en etkilendiğim kitaplardan biridir...quasimodo oradaki en çirkin en az kariyere sahip, ama en de adam gibi adamdır...
bu kitap için kadını en iyi tasvir eden kitaplardan biri derler...kadın, burada parası olan yakışıklı adama güvendiği için ölmüş, hiç beğenmediği, hatta iğrendiği zangoç ise onunla birlikte ölüme gitmekten geri kalmamıştır.
din adamı ise içlerinde en akıllı ama en içten pazarlıklı olanıdır.
ancak kitabın ana konusu- salt "aşk" tır...ve bu aşkı roman kahramanlarından sadece quasimodo kalbinde hissedebilmektedir. içlerinde hiçbir eğitim görmemiş olan ama tertemiz kalpli o çirkin yaratık, altın gibi bir kalbi olan bir "insan" dır...
quasimodo aşkını o unutulmaz "ama o bana su verdi" repliğiyle kestirip atar, hepimizin de ağzına sıçar...
roman yazılmış en üstün romanlardan birisidir...çok gerçekçi, hatta "korkutacak" kadar güçlü bir şekilde karakterleri tasvir etmektedir. ölümsüzdür, büyük bir romandır.
Romantizm akımının en baba örneklerinden biridir. Zaten yazarı da romantizmin en önde gelen ismidir. Okurken bazen kendinizi quasimodo gibi hissedebilirsiniz. insanı cidden duygusallaştıran bir eser. Çingene esmeralda ya aşık olan; aksak, kambur ve sağır quasimodo nun platonik aşkını anlatır. Romanın sonu birçok kişinin gözlerini sulandırmıştır, sulandırmaya da devam edecektir. Okunması gereken kitap. Orijinali çok uzun açıkçası eserin tıpatıp orijinalini tavsiye etmiyorum.
Muhteşem bir kitap. Fazlasıyla etkileyici. Aşka inanmayan bir insanı bile aşka körü körüne bağlayacak türden.
Rahip frollo' nun ölmesine bile sevinememiştim üzüntüden. Esmeralda' yı yalnızca quasimodo sevmişti esmeralda olduğu için. Quasimodo dışındakiler tamamen kendi çıkarlarını gözetiyorlardı. Bir insanın dış görünüşü önemli değildi. Bir insan başkaları gözünde canavar gibi görünürken bile kalbini tertemiz tutabilirdi. Onun, quasimodo' nun kalbi tertemizdi ve aşkı aşkın en saf hâliydi ancak kimse görememişti. Ah quasimodo, ne kadar mükemmelsin sen.
anlatılmaz yaşanır derler ya bazı şeyler için, işte bu kitap da bir benzeri; dinlenilmez okunur. Hissedilir.
"Sonraki kral 8. Charles Dönemi' nde, suçluların cesetlerinin atıldığı mahzen açılır. Mahzende bir kadına sarılmış hâlde kambur bir erkek cesedi vardır. Belli ki quasimodo burada esmeralda' nın ölü bedenine sarılmış ve ölümü beklemiştir. Onu sarıldığı iskeletten ayırmaya çalıştıklarındaysa quasimodo toza dönüşür."
Victor hugo, kurnaz, kurt bir yazardır, kitap kişisel olarak alındığında " aşk " hikayelerini anlatır, evet. Çok da güzel anlatır, pek içten anlatır, evet.
Ama sembolik olarak bakıldığında " halkları" "halk katmanlarını" anlatır !!
Quasimodo; halkın alt tabakasıdır!! En güçlü o' dur, ama en aptal da o' dur!! Ve "din" , siyasal dinciler ( rahip frollo) onu kontrol etmektedirler. Quasimodo bunu farketmemektedir. Ya da farketse bile farketmek işine gelmemektedir !! Çünkü az da olsa en kötüsü de olsa onu, rahip frollo kollamaktadır, Quasimodo çirkindir aptaldır, sakattır, ama o kötü de olsa kollanmak ona yeter, onu kaybetmek istemez.
Phoebus, orta sınıf halkı temsil eder, kendini halktan (üstelik de haklı olarak) üstün görür, kraliçe' ye kendini sevdirmek diye bir derdi vardır, bu emeline yaklaştıkça alçaklaşır, uzaklaştıkça insanlaşır !!
Esmeralda dünya özgürlüğünü, barışını temsil eder, ona en ulaşma yetisine sahip olan phoebus çok zengin olmayan, ama çok da yoksul da olmayandır. Ama o da " özgürlüğü" kraliçe için reddedecektir !! (Hani güzel bir ev almak için kredi çeker, 25 yıl onu öder, 25 yılın sonunda ev bizim olduğunda kansere yakalanıp geberir gideriz, de o yaşadığımıza " hayat" deriz ya, aynı o hesap işte!!) kraliçeye yakın olmak esmeralda ' ya ( özgürlüğe!!) yakın olmaktan daha cazip gelir bize, çünkü bizde " soylu" olacaamızı sanırız ( bunu sanarken, hugo ' nun tasvirleriyle " kötü adam" oluruz da farketmeyiz!!)
Esmeralda güzeldir, ama orospudur, herkesin olabilir, ama olmayabilir de!! Tıpkı özgürlük gibi.
Frollo, dini kullanarak bir yere gelmiş, dini kullanmanın çok işe yaradığını anlamış, elit bir kesimdir. insanları birbirine düşürür, kar payı onun olur, bunu yaparken " quasimodo" yu kullanır, quasimodo tutuklanır, ve frollo onu kurtarmak için hiçbi eylem gerçekleştirmez!!
Nasılsa " quasimodo" lar boldur!! Bu olmazsa, başkasını bulurum, havalarındadır.
işin garibi, quasimodo serbest bırakıldığında, bunu biliyor olmasına rağmen, gene rahibe koşacaktır!! Onu affedecektir!! ( Ne kadar tanıdık geliyo, öyle diil mi?!)
Ve heyhat notre dame!! Çok güzeldir, devasadır ve quasimodo ve onun gibilerin meskenidir! Çok rahat diildir belki, ama içinde kendini güvende hissedersin!! Sağlamdır çünkü!
Romansal sembolik!! Victor hugo çok büyük bir yazardır. En kritikçi yazarlardandır.
Tam Türkiye ' ye de uygun bir roman, notre dame ' ın kamburu...hugo türk olsaydı romanın adı "süleymaniye ' nin topalı" falan olacaktı.
Bu açıdan bakıldığında, gerçekten bu roman üstünde çok düşünülmüş, yazılmış en çarpıcı kitaplardan biridir.
Evet, "notre dame ' ın kamburu," halktır !! Çirkin, topal, kambur, sakat , aksak yürüyen, zincire vurulmuş, konuşup kendini ifade edemeyen...buna karşın aslında çok güçlü, çok da iyi niyetli, halk!!