bir de bu şarkının sözsüz,keman versiyonu vardır ki.... (bkz: aman allahım)..özellikle şarkıya önceden aşina olan bir dinleyici için hayalin aktivasyon enerjisi denebilir bu müziğe..ilk başta anlaşılmaz nothing else matters mı bu yahu dedirtir ama hehhhh!! denildiği o an gözlerin önünden en güzel yaşanmışlıklar ya da yaşamak istenmişlikler klasik tabirle film şeridi gibi avamca manyak gibi geçmeye başlar..müzik başa alınmadan sigara tazelenmelidir..
yeni yetme gitaristlerin** arpejini kasması, akabinde aynısı gibi olmaması ve onun akabinde ritim atarak çalmaya çalışması, çalmaya "so glos" diyerek başlaması yaygın olan şarkı. bi de yanılmıyosam james hetfield şarkı hakkında "bu şarkıda dansedenleri görünce sinir oluyorum" diye bi şöz söylemişti.
james hetfield in nedense konserlerin de bir tabureyi oturup soyledigi,son kisimlarinda tabureyi tekmeleyip atmasini anliyamamisimdir.metallica nin en orospu,en iyi sarkilarindan biri.ayrica bu sarkiyi duyan ciftlerin dans etmesi de ayrica uyuz bir olaydir.
ne kadar piyasa olmuş metallica şarkısı densede beni her dinlediğimde etkileyen nadir parçalardan biridir. konserlerde james taburede söyler n.e.m'i. parçanın sonunda tabureye tekme konur, tabure arka tarafa dogru uçar, james'in ufak bir gitar solosu ile parça tamamlanır.*
geçen yaz ağustos ayıydı sanırım.annem, ben ve kuzenim denize gidiyorduk.aşırı derecedeki sıcak hava yine bunaltmıştı.denize girmek için sabırsızlanıyor, hızlı adımlarla kuzenimle ilerliyorduk annem de evlerin bahçelerine bakarak öylece arkamızdan geliyordu.
ve gelmiştik...
kuma ayağımızı basamıyorduk o derecedeki sıcaklık hakimiyetini sesleniyordu etrafa.eşyalarımızı koyarak hemen havlularımızı serdik.denize baktığımda baya dalga vardı.sinirlenmişti yine karadeniz kızmıştı sanki..
buna rağman insanlar aileleriyle eğleniyor sevgililer ise birbirlerine sevgi gösterileri yapıyorlardı.biz de girdik uzunca bir süre kaldıktan sonra çıktık.kurulanmamızın ardından her zaman olduğu gibi voleybol oynamaya başladık çok da iyi oynayamıyorduk hani fena değildik işte.sonra 2 kişi yanımıza yaklaştı bizden fazlasıyla büyüklerdi "maça var mısınız gençler" diye atladı kısa boylu olanı bizde birbirimize bakarak; "tabi, çok iyi değiliz ama oynayalım" dedik şüpheli düşüncelerle.
voleybol sahası yine doluydu sıramızın gelmesini bekliyorduk.sonunda sıramız gelmişti ve başladık.yeniliyorduk şaşırtıcı değildi bu bizim için kendimize güveniyorduk, güvenimizin yansıtmış olduğu enerjiyle de kazanıcağımıza inanıyorduk ve öne geçmiştik.
setin bitmesine yakın tribündeki izleyiciler birden ayaklanmıştı denize doğru gidiyorlardı.ben de bakışlarımı oraya doğru yönlendirdim.bu arada da hep pop müzikler çalan beachde kirk'le başlayan arpej girmişti ilk kez metallica çalmışlardı..evet 'nothing else matters'dı bu..
merakla bakışlarımı kalabalığa doğru yoğunlaştırdım ölümü anlatırcasına acıyla çalan siren sesi kulaklarımızı tırmalamaya başlamıştı.sorduğumda; bir baba ve çocuğunun cesedini arıyorlardı.kurtarıcı botlar, ambulanslar, insanların kargaşası bu esnadaki devam eden şarkıyla kanımı soğutmuştu acımadan.ölümü hissediyor gibiydim.
nothing else matters'la hissetmiştim tüm bu yaşananları.paylaşmak istedim, paylaşmalıydım belki de.Allah, kimseye o baba ve çocuğu gibi böyle acı ölümler yaşatmasın.