fi tarihinde bir zamanlar yüzünüzde minicik gülümsemelerle 'o' şarkıyı söylerken sizde sessizce eşlik edersiniz yanıbaşında bu enfes şarkıya,aylar sonra 'o' yine aynı şarkıyı söylerken,gözyaşlarıyla uzaktan eşlik etmek de hiç fena değilmiş hani diyesiniz gelir.*
metallica degil metal sevmeyenlerin bile hayranlik duyduklari guzel bir bas yapit dinlediginizde yaninizda olan kisiye gore farkli seyler hissettirir aci verir mutlu eder ama guzeldir.
sözsüz piyano ile çalınan versiyonunun dinlenilmesi gerekendir. insanı dinlendirir, ruhunu arındırır sanki. boşluğa bırakmak gibi kendini. http://fizy.com/#s/1lys1e
iyidir hoştur da es kaza o gün bir yerlerde denk gelmiş dinlemişseniz akşama kadar vazgeçemezsiniz. sigara tiryakisinin o merete olan ilgisi gibi bir kaç kez art arda dinlemeyi istersiniz.
her lise öğrencisi türk erkeği ergenin bildiği, karı-kız düşürmek için ezberlemeye çalıştığı, her ortamda metallica'dan konu açıp "yauu nating els medırs da ne has şarkıdır, hele o girişi yokmu girişi, sanki bana giriyorlar..." gibilerinden saçmalıklara gark olduğu, "huleyn Allah'ına kadar yabancı müzik dinliyorum, hatta isimlerini de biliyorum" triplerine girdiği, şarkının ismidir. nerden mi biliyorum? tabii ki kendimden. *
metallica'nın siyah isimli albümündeki ve yıllardır hala hatırlanan şarkısıdır. bu şarkının sözleri bir adamın intihar mektubundan alınmıştır. klibinde de o mektup sık sık gösterilmiştir.
sene 1991 sıcak bir ağustos günü, o zamanlar hırçın ergeniz ya metalci ya acid cisindir, ben tercihimi metalden yana kullanmışım * müzik cd leri henüz korsan basılamıyor, haddinden fazlaca pahallı, neyse orta ikide bir metalci heyecanıyla metallicanın son albümünü almak için kumbarayı patlatmışım, kızılay kanafil sokakta soluğu almışım, elimde cd evin yolunu tutmuşken merak içindeyim, içinde neler var diye, eve geliyorum hunharca cd yi kabını parçalayarak dışarı çıkarıyorum müzik setine koyuyorum cd yi, ilk şarkı hafif hayal kırıklığı (bkz: enter sandman) ikinci şarkıya atlıyorum sesi veriyorum işte bu (bkz: sad but true), şarkı hoşuma gidiyor kafayı sallayarak 3 defa dinliyorum, arından başka neler var diye sıradan gidiyorum (bkz: the unforgiven) buda güzel diyorum, albümün (bkz: the black) 8.ci şarkısına kadar ufak ufak geliyorum ve 20 yıldır 8 de takılı vaziyette kalıyorum.
ilk aşk acımı bu şarkıyla yaşıyorum (sözlerinin anlamını bilmeden),
üniversite hazırlık dönemimi bu şarkıyla geçiyorum,
okul yıllarımda kafam her bozulduğunda, her ağlama ihtiyacı duyduğumda basıyorum play tuşuna,
eskiyi her hatırlamak istediğimde,
yarına ilişkin önemli bir karar anında,
kendimi hüzünlü hissettiğimde,
kısacası bu şarkıyla geçen 20 sene, dolu dolu, iyiki yapılmış dediğim tek şarkı.