Bazi kesimlerce ilk basta sihirbazin ciragi olarak akla cagristiran bir filmdir. O yuzden bir cok insan tarafindan " pehh, yine mi ayni dizi. " diyerek izlemedi.
sikim gibi filmdir. o göz ne, göze girince ne sike derman oluyor, o adamın gözü kurma aşamaları ve bunun diğerlerine etkisi ne gibisinden zilyon tane cevapsız soru var. senaryo çok fazla oldu-bittiye getirilmiş. şöyle de bir handikap var. film lan bu aq. sihir göstererek, ilüzyon yaparak bir yere varamazsın zira dağı adamın götüne de sokabilirsin, çünkü en nihayetinde bu bir film. önceden de denmiş, the prestige de sihirli mihirli filmdi ama bu filmi düz yatırır ters..öhöm. kadrosunun yarattığı beklentiyi karşılayamayan ve zaten büyük ihtimalle kadronun ekmeğini yemeyi amaçlayan film.
izlenir bence. uzun zamandır hep aynı klişe senaryolardan gına gelmişken bunu izlemem iyi oldu. beynimin çalıştığını hissettiğim tüm filmleri seviyorum.
filme inception, the usual suspects ve biraz da limitless hızı ve çekiciliğinde girseler de ilk 70 dakikadan sonra falan biraz baymaya başladığını hissediyorsunuz. yani 2 saatlik filmi ikiye ayırabiliriz bu önermede. ilk 70 dakikalık bölümde sihirbazların olayı, yaptığı iş, kel kafalının aforizma-felsefe tadındaki konuşmaları falan gerçekten filme çekiyor insanı. ancak dediğim ilk kısımdan sonra sarışın fransız ablamızla* kirli sakallı herif*'in çoğu zaman birbirleriyle geçen ikili diyaloğu bayağı bir sıkıcı geliyor. finali de bir güzel sıvamışlar. yani kusura bakmasın hiçkimse, ama saatte 180 km/s hızla giden bir aracın finişi 50 km/s hızla geçmesi gibi olmuş.
yine de konunun ilgi çekici olması ve etkileyici efektlerinden dolayı şahsımdan geçer not almıştır.
alkollüyken izlediğim için hiçbir şey hatırlamıyorum şuan ama sonunda gizemli şahsiyetin kimliği bende bi eeııımhh hazımsızlığı yaratmıştı. lan filmin her sahnesine inandın buna mı takıldın dersen tamam lan tamam buna da kabul derim ama kapüşönün altında evladı değilde muhterem pederi olaydı daha bi güzel iyi olabilirdi sanki. beklenti oydu.
