nuh tufanı

    3.
  1. Hemen her kültürde yer aldığını gördüğümüz Nuh Tufanı, Kuran 'da anlatılan kıssalar arasında, üzerinde en çok durulanlardan biridir. Hz. Nuh'un gönderildiği kavmin uyarılara ve öğütlere kulak asmaması, gösterdikleri tepkiler ve olayın meydana gelişi birçok ayette detaylarıyla anlatılır.

    Andolsun, Biz Nuh 'u kendi kavmine gönderdik, o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulmetmekte devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi. (Ankebut Suresi, 14)

    Hz. Nuh, Allah 'ın ayetlerinden uzaklaşarak O'na ortaklar koşan kavmini, sadece Allah'a kulluk etmeleri ve sapkınlıklarından vazgeçmeleri konusunda uyarmak amacıyla gönderilmişti. Hz. Nuh, kavmine Allah'ın dinine uymaları konusunda defalarca öğüt verdiği ve onları Allah'ın azabına karşı birçok kez uyardığı halde, onlar Hz. Nuh 'u yalanladılar ve şirk koşmaya devam ettiler. Müminun Suresi'nde, Nuh Kavmi'nde gelişen olaylar şöyle anlatılıyor:Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik. Böylece kavmine dedi ki: 'Ey Kavmim, Allah'a kulluk edin. O'nun dışında sizin başka ilahınız yoktur, yine de sakınmayacak mısınız?'

    Bunun üzerine, kavminden inkâra sapmış önde gelenler dediler ki: 'Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir. Size karşı üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah (öne sürdüklerini) dilemiş olsaydı, muhakkak melekler indirirdi. Hem biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz.'

    O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin.Rabbim' dedi (Nuh). 'Beni yalanlamalarına karşılık, bana yardım et. (Mü'minun Suresi, 23-26)

    Ayetlerde anlatıldığı gibi, kavminin önde gelenleri Hz. Nuh'u, onlara karşı üstünlük elde etmeye çalışmak, yani kişisel çıkarlar aramak gibi basit bir suçlamayla karalamaya çalıştılar ve ona "deli" damgası vurmak istediler. Ve onu gözetlemeye, baskı altında tutmaya karar verdiler.Bunun üzerine Allah Hz. Nuh'a, inkar edip zulmedenlerin suda boğularak azaplandırılacağını ve iman edenlerin kurtarılacağını haber verdi.

    Sözü edilen azap vakti geldiğinde, yerden sular ve coşkun kaynaklar fışkırdı ve bunlar şiddetli yağmurlarla birleşerek dev boyutlu bir taşkına neden oldu. Allah, Hz. Nuh'a "onun içine her ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş onlanlar dışında olan aileni de alıp koy" (Mü'minun Suresi, 27) emrini verdi ve Hz. Nuh 'un gemisine binmiş olanlar dışında -Hz. Nuh 'un, yakındaki bir dağa sığınarak kurtulacağını sanan "oğlu" da dahil olmak üzere- tüm kavim suda boğuldu. Tufan sonucunda sular çekilip, ayetin ifadesiyle "iş bitiverince" de gemi, Kuran'da bildirildiğine göre, Cudi 'ye -yani yüksekçe bir yere- oturdu.

    Yapılan arkeolojik, jeolojik ve tarihi çalışmalar olayın Kuran 'da anlatıldığı şekilde meydana geldiğini göstermektedir. Eski çağlarda yaşamış birçok uygarlığa ait tabletlerde ve elde edilen birçok tarihi belgede, tufan olayı, kişi ve yer isimleri farklılık gösterse de, çok büyük benzerliklerle anlatılmış ve "sapkın bir kavmin başına gelenler" bir ibret kaynağı olarak çağdaşlarına sunulmuştur.

    Tufan olayı, Tevrat ve incil 'in dışında, Sümer, Asur-Babil kayıtlarında, Yunan efsanelerinde, Hindistan'da Satapatha, Brahmana ve Mahabharata destanlarında, ingiltere 'nin Galler yöresinde anlatılan bazı efsanelerde, iskandinav Edna efsanelerinde, Litvanya efsanelerinde ve hatta Çin kaynaklı öykülerde birbirine çok benzer şekillerde anlatılır.

    Birbirinden ve Tufan bölgesinden hem coğrafi hem kültürel olarak bu kadar uzak kültürlerde, Tufan 'la ilgili bu denli detaylı ve birbiriyle uyumlu bilgi nasıl yerleşmiş olabilir?

    Sorunun cevabı açıktır: Eski dönemlerde birbirleriyle ilişki kurmuş olmaları imkansız olan bu toplumların yazıtlarında aynı olaydan bahsedilmesi, aslında bu insanların bir ilahi kaynaktan bilgi aldıklarını gösteren açık bir kanıt durumundadır. Görünen odur ki, tarihin en büyük helak olaylarından biri olan Tufan, farklı uygarlıklara gönderilen birçok peygamberler tarafından ibret için anlatılmış ve bu şekilde Tufan 'la ilgili bilgiler çeşitli kültürlere yerleşmiştir.

    Bununla birlikte, Tufan olayı ve Nuh Kıssası birçok kültür ve dini kaynaklarda anlatılmasına rağmen, kaynakların tahrif edilmesi veya yanlış aktarma ve kasıtlar sebebiyle birçok değişikliğe uğramış, aslından uzaklaştırılmıştır. Yapılan araştırmalardan, temelde aynı olayı anlatan ancak aralarında birtakım farklılıklar da bulunan Tufan anlatımları içinde, eldeki bilimsel bulgulara uygun yegane anlatımın Kuran 'daki olduğunu görüyoruz. Nuh Tufanı, Kuran 'ın pek çok ayetinde anlatılır. Aşağıda, olayın gelişim sırasına göre ayetler derlenmiştir.
    12 ...
  2. 4.
  3. Hz. Nuh 'un, Kavmini Dine Davet EdişiAndolsun, Biz Nuh 'u kendi kavmine gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım." (A'raf Suresi, 59)

    Hz. Nuh "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah 'tan korkup sakının ve bana itaat edin." (Şuara Suresi, 107-110)

    Andolsun, biz Nuh 'u kendi kavmine gönderdik. Böylece kavmine dedi ki: Ey Kavmim, Allah 'a kulluk edin. Onun dışında sizin başka ilahınız yoktur, yine de korkup-sakınmayacak mısınız? (Müminun Suresi, 23)

    Hz. Nuh 'un, Kavmini Allah 'ın Azabına Karşı UyarmasıHiç şüphesiz Biz Nuh 'u: Kavmini, onlara acı biz azap gelmeden evvel uyarıp korkut diye kendi kavmine gönderdik. (Nuh Suresi, 1)

    Hz.Nuh "Artık siz, ileride bileceksiniz. Aşağılatıcı azap kime gelecek ve sürekli azap kimin üstüne çökecek." (Hud Suresi, 39)

    Hz.Nuh "Allah 'tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım." (Hud Suresi, 26)

    Kavmin Hz. Nuh 'u Yalanlaması Kavminin önde gelenleri? "Gerçekte biz seni açıkça bir 'şaşırmışlık ve sapmışlık içinde görmekteyiz" dediler. (A'raf Suresi, 60)

    Dediler ki: "Ey Nuh, bizimle çekişip-durdun, bu çekişmede ileri de gittin. Eğer doğru söylüyorsan bize vadettiğini getir (görelim.)" (Hud Suresi, 32)

    Gemiyi yapmaktaydı. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu. O: "Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizlerle alay edeceğiz" dedi. (Hud Suresi, 38)

    Bunun üzerine, kavminden küfre sapmış önde gelenler dediler ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir. Size karşı üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah (öne sürdüklerini) dilemiş olsaydı, muhakkak melekler indirirdi. Hem biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz. O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin." (Müminun Suresi, 24-25)

    Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuzu yalanladılar ve "delidir" dediler. O, baskı altına alınıp engellenmişti. (Kamer Suresi, 9)

    Hz. Nuh'a Uyanların Küçük Görülmeleri
    Kavminden, ileri gelen inkarcılar: "Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz; sana, sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, biz sizi yalancılar sanıyoruz" dedi. (Hud Suresi, 27)

    Dediler ki: "Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?" Dedi ki: "Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur. Onların hesabı yalnızca Rabbime aittir, eğer şuurundaysanız (anlarsınız). Ve ben mümin olanları kovacak değilim. Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcı-korkutucuyum." (Şuara Suresi, 111-115)

    Allah 'ın Hz. Nuh 'a Üzülmemesini Hatırlatması Nuh 'a vahyedildi: "Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme." (Hud Suresi, 36)

    Hz. Nuh 'un Duaları
    Hz.Nuh "Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan müminleri kurtar." (Şuara Suresi, 118)

    Sonunda Rabbine dua etti: "Gerçekten ben yenik düşmüş durumdayım. Artık sen intikam al." (Kamer Suresi, 10)

    Hz.Nuh Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kavmimi gece ve gündüz davet edip durdum. Fakat benim davet etmem, bir kaçıştan başkasını arttırmadı." (Nuh Suresi, 5-6)

    Hz.Nuh "Rabbim" dedi. "Beni yalanlamalarına karşılık, bana yardım et." (Müminun Suresi, 26)

    Andolsun, Nuh Bize (dua edip) seslenmişti de ne güzel icabet etmiştik. (Saffat Suresi, 75)

    Geminin Yapılışı Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulme sapanlar konusunda da Bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda-boğulacaklardır. (Hud Suresi, 37)

    Hz. Nuh 'un Kavminin Suda Boğularak Helak Olması Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi. (A'raf Suresi, 64)

    Sonra bunun ardından geride kalanları da suda-boğduk. (Şuara Suresi, 120)

    Andolsun, "Biz Nuh 'u kendi kavmine gönderdik, o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulmetmekte devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi." (Ankebut Suresi, 14)

    "Böylece onu ve onunla birlikte olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların da kökünü kuruttuk." (A'raf Suresi, 72)

    Hz. Nuh'un 'Oğlunun' da Helak Olması
    Kuran'da, Tufan'ın başlangıcında Hz. Nuh ile onun oğlu arasında geçen bir diyalog şöyle anlatılır:

    (Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) içinde yüzmekteyken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi: "Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kafirlerle birlikte olma." (Oğlu) Dedi ki: "Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur." Dedi ki: "Bugün Allah 'ın emrinden, esirgeyen olandan başka bir koruyucu yoktur." Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu." (Hud Suresi, 42-43)

    Tufan 'dan "Mümin`lerin Kurtulmaları Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları yüklü gemi içinde kurtardık." (Şuara Suresi, 119)

    Böylece Biz onu da gemi halkını da kurtardık ve bunu alemlere bir ayet kılmış olduk. (Ankebut Suresi, 15)

    Tufan'ın Fiziksel Özellikleri;
    Biz, bardaktan boşanırcasına akan bir su ile göğün kapılarını açtık. Yeri de coşkun kaynaklar halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı birleşti. Ve onu da tahtalar, çiviler üzerinde taşıdık. (Kamer Suresi, 11-13)

    Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle.' Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti." (Hud Suresi, 40)

    (Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) içinde yüzmekteyken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi: "Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kafirlerle birlikte olma." (Hud Suresi, 42)

    Böylelikle Biz ona: "Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş onlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır" diye vahyettik. (Müminun Suresi, 27)

    Geminin Yüksekçe Bir Yere OturmasıDenildi ki: "Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut." Su çekildi, iş bitiriliverdi, (gemi de) Cudi üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da: "Uzak olsunlar" denildi. (Hud Suresi, 44)

    Tufan Olayı'nın ibret Verici Olması;
    Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide Biz sizi taşıdık; Öyle ki, onu sizlere bir ibret kılalım. Gerçeği belleyip kavrayabilen kullar da onu belleyip kavrasın. (Hakka Suresi, 11-12)

    Alemler içinde selam olsun Nuh'a. Gerçekten Biz ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandı. (Saffat Suresi, 79-81)
    6 ...
  4. 5.
  5. bahsi geçen tufan o bölgeye ait bir sel felaketi olup, kullanılan "cudi" ifadesi arapçada "yüksek tepe" anlamına denk gelir. dağ değildir, cudi dağı hiç değildir, ağrı'ysa konuyla alakasızdır.

    ve yine kuran'da bahsedildiği gibi tüm felaketler bunu hakeden ve peygamber gönderilen bölgeye mahsustur. sadece o bölgede vukuu bulur.

    mezopotamya bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda, nuh kavminin yaşadığı bölgenin üzerindeki çamur katmanları, çok büyük bir sel felaketi sonrası bu büyük şehirlerin yok olduğunu, metrelerce toprak altında kaldığını ispat etmiştir.

    kullanılan gemideki çiftler halinde olan hayvanlar da sel felaketinden sonra aynı bölgede yaşamlarını idame ettirecek ve yeni bir düzen kurabilecek kadardır, genellikle çiftlik hayvanlarıdır. yani tüm hayvanlardan zaten ikişer adet olamaz.

    incil ve tevrat'ta olay tüm dünyada olmuş gibi lanse edildiğinden ve her hayvan türünden ikişer adet gemiye bindirildiği anlatıldığından, bilimadamlarından bazıları bu olayı çürütmeye çalışmıştır. halbuki olayın aslı gayet basittir.
    6 ...
  6. 1.
  7. asureyi bize kazandıran tufan.
    6 ...
  8. 9.
  9. Olduğuna dair verilerin ve kanıtların bulunduğu olaylarından biridir. Ancak elbette daha derinlemesine araştırılması gerekmektedir.

    Bilimsel nutuklar atanlar, hangi bilimsel veriye dayanarak bu olayın olmadığına hükmediyorlar şaşılacak bir durumdur. Sanırım kendi içinde çelişkiye düşmek bu olsa gerek!
    4 ...
  10. 17.
  11. kuran'daki anlatımı ısrarla görmezden gelinen olaydır. insanların tüm bildikleri incil ve tevrat'ın anlatımlarına dayanmaktadır. maalesef müslümanlar bile bu mitleri gerçek kabul edip anlatmaktadır. bu iki kitabın anlatımının ne kadar sorunlu olduklarını anlatmanın yeri burası değildir. tevrat'ın verdiği detaylar pek çok insanın aklına hikaye ilgili şüpheler oluşmasına neden olmaktadır ve oluşması da gayet normaldir. geminin ölçüleri, her çift hayvandan birer tane alındığı iddiası, tufanın evrensel ölçekte olması. vs vs...

    oysa, kuran'da evrensel bir tufandan söz edilmez. yani aslında nuh tufanı her nerede meydana geldiyse sadece orayı etkileyen büyük ölçekli bir felaketti.

    nuh'un yaptığı gemi kendi zamanının teknolojisi ile işçiliğinin elverdiğinin ötesinde değildir, olamaz da...

    kuran'da gemiye bütün hayvanların alınmasından söz edilmez. çünkü ortada tüm hayvan soyunu yok edecek bir küresel felaket yoktur. alındıysa bile bu, tevrat'ın abarttığı şekilde her hayvandan bir çift şeklinde değildir. muhtemelen o bölgede insanların en çok kullandığı büyük ve küçük baş hayvanlardan bir kaçıydı.

    kuran gemin cudi'ye oturduğunu söyler. bu cudi'nin bu gün bildiğimiz cudi dağı olup olmdığı meçhuldür. zira cudi kelimesinin farklı anlamları da olabilir, vardır da...ayrıca tevrat'ın ağrı dağından söz etmesiyle ilgili şöyle bir açıklama da mecuttur.

    eski süryanice'de kardû olarak bilinen bu dağ, van gölü bölgesinde, bugünkü suriye'nin el-cezîre eyaletinin merkezi olan ibni ömer cezîresi adındaki şehrin takriben yirmibeş mil kuzey batısındadır. ağrı dağı'nın değil de sözü geçen bu dağın hz. nûh'un gemisinin oturduğu dağ olarak şöhret bulmasını sağlayan mezopotamya'nın sözlü geleneğidir... hz. nûh'un gemisinin oturduğu yerin burası olarak gösterilmesi, şüphesiz, babil efsanesine dayanmaktadır (encyclopaedia of islam i, 1059). ama hatırlanmalıdır ki, ararat ismi (asurcası urartu) bir zamanlar cûdî dağı'nı da içine alacak tarzda van gölü'nün güneyine kadar bu bölgenin tamamı için kullanılıyor olabilir: kitâb-ı mukaddes'deki; gemi ararat dağlarının üzerine oturdu (tekvîn viii, 4); ifadesi de bununla açıklamasını buluyor.

    muhammed esed meali hud 44 ayetinin yorumundan.

    bu hikaynein sümer ve babil kaynaklarında da olduğu ve dolayısıyla kutsal kitapların onu oradan aşırdığı şeklindeki iddia ise saçmadır. nedeni ise nuh'un tüm bunlardan daha eski olmasıdır. eğer böyle bir felaket yaşandıysa ve muhtemelen de o bölgede meydanda geldiyse babil ve sümerlerin bundan haberdar olması son derece normaldir. tevrat'ta verilen tarihler bu karışıklığa neden olmuştur ki kuran'da böyle detaylar yoktur.

    kuran'da hud 40. ayatte gemiye birer çift alınması ifadesi geçer.

    muahmmed esed yorumu:
    zevc terimi, öncelikle çift oluşturan şeylerden, varlıklardan ya da kişilerden her biri anlamına gelmekle birlikte, çift, anlamında da kullanılmaktadır. buradaki ifade akışı içinde ilk anlamıyla kullanıldığı açıktır; sonuç olarak da, min kullin zevceyn isneyn ifadesi için yapılabilecek en uygun çeviri yukarıdaki gibidir. hz. nûh'a gemiye alması buyurulan hayvanlara gelince, bununla kitâb-ı mukaddes'de anlatıldığı gibi, yeryüzündeki bütün hayvanların değil, fakat hz. nûh'un hâl-i hazır elinde bulunan evcil hayvanların îma edildiğini düşünmek yerinde olur.

    edip yüksel yorumu
    nuh'un gemisi, birbirine bağlanmış kütüklerden ibaret basit bir gemiydi (54:13). tufan ise, nuh'un halkıyla, ölü deniz bölgesiyle sınırlı idi. gemiye alınan hayvanlar ise nuh'a ait çiftlik hayvanlarıydı. hikayeci din adamları, gemiyi, tufanı ve hayvanların sayısını abartmışlardır.
    3 ...
  12. 49.
  13. 43.
  14. Sümerlerin yaşadığı bölge mezoptomya da yapılan kazılarda toprağın hafif balçık şeklinde olduğu yerler bulunmuştur dediklerine göre bu toprak ancak büyük bir su taşkını ile bu vaziyete gelebilir

    Bana göre pangea parçalanması bu olaydır.
    2 ...
  15. 29.
  16. bir elamet geldi uuuuuuuuuuuuuu.
    2 ...
  17. 56.
  18. birkaç insan ile birçok hayvandan erkek ve dişi olmak üzere her türden 1 çift gemide olmaları sebebiyle bunlar hariç diğer canlıların boğulduğu tufandır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük