değildir. şöyle ki;

    a. sürekli üretim yapamazsınız çünkü güneş veya rüzgar ortadan kalkınca enerji üretimi yapılamaz. sistem beklemeye geçer. ana enerji kaynakları derhal devreye girerek üretim ve süreklilik devam ettirilir.

    b. enerji üretimini voltajı ve frekansı ayarlamanız için ek yatırım gerektirir.

    c. depolama gerektirir. rüzgar enerjisi doğru akım olarak akülerde biriktirilerek ve sonra değişken akıma çevrilerek kullanılır, güneş enerjisi de depolarda su olarak biriktirilmek zorundadır.

    dünya yüzyıldır yapılan savaşlara enerji̇ savaşlari denilmektedir ve elbette doğrudur. ancak bu savaşların sadece bi̇ri̇nci̇l yani, ana enerji kaynakları üzerinde yapıldığını unutmayalım. yani strateji̇k özelliği de vardır. alternatif kaynaklarda stratejiklik özelliği yoktur, enerji darboğazında geçici kaynaklar olarak hizmet yaptıkları gibi sağladıkları enerji ile de elektrikten tasarrufa neden olmaktadırlar. kısaca tasarruf edilen enerjide kazanılmış bir enerjidir. aklı başında hiçbir kimse yenilenebilir enerji kaynaklarını ihmal edemez, yok varsayamaz. sadece “ana enerji kaynaklarının yerine konulması” gibi bilimsellikle ilgisi olmayan cümlelere itibar edilmemesi gerektiğini belirtmek zorundayız.
    * ~http://www.nukte.org ~
    2 ...
  7. 30.
  8. altına imzamı atacağım söylemdir.
    1 ...
  9. 31.
  10. kontrollü kullanılırsa en temiz güç olan nükleerin türkiye için önemi enerjisinden çok prestijindedir.
    kıcı boklu ermenistan bile 2. yi yaparken biz hala abd ve greenpeace oyunlarıyla oyalanıyoruz linyitlerimizi elektrik için telef ediyoruz.
    olmaz azizim. olmaz.
    0 ...
  11. 32.
  12. Buna hayır diyenleri anlamak mümkün değil. arkadaşım senin kullandığın doğalgaz çevrim santralleri tam 8 milyar dolarlık doğalgaz yakıyor her sene. üstelik bu da yetmezmiş gibi doğalgaz çevrim santrallerinin olduğu yörelerde hava 2-3 derece ısınıyor, bitki örtüsü değişiyor, çoraklaşma başlıyor.

    Şimdi gelin bi hesap yapalım.
    türkiye'nin kuracağı 2 santralin maliyeti: 44 Milyar dolar.
    türkiye'nin elektrik üretmek için harcadığı doğalgaz parası: 8 milyar dolar.
    44/8 = 5,5
    5,5 yılda kurulumunu amorti edecek bir sistemden bahsediyoruz ki 10 milyon dolarlık sarı pastayla bu santraller 1 yıl elektrik üretebilmekte.

    elin amerikalısı, fransızı, japonu mal bi biz zekiyiz demi?
    bugün bu ülkede birileri ciyak ciyak nükleere hayır diye ötüyorsa sadece enerji lobileridir. Bunun farkında olmak gerek. Bana kalırsa da 2 değil en az 20 nükleer santral kurmak gerek.
    1 ...
  13. 33.
  14. Türkiye’nin enerji faturası giderek kabarıyor. Geçtiğimiz yıl ithalat için ödenen her 100 doların 22,36 doları enerji ürünlerine gitti.
    Türkiye’nin geçen sene ithalat için ödediği her 100 doların 22,46 doları enerji ürünleri için harcandı. Türkiye istatistik Kurumu (TÜiK) verilerinnden yapılan derlemeye göre, ihracatın yüzde 18,5 artışla 134 milyar 954 milyon dolara ulaştığı, ithalatın ise yüzde 29,4 artışla 240 milyar 833 milyon 236 bin dolara ulaştığı 2011 yılında, enerji faturası bir önceki yıla göre yüzde 40,56 oranında artarak 54 milyar 113 milyon 489 bin dolar oldu.

    Enerjinin toplam ithalattaki payı yüzde 22,46 olurken, ithalat faturasının beşte birden fazlasını enerji ürünleri ithalatı oluşturdu. Geçen sene bir önceki seneye göre enerji ürünlerine 15 milyar 616 milyon 260 bin dolar daha fazla bedel ödeyen Türkiye, ithalat ettiği her 100 dolardan 22,46 dolarını enerji ürünlerine harcadı.

    Türkiye’nin ithal enerji faturası küresel krizin etkisiyle ekonomide ciddi bir daralma yaşanan 2009 yılındaki (29 milyar 905 milyon 305 bin dolar) küçülmenin ardından, krizden çıkış yılı olan 2010′da hızla büyümüş ve 38 milyar 497 milyon 229 bin dolara ulaşmıştı.

    Türkiye’nin enerji faturası; 2008 yılında 48 milyar 281 milyon 193 bin dolar, 2007 yılında 33 milyar 883 milyon 135 bin dolar, 2006 yılında 28 milyar 859 milyon 98 bin dolar, 2005 yılında 21 milyar 255 milyon 586 bin dolar, 2004 yılında 14 milyar 407 milyon 288 bin dolar, 2003 yılında 11 milyar 575 milyon 69 bin dolar, 2002 yılında ise 9 milyar 203 milyon 888 bin dolar olmuştu.

    Böylece ülkenin son 10 yılda sadece enerji ithalatına ödediği bedel 289 milyar 981 milyon 280 bin dolara ulaştı.

    Kısaca ülkenin Dış ülkelere ödediği paranın %22.46 sı enerjiye gidiyor siz düşünün artık .
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük