nuh a gemi resimleri

entry4 galeri0
    4.
  1. vurucu hem de çok vurucu bir cahit koytak şiiri. sözleri ile bir an bile olsa bilincimizin kendini bulmasına izin vermiyor. muhteşem kelimesini sonuna kadar hakeden bir baş yapıt.
    1 ...
  2. 3.
  3. ııı

    nasıl da tükenmişiz biz yolcular
    mağrur perçemlerimizden tutulmuş
    göğüslerimiz kurumuş
    erimiş hançeremiz
    göz oyuklarımıza
    batan şehirlerin kumu dolmuş

    asık suratlarla geçiyoruz koridorları
    yorgun / inançsız
    günbatımının tabanıyla ezilmiş
    gözden çıkarılmış
    peygamber katleden kavimler gibi

    ve eriyip akıyoruz
    sulardan dışarı
    yorgun develerimizin
    biçimsiz atlarımızın üzerinde
    mağlup omuzlarımıza sitemle
    göğün ağırlığını indiren
    gözdağı veren
    meş'um çığlıkları içinde
    sahra kuşlarının
    0 ...
  4. 2.
  5. ıı

    eğilip taşgemiden bakıyorum şimdi
    bozbulanık akşam saatlerinden geçen
    silinmiş istim almış - iskelede
    bekliyor gemi
    çelik kasların sabrıyla öyle masum ve davetkâr
    bütün yükümüzü almaya hazır
    yüzlerimizi çukurlaştıran hüznü
    zırhlarımızı ağırlaştıran
    önce kuşlarımızı uçurup dallarımızı budayıp
    gövdelerimizi soyan
    sonra her boya uygun
    bir çarmıh mıhlayan.
    (çarmıh mı dedim, bağırdım mı?
    bunu yolcular duydu mu?
    göğüslerine indirip kafataslarını
    mahzende uyuklayan şehirliler:
    mezar komşularımız
    beşkırkbeş vapurunun lahûtî figürleri
    şişko tezgâhtarlar ebedî kızlar daktilolar
    terziler hünsa çıraklar simsarlar
    memurlar kâhinler duahanlar
    gözlemci melekler
    ve öteki ruhaniler

    ufuktan belâlanmış kavimler geçiyorlar
    yoksul günümüzün dumanları içinde
    kaynıyor yukarda kazan
    kaynıyor ve taşıyor - melekler
    sirkeciye açılan sokaklara boşaltıyorlar onu
    insan eti kokan ucuz otellerden
    piyango gişelerinden plakçılardan
    sızan cinneti
    yarı bizans yarı taşra kılan akşamı
    bu borulara üflenen dakikalar
    kanallardan üstgeçitlerden taraçalardan
    toprağın altından, ta yedi şehir aşağılardan
    sızan fışkıran akan şehirliler
    mezar komşularımız

    ne serin avlularda göç-ricat hutbeleri
    ne inzarcı divaneleri kavmin
    ne de 'şehrin ta ucundan koşarak gelen haberci'
    hiç biri

    uykunun karanfil kokulu
    şerbetiyle ıslanmış bıyıkları
    şehre inince küçülen omuzları
    ve sıkılgan elleriyle
    insanın dayısına benzettiği
    köylüler de yok artık
    hepsi geminin karanlık mahzenine gömüldü
    topkapı minibüsleri yuttu onları.
    0 ...
  6. 1.
  7. bir cahit koytak şiiri. altı bölümden oluşmakta.

    ı

    gençtim şiire hevesim vardı
    büyük sözlerden utanmıyordum henüz
    alnım kırış kırıştı daha o yaşta
    bir nalbant çırağı kadar sıkıntılıydım
    atların toynaklarını yonta yonta
    çöl gemileri yapıyordum
    uçan gemiler
    bej üstüne lacivert duygular
    bırakan ruhumda
    yelkenlerine su renginde atlar koşulmuş
    içimizin karanlığından türemiş
    sayısız hayaletin
    mağripli cinlerin isimsiz ifritlerin
    kum üstünde iterek yürüttüğü
    can sıkıntısı ve boğuk neşidelerle yüklü
    sahra gemileri
    kaleleri yıkan
    şehirleri ehramları yutan
    şiir sefineleri...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük